Altılı Masa’nın 2 Ekim 2022 tarihli toplantısında kurulmasına karar verilen Temel Politikalar Ortak Çalışma Grubu’nda İYİ Parti adına katılan Prof. Dr. Ümit Özlale, Masa’nın hükümet programına, Ortak Çalışma Grubu’nda uzlaşılmadığı iddia edilen konulara, cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına, Saraçhane polemiğine ilişkin  değerlendirmelerde bulundu.

Özlale, "Saraçhane’de ortaya çıkan enerjinin, o haksızlığın hukuksuzluğun bir iktidara yürüyüşe çevrilememesini üzücü buluyorum. Saraçhane’yi daha iyi değerlendirebilirdik, enerjisi tam olarak kullanılmadı" dedi.

Medyascope’a konuşan Özlale'nin sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

İktidar her şeyin çözümünün kendinde olduğu iddiasıyla, EYT düzenlemesinden KYK borç faizlerinin silinmesine ekonomik hamlelerle, bir “seçim ekonomisi” uyguluyor. AKP’nin hamlelerine karşılık Altılı Masa seçim çalışmaları için sahaya nasıl çıkacak?

“Altılı Masa, dokuz ana başlıktan ve 72 alt başlıktan oluşan çok kapsamlı, kısa, orta ve uzun vadede, şu ana kadar Ak Parti iktidarının yakınından bile geçmediği detayda bir hükümet programı hazırlıyor. Ortak Çalışma Grubu’nun iddiası, Türkiye’yi ekonomik, siyasi ve toplumsal krizden çıkaracak reçeteyi sunmak. O ana başlıklar Türkiye’yi daha iyi bir yere taşıyacak bütün sektörleri kapsıyor.

Özellikle bu yönetim sistemine geçtiğimizden itibaren, makroekonomik istikrarsızlık, yoksulluk, enflasyon, tarım, sığınmacılar gibi çok problem var ve AK Parti çok başarısız. Bu konularda daha şimdiden bir koalisyon hükümeti kurulmuş gibi, altı parti kendi programlarını birleştiriyor. Zaten daha önce İYİ Parti’nin bütün politika başkanlıkları kendi eylem planını hazırlamıştı, bizim katkımız orada çok yüksek.

AK Parti, ‘Bizim yaptığımız her işi yarıda kesip ya da yıkıp, yeniden kafalarına göre bir şeyler yapmaya çalışacaklar’ söyleminin üzerinde çok duruyor ama bu doğru değil. AK Parti’nin mutlaka şu ana kadar yaptığı, çok doğru işler vardır, biz o doğru projeleri devam ettireceğiz.”

Komisyon çalışmalarının içeriğinde neler var?

“Biz, ne yaparsak yapalım basına ‘Dokuz ana başlık, 72 alt başlık ve çok detaylı bir hükümet programı hazırlıyoruz’ demenin ötesinde bir şey söylememeye karar verdik. Ben biraz sınırı aşarak şunları söyledim, orada bireyi önceleyen, fırsat eşitliğini getiren, hukukta, adalette, vergi sisteminde eşitsizliği, adaletsizliği kaldıran ve bireyi güçlendirerek büyüme ve kalkınmayı sağlayan bir yaklaşım var. Devletin daha girişimci olduğu, kamu kaynaklarının çok daha etkin kullanıldığı, enflasyonla mücadelenin en başa konduğu bir program hazırlanıyor

Programı sadece komisyondaki altı kişi hazırlamadı. Her parti kendi politika başkanlıklarıyla, çok geniş çevrelerde eylem planlarını hazırlayıp o masaya getirdi, şimdi birbirlerine onlar eklemleniyor. Tabii ki farklılıklar var, altı partinin her alanda aynı düşünmesi mümkün değil. Bazı temel farklılıkları genel başkanların çözmesini istiyoruz, bazı farklılıklar kendi aramızda çözülüyor ama altına bizim ve altı partinin genel başkanının imza atacağı iyi bir metin ortaya çıkıyor.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerle yaptığı bir toplantıda hükümet programının açıklanacağı tarih için 23 Ocak’ı işaret etti ancak daha sonra tarihin belirlenmediğini söyledi. 23 Ocak için böyle bir hazırlığınız var mı?

