DÖKH tarafından en büyük toplumsal sorunlardan birine dönüşen kadın katliamlarına karşı mücadele etmek amacıyla "Kadın Cinayetleri Çalıştayı" düzenledi. Çalıştayda, konuşan sosyolog Evin Güleker, kadınların sürekli namlunun ucunda yaşadığını ifade ederek, AKP hükümeti döneminde 6 bin 910 kadın katledildiğini aktardı.

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), yeni yaşamı inşa sürecinde demokratik özerklik kapsamında özgün kadın meclisleri, madde bağımlılığı ve yozlaşma, çocuk istismarı ve önleyici tedbirler, kadın katliamları ve ekonomi ile 5 başlıktan oluşan çalıştayların 4'üncüsü olan Kadın Katliamları Atölyesi kapsamında Ceren Kadın Derneği'nde, "Kadın Cinayetleri Çalıştayı" düzenlendi. Çalıştaya Ekin Ceren Kadın Derneği, Kardelen Kadın Evi, Amida, Silvan Meya Kadın Merkezi, Lice Nujiyan Kadın Merkezi çalışanları ve DİKASUM aktivistleri katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını Amida Kadın Merkezi sosyologu Evin Güleker, yaptı.

'AKP HÜKÜMETİNİN KADIN BİLANÇOSU AĞIR’

Güleker, kadın cinayetlerine genel bir bakış olarak çalışma yürüteceklerini belirterek, yürütülecek tartışmaların kendilerini çok şey katacağını ifade etti. Kadın cinayetlerinin son 19 yıl içersinde artış gösterdiğini aktaran Güleker, çalıştayda kadın kurumları olarak yaptıkları ve yapamadıklarını ortaya koyacaklarını söyledi.

Güleker, AKP hükümetinin 12 yıllık bilançosunun kadınlar açısından ağır olduğunu, bakanlıkların değiştiğini ama algıların değişmediğini belirtti. Konuşmasının ardından Güleker, kadın cinayetlerine genel bir bakış adlı sunumunu gerçekleştirdi.

'KADINLAR SÜREKLİ  NAMLUNUN UCUNDA'

Güleker, sunumunda kadınların bir erkek veya erkek grubu tarafından öldürülmesi veya ölüme zorlanmasının "kadın cinayeti" olarak tanımlayarak, kadın cinayetinin kadına yönelik şiddetin en vahşi boyutu olarak karşılarına çıktığını ifade etti. Kadınların cinayete kurban gitmesi noktasında geleneksel yapıların önlerine çıktığını belirten Güleker, kadınların dünyanın her yerinde, kamusal alanda, işte, evde ve aile ortamında katledildiğine dikkat çekti. Kadın cinayetlerinin özellikle kadının "en güvenli" olduğu aile ortamında katledilmesin daha fazla olduğunu aktaran Güleker, "Kadınlar, kardeşleri, erkek arkadaşları, sözlüleri yada eşleri tarafından katlediliyor. Yani kadının sevgi bağı ile bağlandığı erkekler tarafından öldürülüyor. Kadınlar ya devletin ya toplumun yada başka unsurlar tarafından sürekli namlunun ucundadır" dedi.

'2002-2011 ARASINDA 6 BİN 428 KADIN KATLEDİLDİ'

AKP hükümetini kadın düşmanlığı yaptığını dile getiren Güleker, AKP'nin hükümete geldiği 2002 yılından 2011 yılına kadar 6 bin 428 kadının vahşice katledildiğini belirtti. Güleker, 2012 yılında 139, 2013'te 237, 2014'dün ilk 5 ayında da 106 kadının katledildi bilgisini paylaştı.

'MEDYA KADIN KATLİAMLARINI VE ŞİDDETİ SIRADANLAŞTIRIYOR'

Daha sonra "Kadın Cinayetleri ve Medya Unsuru" başlıklı bir sunumu Kardelen Kadınevi çalışanı Seval Demirhan yaptı. Medyanın kadın cinayetlerini meşrulaştırdığını dile getiren Demirhan, kadınların salt eş yada annelik konumunun altını çizen veya fedakarlık niteliğini ön plana çıkaran içeriklerin yer aldığını ifade etti.

Demirhan, kadının seyirlik bir nesneye dönüşümünde yer aldığını belirten Demirhan, "Reklam dünyası da 'Kadın imgesi'ni sömürüyor. Hem görsel hem de yazılı basında kadının cinselliği ön planda tutuluyor. Bundan dolayı, Türkiye'de internet, yazılı ve görsel basın erozyon içersindedir. Medya, kadın katliamları ve şiddeti sıradanlaştırıyor" şeklinde konuşarak sunumunu sona erdirdi.

'KADIN CİNAYETLERİ POLİTİK BİR SORUN'

Kadın cinayetlerinin hukuksal boyutunu değerlendiren Avukat Emel Sayın da kadına yönelik şiddeti engelleme yasasının çıkarıldığını ancak yasanın uygulanmasında sorun yaşandığını belirtti. Sayın, kadının şiddet ile karşılaştığında karakola gidildiğini, karakolda hakimler ve savcılar tarafından "barışsınlar" söylemi ile karşı karşıya kalındığını ve dolayısıyla uzlaşmaya gidildiğini belirtti. Böylelikle devletin kadın cinayetlerine davetiye çıkardığını da ifade eden Sayın, yakın korumanın da kadına tahsis edilmediğini ifade etti.

Cinayet dosyalarında kadının sürekli iftiralara maruz kaldığı ve gerekçelendirildiğini belirten Sayın, gösterilen gerekçeler ile tahrik indirimi unsuru olarak gösterildiğini belirtti. Sayın, "Yargı şu an erkek egemen zihniyetle uygulanıyor. Kadın ölümü hak eden bir noktada duruyor. Kanun yapılarak bir yol alınmıyor. Kadın cinayetleri politik bir sorundur" dedi.

Çalıştay verilen aranın ardından tartışmalarla devam edecek. (Özgür Gündem)