Şalom gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas, HDP'li vekillerin azınlık hakları ile ilgilenmesinin memnuniyet verici olduğunu belirtti. Türkiye Yahudilerinin geleneksel anlamda merkez sağ partilere yakınlık duyduğunu hatırlatan Molinas, gençlerde bu durumun değiştiğini artık HDP'ye sempatiyle baktıklarını belirtti.

Gazeteci Ruşen Çakır, Türkiye Yahudi cemaatinin yayın organı olan Şalom Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas ile sosyal medyadaki canlı yayın uygulaması Periscope üzerinden konuştu. 5 Ağustos 2015 günü yapılan söyleşi şöyle:

Sizin gazeteniz uzun zamandır çıkıyor değil mi?

Molinas: Şalom aşağı yukarı 68 yıldır yayında. Kesintisiz olarak yayımlanıyor bugüne dek. Yaşayan gazeteler içerisinde Cumhuriyet'ten sonra en eski Türk gazetesi Şalom.

Ama çok bilinmiyor. Çok mu kapalı gazete?

Molinas: Tarihe dönersek, neden bilinmediğinin gerekçelerini bulabiliriz. Cemaat olarak özellikle 1930'lardan sonra Türkleştirme politikalarıyla cemaat içine kapandı. Cemaat kapandıkça gazete de kapandı. Ama özellikle 1990'larda Türkiye'deki dönüşüm ile liberalleşme, demokratikleşme ile bizim cemaat yönetimi de tanınır olmayı öne koyan bir politika güttüler. Devlet ile STK'lar ile daha çok ilişkiye geçtiler. Buna paralel olarak gazetemiz de görünür ve tanınır olmaya başladı. Ben yaklaşık yedi yıldır genel yayın yönetmeni, 25 yıldır da yazarıyım. Tanınır olmak adına bir takım değişiklikler yaptık. Görünür olmak için herkesin kullandığı sosyal medyayı kullanıyoruz. Oradan aldığımız istatistik bilgiler bizi takip edenlerin yüzde 95'inin Musevi olmayanlar olduğunu biliyoruz. Bu önemli bir ayrıntı.

Ne kadarlık bir cemaatten bahsediyoruz? Tam bir rakam var mı?

Molinas: Tam bir rakam vermek her zaman için zor. Nüfus sayımında Yahudiler, Rumlar, Ermeniler diye bir sayım yapılmıyor ama bizim Hahambaşılığın elindeki verilere göre aşağı yukarı 17 bin ile 18 bin arası Türkiye'deki Yahudilerin sayısı. Ve aşağı doğru giden, inişte olan bir nüfustan bahsediyoruz.

Göç yüzünden mi düşüyor nüfus?

Molinas: Göçten çok yaşlı bir nüfus söz konusu, maalesef. Ölüm oranları ile doğum oranları neredeyse dörtte bire çıkmış durumda. Yani dört ölüme bir doğum var neredeyse. Fakat tabi bu belki 5-10 yıl sonra yavaşlama trendine girecek. Ama aşağı doğru gidiyor. Ama göç yok. Herkes İsrail'e göç var mı diye merak ediyor. Ona yanıt vereyim. İsrail'e göç yok.

İsrail'den buraya göç var mı?

Molinas: Şöyle söyleyeyim, onu da diyemeyiz. Ama yurt dışına özellikle okumaya giden gençler var. İsrail'e, Amerika'ya, Kanada'ya giden gençler var. Onlar oraya yerleşmeye karar veriyor kimi zaman. Belki bir kaç aile de ekonomik nedenlerle İsrail'e göç ediyor. Ekonomik sorunlar ile baş edemedikleri zaman onları koşulsuz kabul eden İsrail'e gidiyorlar.

Tam bu noktada, bir şey söyleyeyim. Yahudi olmayanların gözünde Yahudiler hep zengin, üst orta sınıf. Bu bir efsane mi? Yahudi’nin yoksulu yok mu?

Molinas: Olmaz olur mu? Yahudi'nin bir özelliği var, genlerine işlemiş: İyi yaşam, yüksek standart, iyi eğitim. Eğitim de standardı yükseltiyor. Diasporada Yahudiler ön planda, çünkü çok çalışıyor ve hayata bağlılar. Bu tabii maddi imkanları da beraberinde getiriyor. Türkiye'deki Yahudiler de doğru, atalarından aldıkları genlerle daha çok çalışıp, daha iyi yaşamak, daha başarılı olmak istediler. Kısmen de başarılı oldular. Ama artık, azalan nüfus, büyük rekabet ortamı, eski mesleklerin yok olması, Yahudi esnafın kendini yenileyememesi, sanayicinin az olması... Türk Musevi toplumu Türkiye genelinde orta sınıfın üstünde olmadığını söyleyebiliriz.