“Hayır yok ama bu senenin sonunda hükümet programını bitirip, 5 Ocak’ta Gelecek Partisi’nde yapılacak Altılı Masa toplantısına bir taslak sunulacak. O taslak sunulduktan sonra orada liderler, taslak üzerinden çalışma yapacaklar. Sonrasında taslağın nihai hale getirilmesi, kamuoyuna açıklanması süreci var.

Tanıtımın nasıl olacağına henüz kararlaştırılmadı. Oradaki altı kişi ya bürokrat ya akademisyen, ben akademiyi temsil ediyorum. Bunun nasıl duyurulacağı, nasıl bir lansman yapılacağı, bu metnin nasıl görselleştirileceği konularında partilerimizin oluşturduğu İletişim Komisyonu çalışacak.”

Komisyon’da, Demokrat Parti’nin sığınmacılar için “onurlu geri dönüş” ifadesine ve Saadet Partisi’nin İstanbul Sözleşmesi’nin metinlerde yer almasına karşı çıktığı iddiası gerçeği yansıtıyor mu?

“Altılı Masa’da çok iyi bir uyum var, şu ana kadar ne ses yükseltildi, ne ‘Bu konuda kesinlikle anlaşamayız’ denildi. Sığınmacılar, İstanbul Sözleşmesi, yeşil dönüşüm konularında da çok büyük görüş ayrılıkları olmuyor ama belli önemli konular mutlaka genel başkanların oluruna, onayına sunuluyor. Mesela hangi bakanlığın kurulacağı, hangi bakanlıkların ayrılacağı gibi konuların, genel başkanların olduğu Masa’da tartışılması konuşuldu.

İstanbul Sözleşmesi’nde Saadet Partisi’nin eskiden beri böyle bir tutumu vardı fakat onun da aşıldığını biliyoruz. Demokrat Parti’nin sığınmacı politikası için ‘insana yaraşır, onurlu bir geri dönüş’ ifadesini kabul etmediği iddiası, tamamiyle dezenformasyon. İnsana yaraşır geri dönüş oradaki partilerin hepsinin savunduğu şeylerden bir tanesi. Ama şunu söyleyeyim, bizim (İYİ Parti) çok detaylı bir göç doktrinimiz var, bütün hatlarıyla oraya sunduk.”

Cumhurbaşkanı adayı, hükümet programı ve geçiş sürecinin yol haritasından sonra mı Altılı Masa’nın gündemine gelecek?

“Altılı Masa kurulmadan önce, diğer beş partinin genel başkanından farklı olarak, Genel Başkanımız Meral Akşener, cumhurbaşkanı adayı olmayacağını, bu hakkından feragat ettiğini söyledi. Adaylık konusunda İYİ Parti’nin duruşunu anlamak için bu önemli. Hemen peşinden bir şey daha söyledik, ‘Anketlerde Tayyip Erdoğan’ın oldukça önüne çıkan, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarından herhangi biri aday olursa, biz itiraz etmeyeceğiz’ dedik. Hâlâ aynı yerdeyiz.

Adaylık tartışmaları daha sonra başlayacak dediniz ya, adaylık tartışmaları aslında öncesinde başladı, İYİ Parti kendi tercihlerini söyledi. Daha sonra CHP’den de neden bu iki kişinin aday olamayacağı konusunda üstü kapalı, örtülü açıklamalar geldi. Aday tartışmaları bence başladı, sadece bu Altılı Masa’da genel başkanlar tarafından açık bir şekilde dile getirilmedi. Tahmin ediyorum şimdi öyle bir döneme giriyoruz. Adaylığın konuşulmasında biraz geç kalındı, bu aşamaya keşke daha önceden gelseydi ve biz de aday olmak isteyen kişilere, nasıl bir adaylık stratejisi izleyeceğini sorabilseydik ve daha net bilgiler alabilseydik.”

İmamoğlu, Altılı Masa’nın ortak adayı olur, hapis cezası aday gösterildikten sonra kesinleşirse ve Masa’nın başka bir aday gösteremeyeceği aşamaya gelinirse plan nedir?

