Şubat ayında 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın cinayeti toplumun tüm kesimlerinde büyük tepki çekmiş, bunun kadına yönelik şiddetle mücadelede bir dönüm noktası teşkil edebileceği düşünülmüştü.

Ancak Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, Mart ayında 33, Nisan ayında 22 ve Mayıs ayında da 22 kadın öldürüldü.

En son da Muğla’nın Ortaca ilçesinde 18 yaşındaki Cansu Kaya cinsel saldırıya uğradıktan sonra boğularak öldürülürken, yine dün 25 yaşındaki Arzu Köse, Gaziantep'te kocası tarafından av tüfeğiyle katledildi.

ERKEĞİN CİNAYET GEREKÇESİ: KADININ BOŞANMAK İSTEMESİ

Cinayetlerin başlıca gerekçesi kadının boşanmak istemesi. Örneğin Mayıs ayında öldürülen kadınların yüzde 50'si ayrılmayı ya da boşanmayı talep ettiği için hayatını kaybetmiş.

Gülsüm Önal, bunun altında toplumsal bir nedenin yattığını söylüyor:

"Türkiye'de kentleşme artıyor. Toplum değişiyor. Kadınlar toplumun değişimine ayak uyduruyor. Daha fazla modern hak talep ediyorlar. Bunun en sembolik ifadesi boşanma hakkı.

"Bu hak hep tanımlanmıştı ama toplumsal olarak daha yaygın kullanılmaya başlandı. Anadolu'nun köylerinde dahi, kadın mutlu değilse, şiddet görüyorsa boşanmaya adım atmak istiyor artık.

"Ama erkek egemenliği kadınların bu değişimine, bu hak arayışına ayak sürüyor. Kadın-erkek eşitliği politikalarında gerilemiş durumdayız. Kadın istihdamında ilerleme kaydedemiyoruz. Temelde yaşanan eşitsizlik kadınları çok kolay şiddete uğrar hale getiriyor.

"Bunu değiştirmek için güçlü kadın politikaları lazım. Toplumun gerçeğini doğru okuyan, kadının önünü açıp güç kazandıran bir siyaset izlersek bu tablo tam tersine dönüşecek, toplum sağlığına kavuşacaktır." (BBC Türkçe)