2003 yılında "Savaşı çıkaran, savaş kararı alanların hepsi erkek, tesadüf mü?" diyerek Taksim Meydanı’ndan Mis Sokak’a kadar yürüyen kadınlar bu yıl 19’uncu kez bir araya gelmeye hazırlanıyor.

Bu yıl 19'uncusu düzenlenecek olan Feminist Gece Yürüyüşü'ne çağrı yapan kadınlar ve LGBTİ+'ler, "Patriyarkanın, baskının, bıkkınlığın, krizlerin binbir biçimi üzerine bir de pandemi eklenirken bizler bu zor günlerde umutsuzluğa kapılmamak için feminist mücadelemizden güç aldık. Birlikte coşkuyla, öfkeyle en çok da dayanışmayla yan yana durduğumuz anları hatırladık, dayanışmamızın gücünü hatırladık. Bu yıl da feminist gece yürüyüşümüzde bir araya geleceğiz” dedi.

5 MART'TA POLİS MÜDAHALESİ

Geçtiğimiz yıl polis müdahalesine rağmen yürüyüşlerine devam eden kadınlar bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne giden süreçte de yine polis müdahalesiyle gözaltına alındı.

5 Mart’ta İstanbul Kadıköy’de 8 Mart Platformu’nun çağrısıyla düzenlenen eylemde LGBTİ+'ler ve gökkuşağı bayrakları-ve hatta şemsiyeleri- alana alınmadı. Eylem sonunda polisin trans kadınlara dönük nefret suçunu teşhir eden Yıldız İdil Şen’in de aralarında olduğu taksiyi takip eden polis 9 kişiyi darp ederek gözaltına aldı.

AKP'NİN KADIN KARNESİ

19 yıllık AKP iktidarında kadınlara yönelik ilk polis müdahalesi değildi bu kuşkusuz. “Kadın erkek eşitliği fıtratımızda yok” diyen AKP Genel Başkanı, “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün öyleyse", “Hamile kadınların sokakta gezmesi doğru değil”, “Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez” diyen AKP’liler, LGBTİ+ bireylere ‘LGBT sapkınları’ diyerek nefret suçu işleyen İçişleri Bakanı ve daha birçoğu bu süreçte hafızalardan silinmeyen kadın ve LGBTİ+ düşmanı çıkışlara örnek.

Önlenmeyen kadın cinayetleri, kadınların defalarca kez şikayet ettikleri ve haklarında uzaklaştırma kararı olan erkekler tarafından öldürülmesi, şiddete maruz bırakılması, şiddet faillerine takılmak için bulunamayan elektronik kelepçelerin Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine destek verenlere apar topar takılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması 19 yılın sonunda gelinen noktaya bir özet.

FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ ORGANİZASYON EKİBİNDEN SUNAY: İSYANIMIZ EVE SIĞMIYOR

8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü organizasyon ekibi, basın komisyonundan Simlâ Sunay, bu yılki 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne nasıl hazırlandıklarını şöyle anlatıyor:

“Bu sene de her yıl olduğu gibi patriyarkaya, heteroseksizme, kapitalizme, homofobiye, transfobiye karşı “Feminizm Özgürleştirir” ve kadın cinayetlerine, trans cinayetlerine, tacize, tecavüze, şiddete karşı “Feminist İsyan Her Yerde”, “Uykularınız Kaçsın” diyerek meydanlarda ve sokaklardayız. Pandemide artan ev içi şiddetine, pandemi bahane edilerek üzerimize yıkılan ev içi emeğine ve artan mesai saatlerine, kadın emeğinin sömürülmesine karşı “İsyanımız Eve Sığmıyor” diyoruz. Nafakaya karşı hukuksuz ve yanlış bilgiyle dolu itirazlara, girişimlere karşı mücadelemizi ve ücretsiz, güvenli, erişilebilir (fiili) kürtaj hakkı taleplerimizi gündemde tutuyoruz. Bununla beraber kayyumlara, atamalara, keyfi gözaltılara, hukuksuz tutuklamalara, LGBTİ+’lara yapılan ayrımcılıklara, çıplak aramalara ve karakolda şiddete karşı sesimizi yükseltiyoruz. Barış talebimizi bu sene de yineliyoruz."

