Türkiye'de hükümetin koronavirüsle mücadele kapsamında meclis gündemine taşıdığı infaz düzenlemesi muhalefetin itirazlarına rağmen AKP ve MHP oylarıyla TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Muhalefetin, düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine taşımayı planladığı belirtilirken gazetecilerin, avukatların ya da siyasi görüşleri nedeniyle cezaevinde bulunanların kapsam dışında bırakılmasına sivil toplum örgütleri ve hukukçular da tepkili

Düzenlemenin meclisteki görüşmeleri sırasında iktidar partisi AKP’li vekillerin verdiği bir önergeyle MİT Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla cezaevinde tutulan gazetecilerin de infaz düzenlemesinden yararlanması engellendi.

Önergeyle MİT Kanunu’na karşı işlenen suçlarda üçte iki oranında uygulanan infazın yarıya indirilmesinden vazgeçildi.

Bu durumda cezaevindeki Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan,  Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Odatv Muhabiri Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesi yazarlarından Murat Ağırel’in de aralarında bulunduğu MİT Kanunu’na muhalefetle suçlanan altı gazeteci hakkında mahkumiyet kararı çıkarsa cezalarında yarı yarıya indirim olmayacak. MİT Kanunu’na muhalefetten mahkum olan diğer hükümlüler de infaz indiriminden yararlanamayacak.

‘TÜRKİYE BUNLARI HAK ETMİYOR’

MİT Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla cezaevinde tutulanların özellikle gazetecilerin, düzenlemenin özünü oluşturan “infazda yarı yarıya indirim” kuralının dışında tutulmasını MİT eski müsteşar yardımcısı Cevat Öneş değerlendirdi.

Devletin ulusal çıkarları için hukuk kuralları çerçevesinde MİT’in bilgi alma çalışmalarıyla ilgili kimi hukuki düzenlemelerin her zaman gündeme gelebileceğini belirten Öneş, ancak bu kez “meselenin kamuoyundan kaçırılması” gibi bir durumun yaşandığını söyledi.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre Öneş, “Yaşadığımız zor koşullarda MİT Kanunu’na aykırı hareket ettikleri iddiasıyla tutuklanan gazetecilerin infaz düzenlemesinin dışında tutulmasının hiçbir toplumsal ya da ülke çıkarıyla bağdaşmadığı ortadadır. Gazetecilere dönük intikam hissiyle hareket edildiği ortadadır. Ne yazık ki Türkiye için tehlikeli bir adım atıldı. Türkiye; bu intikam hissini, bu tehlikeli adımları hak etmiyor” diye konuştu.

Öneş, infaz düzenlemesinin hukuki, psikolojik ve insan hakları açılarından yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu ve hükümetin özellikle gazetecilere neden böyle davrandığını kamuoyuna açıklamasını istedi.

“TUTUKLAMALAR CEZA İNFAZI GİBİ KULLANILACAK”

Eski cumhuriyet savcılarından Ömer Faruk Eminağaoğlu’na göre de infaz düzenlemesindeki MİT’e karşı işlenen suçların kapsam dışı bırakılmasında iktidarın “gazetecilere baskıyı artırarak hukuk dışı işlerini sürdürme arzusu” rol oynadı.

Eminağaoğlu, “İktidar hukuk dışı tüm işlerini MİT yoluyla gerçekleştirdiği için bu işlerin aydınlığa kavuşturulmasını, basın yoluyla halkın bilgilendirilmesini önlemek istiyor. Gazetecilerin hukuktan, eşitlikten mahrum bırakılmasının nedeni budur” diye konuştu.

Düzenlemeyle birlikte iktidarın işlemlerinin sorgulandığı olaylarda eşitliğe aykırı biçimde farklı bir infaz sisteminin de Türkiye'ye getirileceği mesajının verildiğini öngören Eminağaoğlu, Türkiye'de yeni yasal ve hukuki sorunlara yol açıldığına dikkat çekti.

Eminağaoğlu, “Gittikçe yaygınlaşan hukuka aykırı ve baskı niteliğindeki tutuklamalar, ceza infazı gibi kullanılacak, bu tutuklamalar artacak ve uzun süreli olması gerçekleştirilecek. İktidar; kendi hukuk düzenini ilan ediyor” eleştirisinde bulundu.

“YAŞAM HAKKI HERKESİN DEĞİL Mİ?”

Hukuk profesörü Metin Günday ise koronavirüs önlemi olarak gündeme getirilen infaz düzenlemesinin "eşitlik ilkesinin” dışına çıkılarak yapılmasını “doğrudan yaşam hakkı ihlali” olarak tanımladı.

Günday, hükümete "Madem koronavirüs önlemi alıyorsunuz bu önlemler neden Osman Kavala'yı, Selahattin Demirtaş’ı, siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde olan yüzlerce insanı kapsamıyor. Amacınız, bu insanları bir kez daha cezalandırmaksa neden bunu açıkça kamuoyuna söylemiyorsunuz?” şeklinde konuştu.

GAZETECİLER DE TEPKİLİ

Gazetecilik meslek örgütleri de infaz düzenlemesine karşı eylemlerini artırmayı planlıyor.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Can Güleryüz tepkisini "Gazetecileri cezaevinde tutanlar, rüşvetçilere, hırsızlara, gaspçılara, katillere cezaevinden çıkış kapısını açmıştır" şeklinde dile getirdi.

Güleryüz, "Hukukun üstünlüğü için yazanlar, konuşanlar cezaevlerinde kalacak, suça dayalı bir sistem kurmak isteyenler, gerekli tedbiri almayarak toplu ölümlere neden olanlar, kendilerini koruyan siyasilerle birlikte dışarıda dolaşacak” diye sözlerini sürdürdü.

AKP SAVUNMADA: GEREKEN DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI

İnfaz düzenlemesinin meclisteki görüşmelerinde muhalefetin “Kezzap atan çıkıyor, tweet atan kalıyor” eleştirilerine neden olan madde de değiştirildi.

Örneğin yüzüne kezzap atıp Berfin Özek'i tanınmaz hale getiren eski sevgilisi Ozan Çetik infaz indiriminden yararlanamayacaklar arasına dahil edildi.

İnfaz düzenlemesinde Basın İlan Kurumu’ndan (BİK) resmi ilan ve reklam almayan gazetelerin cezaevlerine alınmayacağına ilişkin madde de değişiklik yapıldı.

Muhalefet bu maddeye iktidarın muhalif gazeteler; Cumhuriyet, Birgün, Evrensel, Yeniçağ gibi gazetelerin BİK’ten reklam almalarının yasaklanarak, cezaevlerine alınmalarını engelleme girişimi olduğunu belirterek itiraz etti.

İtiraz üzerine BİK’ten resmi ilan alma koşulu korunmasına karşın, aynı maddeye “Ancak ilan ve reklamın geçici süreyle kesilmesi hali, bu hükmün dışındadır” cümlesi eklenerek, yasak kapsamı esnetildi.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe