İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına ilişkin dosyayı sızdırmak suçlamasıyla ’şüpheli’ sıfatıyla ifadeye çağrıldı. İstanbul Emniyeti göndermedi.

Türkiye'nin konuştuğu soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Selami Altınok’un başına getirildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü arasında çarpıcı bir anlaşmazlık yaşandı.

İSTANBUL EMNİYETİ GÖNDERMEDİ

İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş, "soruşturmayı sızdırmak" suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrıldı. İstanbul Emniyeti "hangi delil ve suçlamalarla ifadeye çağrıldığı tam olarak anlaşılmadı. Bu çağrınız mevzuata aykırı" gerekçesiyle Ahmet Arıbaş’ı ifadeye göndermedi.

MALİ ŞUBE'NİN ŞİKAYETİ ÜZERİNE

İddialara göre; 11 Kasım 2013 günü Rıza Sarraf’ı takip eden Kaçakçılık ve Mali Suçlarla Mücadele ekiplerinin, Sarraf’ın Kanlıca’daki adresi önünde fark ettikleri aracın istihbarat şubesine ait olduğu kaydedildi. Mali polis, bu durumu savcılığa bildirdi. Savcılar da, dosyanın sızdırılmasıyla bağlantı kurarak İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş'ı şüpheli sıfatıyla Pazartesi günü (bugün) ifade vermek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na çağırdı.

İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’un bu çağrıya, “Hangi suçlama ve delillerle çağırdığınız tam olarak anlaşılamadı, bu çağrınız mevzuata aykırı" gerekçesiyle Ahmet Arıbaş’ı ifadeye göndermedi.

İSTİHBARAT ŞUBE MÜDÜRÜ İFADEYE GİTMEZSE NE OLUR?

Milliyet Muhabiri Musa Kesler'in analizine göre, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü eğer savcılığın talebine uyup, ifadeye gitmezse savcılar müdür hakkında "yakalama kararı" çıkarabilir. Bunun önünde hiçbir hukuki engel yok. Hatta "yakalama kararı" gerekçelerinden en önemlisi ifadeye çağrılan kişinin bu çağrıya uymaması... İfadeye çağrılan kişinin polis müdürü olması da bir şey değiştirmiyor, zira polislerin ifadeye çağrılmasıyla ilgili ayrı ve özel bir düzenleme yok. Herhangi bir vatandaşın ifadeye çağrılmasıyla aynı prosedür takip ediliyor.

İddiaya göre İstanbul Emniyet Müdürlüğü, "hangi delil ve suçlamalarla ifadeye çağrıldığı tam olarak anlaşılmadı. Bu çağrınız mevzuata aykırı" diyerek İstihbarat Müdürü'nü savcılığa göndermedi. Eğer bu iddia doğru ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bu yaklaşımı da ilginç ve ilk... Çünkü savcılığa, özel kanunlarla düzenlenen kurum ve durumlar dışında, böyle bir cevap vermek pek mümkün değil...

Mevcut durum bir yönüyle 7 Şubat 2012'de başlayan "MİT İfade Krizi" ile benzeşiyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı eski MİT yöneticileri o dönem özel yetkili savcı tarafından ifadeye çağrılmış ancak Fidan ve diğer görevliler ifadeye gelmemişti. Daha sonra MİT Kanunu'nun ilgili bölümlerinde değişiklik yapılarak MİT görevlileri hakkındaki herhangi bir soruşturma Başbakan'ın onayına bağlanmıştı. Başbakan Erdoğan da onay vermediği için MİT Müsteşarı ve diğer görevliler ifadeye gitmemişti.

Ancak polis müdürleri için (istihbarat da olsa) böyle özel bir düzenleme yok. Müdürü ifadeye çağıran savcının yakalama kararı çıkarmasında hiçbir engel yok. Bu kararı da polis uygulayacağına göre İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ifadeye göndermediği müdüre çıkarılan yakalama kararını yerine getirip getirmeyeceği de merakla beklenen bir durum olacak.

Her haliyle yeni bir kriz kapıda diyebiliriz...