Sunay, pandemi koşullarını da gözeterek her yıl oldukları yerde olmaya devam edeceklerini vurgularken, bu sene ilk kez bir online parti organize edildiğini de söyledi. Sunay, "22.00-01.00 saatleri arası üç DJ arkadaşımızın programıyla, evlerimizden coşkumuza devam edeceğiz. Böylece parti geleneğimiz kesintiye uğramayacak" dedi.

Sunay, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik uzun süredir devam eden saldırılara karşı da tavırlarının net olduğunu vurguladı. "Kararımız kesin ve belli, vazgeçmiyoruz, uygulanmasını istiyoruz" diyen Sunay, kadınların adliyelerdeki hak mücadelesine de devam edeceklerini hatırlatarak şunları söyledi:

"Pandemide artan şiddete, işsizliğe, emek sömürüsüne karşı mücadelemiz sürecek. LGBTİ+’lara karşı yıldırıcı, ayrımcı politikaların karşısında olmaya yılmadan devam edeceğiz. Varız ve antidemokratik uygulamalara karşı isyanımız sürecek. Feministler, her muhalif gibi ‘terörist’ ilan ediliyor, keyfi gözaltılar yapılıyor, gösteri, yürüyüş ve toplanma hakkımız ihlal ediliyor, buluşmalarımız engellenmeye çalışılıyor ama şu ana kadar her zaman toplanabildik, forumlar, serbest kürsüler yaptık, eylem ve mücadele kararlarını kolektif aldık ve uyguladık. Her gün pek çok kadın harekete katılıyor, bunu fark ediyoruz. Biz feministler meydanları, parkları, sokakları terk etmiyoruz. Her yerdeyiz!"

Gece Yürüyüşü Twitter, Facebook ve Instagram üzerinden takip edilebilir.

'KAZANILMIŞ HAKLARIMIZA DÖNÜK SALDIRILARI DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE KABUL ETMEYECEĞİZ'

İlerici Kadınlar Meclisi'nden Gamze Abay ise iktidarın pandemiyle birlikte erkek şiddetindeki artışın iktidar tarafından önlenmediğini vurguladı. "Var olan yasaların dahi uygulanmadığı AKP döneminde kadınların kazanılmış haklarına yönelik birçok kez saldırı oldu ancak kadın hareketi/ feminist hareket her seferinde bu saldırılara karşı bir aradaydı, birlikte güçlüydü" diyen Abay, 8 Mart mesajında şunları söyledi:

"Bu seneki 8 Mart teması bizi yine mücadeleye ve elbette ki erkek egemen kapitalist sistemi karşı çıkmaya davet ediyor. Bu yıl, Kod29'un kadınlar için farklı uygulanması, kadınların çeşitli gerekçelerle işlerine son verilmesi, kısıtlı olan süt izinlerinin binbir güçlükle kullandırılması, elektronik kelepçelerin faillere değil kadınlara takılması gibi birçok saldırıyı peş peşe gördük. 'Süt izni' için Meclis'e verdiğimiz kanun teklifi tozlu raflar arasında bekletiliyor. Bununla ilgili çalışmamıza devam edeceğiz. Kazanılmış haklarımıza dönük müdahaleleri dün olduğu gibi bugün de kabul etmeyeceğiz."

İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadınların kazanılmış haklarına dönük saldırının AKP'nin ve onun beslendiği ideolojinin bir gereği olduğunu belirten Abay, "Bu iktidar ve destekçilerinden kadınlar için iyi bir adım atmaları beklenemez. Ne düşünüyorlarsa onu yapıyorlar. Daha önce de söyledik; yasalara saldırmak, kadınların maruz kaldığı şiddetin türlü biçimlerine taraf olmaktır. Öte yandan kadına yönelik şiddetin temelinde yatan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ortadan kaldırılmadığı sürece şiddetin engellenmesi de mümkün olmayacaktır. Kadına yönelik her türlü  şiddetin bitmesi için ataerkinin de bitmesi gerekmektedir" dedi.

Editör notu: Bu haberin hazırlandığı sırada, Halkevci Kadınlar adına 8 Mart mesajlarını iletmelerini talep ettiğimiz Tuğçe Özçelik gözaltındaydı. Bu sebeple mesajlarını yayınlayamıyoruz.

Kaynak: Artı Gerçek