Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 yılında IŞİD'in bombalı saldırısı sonucu yaşamını yitiren 33 kişi, katliamın 7'ncı yıl dönümünde Kadıköy'de İskele Meydan'da 'Adalet Zinciri' oluşturarak anıldı.

Gençlik Örgütleri'nin çağrısıyla düzenlenen anmada, katliamın 7'nci yılında, "Suruç için adalet herkes için adalet" çağrısı yapıldı.

Anmada, katledilenlerin fotoğrafı ve "7'nci yılında Suruç için adalet herkes için adalet" yazılı dövizler taşındı, sık sık, "Bijî berxwedanan ciwanan", "Unutmak yok, affetmek yok" sloganları atıldı.

Artı Gerçek’ten Yağmur Kaya’nın haberine göre, Anmada, Kadıköy'de 20 Temmuz saat 19:30'da Süreyya Operası önünde yapılacak eyleme çağrı yapıldı.

ELVAN AİLESİ: KATİLLER HALA ARAMIZDA

Anmaya Gezi Parkı eylemleri sırasında başına isabet eden biber gazı kapsülü darbesiyle yaralanan ve komada kaldığı 269 günün sonunda hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan'ın mesajı okundu.

Elvan, mesajında, "Çocuklarımızın katilleri hala aramızda dolaşıyorken bugün Suruç’ta katledilen dostlarımız için hala adalet sağlanmadı. Bizler katillerin cezalandırılmasını beklerken çocuklarımız katlediliyor, dostlarımız hapsediliyor. Gençlerimizin adalet mücadelesinde yan yanayız" ifadelerini kullandı.

Elvan mesajında,"hasta tutsaklar için, tecrit koşullarındaki tüm devrimci tutsaklar için, Şenyaşar Ailesi için, Deniz Poyraz için, Gezi Şehitleri için, 301 Madenci için, Çorlu Katliamı için, Çorum için, Maraş için, Sivas için buradayız. Amed, Suruç ve Ankara'nın öfkesiyle buradayız. Adaletin sıkılı yumruğumuzda olduğunu biliyoruz, adaleti sağlama sözüyle buradayız. Gençlerimizin adalet mücadelesinde yan yanayız. Katillere, tecavüzcülere ve faşistlere karşı omuz omuzayız. Çünkü biliyoruz ki onlar bir, bizler milyonlarız. Suruç’u unutmayacağız, unutturmayacağız." dedi.

MENDİLLİOĞLU: YOLDAŞLARIMIZI HÜZÜNLE ANMAK HAKSIZLIK OLUR

Etkinliğe katılan Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu da burada yaptığı konuşmada, "Suruç’ta katledilen yoldaşlarımızı hüzünle anmak onlara haksızlık olur. Onları anmak; onların bize bıraktıkları sorumlulukları yüklenmekten geçiyor" dedi.

'GEZİ'DEN ROJAVA'YA SINIR TANIMAYAN YOLCULARDI'

Konuşmaların ardından Mücahit Arbas basın metnini okudu. "7 yıl önce yıkılan bir kenti, Kobane’yi, yeniden inşa etmek için yola çıkan ve devlet destekli IŞİD çeteleri tarafından katledilen 33 düş yolcusu için adalet zincirinde buluştuk" diyen Arbas, öldürülen 33 kişinin IŞİD'e karşı devrimi savunanların yoldaşı olduğunu söyledi.

Öldürülen kişilerin, ezilen halklar arasında bir köprü olduğunu ifade eden Arbas, "Ezilen halkların zaferine karşı, bu köprüyü yıkmak isteyen egemenlerin korkusuyla katledildiler. Gezi’den Rojava’ya sınır tanımayan yolculardı onlar. Gençliğin devrim mücadelesindeki yerini ve sorumluluğunu bilerek, devrime yürüdüler" diye konuştu.

