AK Parti ve BDP, gelecek dönemde Parlamento'da başörtülü milletvekili olabileceğini belirtirken, CHP sıcak bakmıyor, MHP ise konunun polemik konusu yapılmasını doğru bulmuyor.

Meclis'te temsil edilen 4 siyasi partinin Grup Başkanvekilleri, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, "partilerin iç politika malzemesi yapmaması halinde Meclis'te başörtüsü sorununun çözüleceğine" ilişkin sözlerini değerlendirdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, şu anda Anayasa ya da yasada başörtüsünü yasaklayan herhangi bir düzenleme olmadığını belirterek, "Maalesef bugüne kadar idari birtakım tasarruflarla başörtü yasağı bazı kurumlarda uygulanmıştır. Bu konuda şu anda toplumsal bir uzlaşı var. Kaldı ki bu bir temel haktır. Başörtüsü yasağı fırsat eşitliğine de aykırıdır. Başörtüsünü yasaklayan bir hüküm olmadığına göre, Meclis'te başörtülü milletvekilleri olabilir" dedi.

Aydın, "Yani yeni dönemde başörtülü bir kadın milletvekili adayı olduğu ve seçildiği zaman Meclis'e gelip görev yapabilir" sözlerine, "Kesinlikle yapabilir. Zaten başörtüsünü yasaklayan bir hüküm de yok. Birtakım haksız inisiyatiflerle bu yasak uygulanmış. Bu yasağın haklı anayasal ya da yasal gerekçesi yok. Gelecek dönemde başörtülü bir kadın milletvekili olabilir. Buna engel hiç bir hüküm yok" karşılığını verdi.

Başörtüsünü yasaklayan bir hüküm olmadığı için, yasağın kaldırılması için ayrıca bir düzenleme yapmaya da gerek olmadığına işaret eden Aydın, "Hiç bir yasal düzenleme yapılmadan, şu an itibariyle bile başörtülü bir milletvekili Meclis'e gelip yemin edebilir ve görevini yapabilir" dedi.

'KAVAKÇI LİNCE UĞRAMIŞTI'

Ahmet Aydın, "TBMM Genel Kurulu'na başörtülü giren Merve Kavakçı'nın, başta DSP olmak üzere dönemin koalisyon partili milletvekillerinin protestosuyla karşılaşması üzerine yemin edemeden Genel Kurul'dan ayrılmak zorunda kaldığının" hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:

"O durum, tamamen Merve Kavakçı'ya yapılan haksız bir zulümdü. O durumun hiç bir haklı gerekçesi yoktu. Bugün itibariyle de başörtüsünü yasaklayan bir hüküm bulunmamakla birlikte, Kavakçı, başta DSP olmak üzere dönemin koalisyon ortaklarının haksız bir şekilde lincine uğradı. Artık gelinen bu noktada bu zulmün ortadan kalkması gerekiyor. Kaldı ki yasal ve anayasal hiç bir engelleyici hüküm yok. Durum böyle iken başörtülü bir milletvekili Meclis'e girip yemin edebilir. Biz madem hukuk devletiysek, hukuk kurullarına hepimizin bağlı olması lazım. Demokrasi ile idare ediliyorsak, demokrasinin sınırları içerisinde bu fırsat eşitliğinin mutlaka olması gerekiyor. Orada hukuken engelleyen hiç bir hüküm olmadığına göre baskıyla, zulümle, azınlığın çoğunla tahakkümüyle de bu yasak sürdürülemez."

Aydın, "Muhalefetin başörtülü bir milletvekiline engel olmak istemesi halinde ne olacağının sorulması" üzerine, "Bu, doğmamış çocuğa don biçmek gibi bir şeydir. Ama ben öyle bir şeyin olabileceğini tahmin etmiyorum. Çünkü hukuk devletiyiz ve hukuk kurallarına herkesin bağlı olması lazım. Böyle bir şey yapabileceklerine ihtimal vermiyorum. Hukuk devleti içeresinde geçerli olan, mevcut yasal düzenlemelerdir ve bu düzenlemelerde de böyle bir yasak olmadığına göre bu hakkın da haksız bir şekilde gaspedilmesine müsaade etmeyiz" dedi.

'YARIN BAŞKASI DA BEN ŞORTLA GELECEĞİM DER'

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bu konuda anayasal düzenlemenin şart olduğunu belirten Altay, "Üniversitelerde daha önce bir düzenleme yapılmıştı doğru. Orası özerk kurumlar, bilim yuvası, orada bir sakınca yok. Üniversite özgürlük merkezidir. Her türlü özgürlük üniversitelerde kullanılabilmeli. Bu ayrı bir şey. Ama bu ilkokulda olursa olmaz, parlamentoda olursa olmaz. Bu konuda toplumun tamamında bir mutabakat gerekir. Çünkü dini inançlarla ilgili devletin, kamunun taraf olması anlamına gelir. Devlet bu konuda tarafsız olmalıdır. Devlet bu konulara kör olmalıdır, laiklik onun için vardır" dedi.

Altay, Türkiye'de yeni bir tartışma yaratılmasının anlamının olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Üniversitelerde bir şekilde türban sorunu çözülmüş görülüyor. Türkiye'yi yeniden türbana alet ederek, özellikle AKP'li yöneticilerin dağılan taraftarlarını bu şekilde toplama düşüncesidir. Türbanı alet ederek kimi AKP yöneticileri, AKP'den umudunu kesen vatandaşları böyle bir çekim merkeziyle bir ve diri tutmak istiyor. Bu, dini siyasete alet etmektir. Hizmet alanlarında başörtüsü takma özgürlüğü olmalıdır. Bunu hep savunuyoruz. Yasama organında bu tür bir davranış farklı sonuçlar ve sakıncalar doğurur. Bir başkası benim anlayışım farklı der, farklı kıyafetle gelir.