“Altılı Masa’nın bu konuda net bir tutum izlemesi, ‘Biz bu belediye başkanlarının adaylıklarına şu şekilde evet veya hayır diyoruz’ demesi lazım. Bana göre daha bunlar tartışılmadan, bu riskin konuşulması için erken. Eğer Ekrem Bey aday olursa, Masa, bahsettiğiniz riski bertaraf etmek için mutlaka ikinci bir ‘back up’ aday çıkarabilir ama bunun için önce Masa’nın içerisindeki genel başkanların cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki düşüncelerini net, herhangi bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde belirtmesi gerekiyor.”

“Alınmaz denen İstanbul, 30 küsür yıldan sonra ilk defa Millet İttifakı tarafından alındı, hem de iki defa. Alınmaz denen İstanbul’u iki defa alan Büyükşehir Belediye Başkanı, korkunç bir haksızlıkla, hukuksuzlukla karşı karşıya. Biz oraya destek olmaya gittiğimizde, bizim desteğimizi, ‘Cumhurbaşkanı adaylarını buldular, CHP’nin iç işlerine karışıyorlar ya da iç işlerimize karıştırmayız’ tarzında yorumlamayı üzücü ve kırıcı buluyorum. Bu kadar rahatlıkla İstanbul’dan vazgeçebilmek, bu haksızlık, hukuksuzluk karşısında bunu cumhurbaşkanı adaylığı üzerinden yorumlamak, İstanbul sonrasında sıranın diğer şehirlere gelebileceği kaygısını bende doğuruyor.”

“İstanbul sadece İYİ Parti’de olsaydı, biz bütün gün orada durup ‘İstanbul’u vermeyiz’ derdik, çok daha sert bir tepki gösterirdik. Parti adına değil, kendi adıma konuşuyorum. Saraçhane’de ortaya çıkan enerjinin, o haksızlığın hukuksuzluğun bir iktidara yürüyüşe çevrilememesini üzücü buluyorum. Saraçhane’yi daha iyi değerlendirebilirdik, enerjisi tam olarak kullanılmadı.”

İYİ Parti, sığınmacı sorununun çözümü için Suriyeli yetkililerle görüşmek üzere Dışişleri Bakanlığı’na başvurduğunu açıklamıştı. Şimdi hükümet Suriye ile temas kuruyor, bu temasları destekliyor musunuz? 

“Suriyeli problemi hem bu dönemde, hem de uzun dönemde Türkiye’nin ana gündem maddelerinden birisi olacakken, seçime yaklaştığında bir adım atılma ihtiyacı hissedildi. Çok geç kalındı. Biz daha önceden de söyledik, ‘Sen görüşmüyorsan, Türkiye için bu kadar hayati konuda, biz gidip Esad’la görüşebiliriz’ dedik. AK Parti’nin şöyle bir huyu var, ‘Ben son ana kadar adım atmam ama sana da adım attırmam’ diyor. O yüzden işleri çözümsüzlüğe sürükleyip, büyük maliyetlere katlandıktan sonra bir çözüme ulaşma gayreti görüyorum ben, bu da onlardan bir tanesi.”

Akşener, kara harekatına destek açıklarken, “İç siyasetin mezesi yapılması” tehlikesine dikkat çekmişti. Seçim öncesi TBMM’ye yeni bir sınır ötesi operasyon için tezkere sunulursa İYİ Parti’nin tutumu ne olur?

“Tezkereye, İYİ Parti olarak ‘Evet’ demiştik,. Bunun çok temel bir sebebi vardı, ordumuzun arkasında Gazi Meclis’in desteğini hissetmesini istedik. Yine bununla ilgili bir tezkere gelir, Meclis bilgilendirilir, eğer ülkemizin menfaatine olduğunu düşünürsek, partili olarak değil de, vatansever milletvekilleri olarak gereğini yaparız. Tabii bunun bize iyi bir şekilde gerekçelendirilmesi lazım. Geçmişte ülkenin menfaatine olduğunu düşündüğümüz, milli güvenliğimizi sağlayacak her adımı, farklı ittifaklarda olmamıza rağmen destekledik, şimdi de destekleriz. Bize sadece neden bu harekata, operasyona ihtiyaç duyulduğuyla ilgili bilgi versin.”