Bir diğer husus da, dünyanın her yanında Yahudi aydınlar, bilim insanları, sanatçılar filan öne çıkıyor ama Türkiye'de bu durum biraz kısıtlı. Türkiye Yahudileri sanat, bilim gibi alanlarda geride hatta birisi şimdi unuttum ama dünyada üniversitelerde her ülkeden Yahudi bulursunuz ama Türkiye Yahudisi bulamazsınız pek diyorlar. Bunun da bir doğruluk payı var mı?

Molinas: Şöyle doğruluk payı var ama... Kimyada bileşik kaplar teorisi vardır. Birbirine bağlı tüm kapların içindeki sıvının yüksekliği aynıdır. Türkiye'de sanata, bilime verilen öneme, yapılan yatırıma dikkat edin. Türkiye'nin dünya çapındaki bilim üretimine bakın... Çok olmadığını görüyoruz. Gerçekçi olmamız lazım. Araştırma geliştirmeye verilen önemden bahsediyoruz. Bilime sanata destek vermeyen bir devlet yapısından bahsediyoruz. Bilim adamı sanatçısı az olan Türkiye'nin Yahudilerinin de durumu farklı olmayacaktır. Yahudiler de fanusta yaşamıyor.

Yani Türkiye'den kaynaklanıyor?

Molinas: Tabii. Biz de bu havayı kokluyor, bu iklimde yaşıyor, bu atalete sahibiz belki de.

Sizin gazetelerin eski sayılarının birinin manşetiydi, Anti-semitizmin en yüksek olduğu ülkelerden biri Türkiye diye... "Anti-semitizm Şampiyonu Türkiye" diye... Bu hangi araştırmanın sonucu?

Molinas: ADL (İftira ve İnkâr ile Mücadele Birliği) diye bir kuruluş var. 19 gelişmiş ülkede yapılıyor araştırma. İslami ülkeler yok. Araştırmadaki tek Müslüman ülke Türkiye. Gelişmiş ve demokratik ülke sınıfına dahil ülkelerdeki bir çalışma.

Siz bir Yahudi olarak bunu hayatınızda yaşıyorsunuz. Buradaki mesele İsrail politikalarından mı kaynaklanıyor, yoksa dinsel-ırksal bir mesele mi? Yoksa ikisi iç içe mi geçmiş durumda?

Molinas: Genel olarak son tahlilde baktığımızda iç içe geçmiş olduğunu görüyoruz. İsrail düşmanlığı kaynaklı bir anti-semitizm de var, dinsel kaynaklı olan da. Bu çok ince çizgisi olan bir durum. Birinden diğerine geçiyor çok rahat. Filistin meselesi Anti-semitizm çok fazla gıda sağlıyor. Türk Yahudileri olarak biz çok mağduruz. İsrail'in yaptıklarının bizimle ilişkilendirilmesi çok rahatsız edici ama gerçekten oluyor bu.

Bunu doğrudan yapıyorlar değil mi? İsrail bir şey yapınca, sizler sorumlu tutuluyorsunuz?

Molinas: Biz Türkiye Yahudi Cemaati Türkiye'deki 500 küsur yıldır yaşamadığımız bir travma yaşadık Mavi Marmara'da. Her iki tarafın da yanlışlarından kaynaklı ama İsrail'in özür dilemesi gerektiğini defalarca söyledik biz. İsrail askerleri 10 Türkü öldürdü. Biz o yüzden çok travmatik bir zaman yaşadık. Yahudiler mutlaka İsrail'i kınasın, protesto etsin baskısı geldi. Yoksa bazı ismini vermek istemediğim arkadaşlar başka şekilde uyarılar yaptı bize. Orada yaşanan bir olayla bizim ne alakamız olabilir?

İzleyicilerden bir soru var, "Yayınlarınız sadece Yahudiler ile mi ilgili?"

Molinas: Çok güzel bir soru. Teşekkür ederim. Biz dışa açılma politikamızla hem Musevi olmayan yazarlarımızın düzenli olarak yazılarına yer veriyoruz. Sunay Akın gibi, Bahar Feyzan gibi, Elif Ulu gibi... Ayrıca eskiden yüzde 100'e varan Yahudi haber yoğunluğumuz yüzde 50'lere düştü. Bizim, spor, sağlık, eğitim, kültür, felsefe, gibi çok değişik tematik sayfalarımız var. Orada evrensel konular işleniyor. Türkiye gazetesi olmayı hedefliyoruz.

Kaç satıyor?

Molinas: 3500 abonemiz var. Gönül isterdi ki daha çok olsun. Ama bu noktada kitlendik.

Sadece aboneye mi satılıyor?

Molinas: Yüzde 95 abone. Bir de seçkin kitapçılarda satışta. Yüzde 5'i de orada satılıyor. Bir de aylık bir dergimiz var. Çok entelektüel bir dergi, Türkiye'de entelektüel dergilerin okunma oranı neyse bunun okunma oranı da o seviyede. Abonelerimize ücretsiz veriliyor dergimiz. Abone olmayanlar da kitapçılardan tedarik edebiliyorlar. Biz işlediğimiz konular ve yazarlar aşısından Musevi Cemaati içinde ama ulusal anlamada yayın yapan bir gazete olmaya çalışıyoruz.

İnternet sitesini soruyorlar.

Molinas: Var tabii. salom.com.tr adresinden her gün yenilenen bir sitemiz var. Şalom Yahudi kültürünü doğru anlamda tanıtma misyonu olan, bir de Türkiye'de çok manipülatif haber anlayışı var. İsrail konusunda da ana akım medyada çok manüpülatif haberler yayımlanıyor. Bizim gazetemiz bir yerde, tarafsız bir yayın yaparak, dezenformasyonu enformasyona çevirmeye çalışıyor. İsrail yanlısı olmakla suçlanıyoruz. Bu haftaki gazetemizin başlığı "İsrail'de aşırı sağcı terörü" mesela. Diasporada yaşayan bir Yahudi gazetesi çok da rahat böyle bir başlık atamaz ama biz tarafsız habercilik yapmaya çalışıyoruz. Bu haberden dolayı İsrail'den de bazı tepkiler alacağız. Ben 10 yıl önce yazdığım bir yazıdan sonra İvo Molinas İsrail'e giremez diye tehditler de aldım. Dolayısıyla biz, her iki tarafın da tepkisini çekinde demek ki doğru yoldayız diyoruz.

Güzel bir soru; bir izleyici diyor ki "Genel Seçimlerde üç parti Ermeni aday gösterdi ve seçildi. Yahudi aday niye yok? Böyle bir şey mümkün mü?" Daha önce Doğru Yol Partisi'nden Jeffi Kamhi vardı. Benim bildiğim. Daha eskileri de var mutlaka.

Molinas: 1940'larda, 1950'lerde var. 1960'dan sonra bir tek Tansu Çiller Hanımefendi'nin desteği ile Jeffi Kamhi seçildi. Sonra olmadı. Biraz evvel bahsettiğimiz kapalılık ve çekingenlik ile ilgili. Ama bir teklif gelirse açığız.

Bir önceki ile bağlı bir soru. Türkiye Musevilerinin apolitik bir duruşu var. Bunun sebebi rahat yaşamayı istemek mi rahatsız edilmemek mi?

Molinas: Yani böyle bir şey var: "Biz hükümetin işlerine karışmayız" diye Ladino bir terim var. Mümkün olduğunca, devletin, hükümetin politikalarına karışmamak... Bunun altında yatan daha rahat yaşamdır. Ortak genlerimizde saldırılar, katliamlar, pogromlar, holokost ile beslenmiş bir hatıralar hafızamız var. Bir Müslüman ülkede yaşamaktan belki de, Türkiye'de bizi hep geri çekmiş, görünür olmamayı tercih etmişiz.

AK Parti ile nasıl ilişkileriniz var diye soruyor bir izleyici?

Molinas: Hükümet ile Türk Yahudi cemaatinin çok yakın ilişkileri var. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile de var. Hiçbir sorun olduğunu söyleyemem ben. Üstelik de AK Parti hükümeti, hiç bir hükümetin yapmadığı bazı iyileştirmeler yaptı, el konmuş vakıfların ve malvarlıkların geri verilme sürecini başlattı. Bunlar pozitif bir şey. Benim tek endişem, özellikle medyadaki anti-semitizme karşı bir şey yapılamıyor olması. Gençlerimiz özellikle umutlarını kaybediyor. İnanılmaz bir Yahudi karşıtlığı hüküm sürüyor.

Bu sizin gündelik hayatınızın bir parçası mı?

Molinas: Gerçekçi olmak lazım, sokakta üniversitede filan öyle bir anti-semitizm söz konusu değil. Ama basında, sosyal medyada çok net var. Bu İsrail karşıtlığını da geçmiş bir şey. Bazı yayınların hukuksal olarak yaptırıma uğraması lazım. Ama olmuyor. Bu bizi de yalnızlığa itiyor. Bu anlamda, şikayetçi olduğumu söyleyebilirim. Her şeye olduğu gibi buna da alışıyoruz.

HDP'yi soruyor bir izleyicimiz. HDP ile diyalogunuz var mı diyorlar?

Molinas: Geleneksel anlamda Türk Musevi oy vereni hep merkez sağa oy vermiştir. HDP'ye karşı özel bir yakınlaşma söz konusu değil ama gençlerin HDP'ye sempatiyle baktığını biliyoruz. Garo Paylan mesela, İstanbul Milletvekili ciddi olarak azınlık hakları ile ilgileniyor. Bu memnuniyet verici. Diğer partilerden de özellikle de CHP'den de böyle bir ilgiyi bekliyoruz.