Sevgili Jack,

Sen doğduğunda annen Marcia ve baban Tim’in sevincini düşünebiliyorum. Dorsey ailesinin minik bebeklerine nasıl sevindiklerini tahmin etmek tabi ki zor değil. Tarih 1976 yılıdır sanırım.

Senin gözlerini dünyaya açtığın bu tarihte komünist parti lideri ve Çin devlet adamı Mao gözlerini dünyaya yumdu. Muammer Kaddafi çoktan devlet başkanı olmuştu. Obama henüz çaylak bir lise öğrencisi Humeyni ise ses bantlarını kaydetmekle meşguldü.

Tunus lideri Zeynel Abidin Bin Ali siyasi muhaliflere uyguladığı baskıcı yöntemlerle kariyer yapıyor içişleri bakanı olarak rejim karşıtlarına nefes aldırmıyordu. Hüsnü Mübarek, Mısır Hava Kuvvetleri’nin başarılı komutanı olarak devlet başkanı yardımcılığına terfi etmenin keyfini yaşıyordu.

Suriye lideri Esad on bir yaşında olmanın verdiği masumiyetdeydi. Başbakan Erdoğan, Millî Selâmet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına seçiliyor aynı yıl MSP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığına da seçilmenin sevincini yaşıyordu.

Hiçbiri için bir anlam ifade etmiyordun. Varlığın ailen içindi sadece. Hatırlamıyorsun elbette, dil gelişiminde birinci evre olan agulama-babıldama döneminde çıkardığın ilk sesler sevgili annen Marcia ve baban bay Tim için inanılmaz bir şeydi. Senin için inanılmaz olan günü, o ilk tweeti attığın gün ise bugün bizim için inanılmaz şeyler başarıyor Jack.

O gün, 21 Mart 2006 tarihi, evet, senin için küçük ama dünya için büyük bir adımdı. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a çekiç darbelerini vurduğu bir günde “cıvıldama”nın modern Dehaklara yüzbinlerce çekiç darbesini “cıvıldayarak” indireceğini elbette düşünmemiştin. Amacın sadece arkadaşlarınla twttr’ını kurmaktı.

Bugün mazlumların, kimsesizlerin, sesini kitlelere duyuramayanların, çığlığında boğulmak zorunda kalanların nefesi, çekiç sesi oldun. 140 yılda kitlelerin yapamadığını 140 karakterde yapmayı başardın Jack.

Tunus’ta kendini yakan Muhammed Bouazizi’nin intikamı, diktatörlere köleleştirilen halkların umudu oldun. Varlığın, dayanışmanın, birlikte olmanın, birlikte hareket etmenin adı oldu.

Mao rejimine korku, Bin Ali’nin uçağına bilet, Kaddafi’ye kefen, Mübarek’e istifa, Obama’ya bağış kutusu, Recep Tayyip Erdoğan’a “baş bela” oldun.

Sevgili Jack,

Farkında mısın, sistemin sistemleri yıkıyor. Varlığın korku fısıldıyor kulaklara. Her tweet ateş olup yakıyor güç sahiplerini. Her retweet sessizlerin haykırışı her yanıt zulme isyanın, her takip yeni bir gücün adı oluyor.

Jack, bilirsin, İbrahim, putları kırmıştı birer birer. İsa, müjdeyi fısıldamıştı kulaklara. Musa, Firavunlara cevap Muhammed insanlığa elçi olmuştu. Onlar Allah’ın, sen insanların sesi oldun Jack.

İzninle Jack, çok iyi bir şey yaptığını söylemek istiyorum sana. İyi ki arkadaşlarınla twittrını kurmuş, iyi ki 140 karakterde derdini anlatmış, meşhur kuşun Larry’i uçurmuş, Trending Topic’le listelemeler, Friday Follow’la bağı güçlendirmişsin.

Farkında mısın Jack, hayat senin sisteminle akıyor. Körlere göz, kulaklara ses, ezilenlere nefes oluyorsun. Ez cümle, iyi ki varsın Jack, iyi ki varsın “başımızın belası”…