Parlamentonun bir nizamı olması gerekir. O çerçeveden bakınca çok olabilirliğini görmüyorum. Ama insanlar dışarıda, özel alanlarda, kamusal olmayan her alanda türban takmada özgürdür. Bundan dolayı da bir mağduriyet yaşamamalı. Ama bu ayrı bir durum. Hele hele parlamento çok daha ayrı bir durum. Yarın Parlamento'da bir başkası da 'ben şortla geleceğim' der. Öteki 'kıravat bana uymuyor' der. O zaman da Parlamento, Parlamento olmaktan çıkar. Parlamento'nun intizamı vardır. Bunun korunması lazım. İnançlarınız şimdi mi aklınıza geldi diye sorarlar. Türkiye bunları da aşacaktır ama şimdi, o zaman değil."

'SAYIN ÇİÇEK KANUN TEKLİFİ Mİ VERDİ?'

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da Meclis Başkanı Çiçek'in değerlendirmesine karşı parti olarak bir cevaplarının olmadığını söyledi.

Şandır, "Milletin çok önemli bir değeri üzerinden polemik yapılmasını faydalı ve doğru bulmuyoruz. Bu türlü konular, konuşularak değil gereği yapılarak gerçekleştirilebilir. Eğer bu yönde bir hazırlık olursa, MHP'nin yetkili kurulları, gereken değerlendirmeyi yapıp kamuoyunu bilgilendirecektir. Bu konuda bir şey yapılacaksa bunun gereği yapılmalı. O zaman da MHP gereken değerlendimenin ardından gereğini yapar" diye konuştu.

Toplumsal bir değer olan başörtüsü üzerinde polemik yapılmasına neden olacak görüş ifadelerini faydalı bulmadığını dile getiren Şandır, "Yapılması gereken bir şey varsa, yapmakla sorumlu olanlar, gereğini yaparlar. Önümüzde resmi bir şey yok. Sayın Cemil Çiçek, böyle bir kanun teklifi mi hazırlıyor? Böyle bir İçtüzük Değişiklik Teklifi mi hazırlıyor?" diye sordu.

Şandır, MHP olarak üniversitelerde okuyan çocukların başörtüden dolayı eğitim haklarının kısıtlanmasına karşı çıktığını kimsenin unutmaması gerektiğini, bu kısıtlamanın ortadan kaldırılması için geçmiş zamanda gereken düzenlemeye destek verdiklerini hatırlattı.

MHP Antalya eski Milletvekili Nesrin Ünal'ın normal hayatta başörtülü olduğunu ama Genel Kurul çalışmalarında başörtüsünü çıkardığının hatırlatılması üzerine de Şandır, "Nesrin hanım kural neyse kurala uydu. Ama kurallar değiştirilirse o ayrı bir hadise" dedi.

'KIYAFET ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YANAYIZ'

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ise başörtülü bir milletvekili çıkarma konusunun partide gündeme gelmiş bir konu olmadığını söyledi.

Ama başından beri insanların ifade ve kıyafet özgürlüğünden yana olduklarını her ortamda ifade ettiklerini kaydeden Buldan, "İnsanlar ifadeleriyle, kıyafetleriyle, ideolojileriyle kendilerine bir yön belirlerler. Her insanın kendine özgü bir kıyafet tarzı vardır, bir düşünce tarzı vardır, bir ideolojisi vardır. Dolayısıyla kimin nasıl giyineceğine, kimin nasıl konuşacağına insanın kendisi karar verir. O yüzden başörtülü kadının da yaşamın her alanında kendini ifade ve temsil etmesi önemlidir. Biz bu konuya soğuk bakmıyoruz. Parti olarak da insanların fikir ve kıyafet özgürlüklerinden yanayız" diye konuştu.

Buldan, mevcut Anayasa ile bu işi yapmanın mümkün olmadığını, Anayasa değişikliği yapılması gerektiğini ifade ederek, yeni Anayasa yazım sürecinde bu konunun gündeme gelmesinin önemli olduğunu bildirdi.

Bu konunun şu aşamada tartışılmasının önemli olduğunu vurgulayan Buldan, şunları kaydetti:

"Kadınlar açısından da önemli bir konu. Dolayısıyla Türkiye'de binlerce kadın başörtüsü takıyor. Bu başörtülü kadınların da istediği alanda istedikleri mekanizmada, istedikleri siyaset alanında kendilerini temsil etme hakları vardır. Böylesi bir engel 21. yüzyılda Türkiye'ye yakışmıyor. Dolayısıyla türban meselesi Türkiye'nin gündeminden çıkmalıdır. İnsanlar istedikleri şekilde giyinmeli, istedikleri şekilde konuşmalı ve düşünmelidir.

Mevcut kadın milletvekillerinin Genel Kurul Salonu'na başörtülü gelmesi durumunda da tepki gösterilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Merve Kavakçı olayı tekrar Türkiye'nin gündemine gelmemeli. Herkes kadının kıyafetine saygı göstermeli. Genel Kurul'a başörtülü bir kadın gelirse parti olarak olumsuz bir tavır sergilemeyiz." (aktifhaber)