'VARLIĞINI SÜRDÜRMEK İSTEYEN İKTİDAR, KİTLE KATLİAMLARI ÖRGÜTLEDİ'

Arbas, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2015 yılında işçi sınıfına, Kürt Halkına, kadın ve LGBTİ+lara, Alevilere, gençlere dönük hak gasplarını, baskıyı artırdığını söyledi.

"Rojava'da yükselen devrim ve bu topraklardan devrime uzanan binlerce el, Gezi İsyanı, 7 Haziran seçimleri ile hezimete uğrayan siyasi iktidar varlığını sürdürebilmek için kitle katliamları örgütledi, gözaltı ve tutuklama saldırılarıyla devrimci, yurtsever, sosyalist güçleri tasfiye etmek istedi. Söz, eylem, örgütlenme hakkını gasp ederek halkın itirazını faşist terörle bastırma yoluna girdi. İşte Amed, Suruç, Ankara ve nice katliam bu dönemin ürünüydü. Onlarca katliam örgütleyen IŞİD'e tırlarla silah taşındı, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından 'bir kaç öfkeli genç' güzellemesi yapıldı. Siyasi iktidarın korunması uğruna Gezi'de biri 15'indeki Berkin Elvan, 9 arkadaşımız katledildi. Berkin'in katili için Erdoğan, 'Emri ben verdim' dedi, Gülsüm anayı meydanlarda yuhalattı. Amed'in, Suruç'un, 10 Ekim'in ardından 7 yıl geçti" diye konuştu.

Arbas, polisin bombalı saldırıları düzenleneceği yönünde haberi olduğu halde engellemediği ve polise sadece para cezası kesildiğini vurgulayarak, "Katliamın faillerinden olduğunu kendi ağzıyla kameralar önünde ilan eden Ahmet Davutoğlu bırakalım sanık olarak dinlenmeyi; tanık sıfatıyla dahi dinlenmedi" dedi.

'AİLELERİN, AVUKATLARIN HİÇBİR TALEBİ KABUL EDİLMEDİ'

Arbas, 7 yıldır süren mahkemeye ilişkin ise şunları aktardı:

"7 Yıldır Hilvan'da bir hapishane kampüsünde görülen Suruç Katliamı davası tiyatro oyununa dönüşmüştür. Mahkeme heyeti tarafından 33'ler ve Suruç Gazileri yüzde 50 kusurlu ilan edilmiştir. Suruç ailelerinin, avukatlarımızın hiçbir talebi kabul edilmezken ağızlarından çıkan her söz soruşturma konusu olmuştur. Suruç için Adalet mücadelesi düzmece polis fezlekelerinin konusu haline getirilerek arkadaşlarımız, yaralılar, avukatlarımız tutsak edilmiştir. Bugün Suruç Gazisi Efe Çatalbaş tutsaktır ve işkenceyle hapishaneden hapishaneye sürgün edilmektedir. Suruç'ta yitirdiği oğlunun mezarında yaptığı konuşma gerekçesiyle Besra Erol annemiz tutsaktır, Suruç ailemiz Kübra Barutçu tutsaktır.

'BU TOPRAKLARDA ADALETSİZLİĞE UĞRAMIŞ EZİLENLERİN MÜCADELESİNİ SAHİPLENİYORUZ'

'Suruç için Adalet, Herkes için Adalet' şiarıyla adalet mücadelesini sürdürürken bu topraklarda adaletsizliğe uğramış tüm ezilenlerin mücadelesini sahipleniyoruz. 7 yıldır sürdürdüğümüz adalet mücadelesinde Suruç Katliamı'nın katilleri ve işbirlikçilerini tanıyoruz. Karşımızdakiler Suruç’un, Ankara’nın, Deniz Poyraz’ın, Berkin Elvan’ın, Nadira’nın, Rabia Naz’ın, Hande Kader’in, Soma’da maden işçilerinin ve nicemizin katilleridir. Yoksulluğumuzdan sorumlu olanlardır, devrimcileri işkencelerde kaybedenlerdir, kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik saldırıların failleridir.

Anma sloganlarla son buldu.