Munzur Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Çocuk Gelişim Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku, 5 Ocak’tan bu yana kayıp. Doku’nun bulunmasına yönelik başlatılan arama çalışmaları İçişleri Bakanlığı tarafından sonlandırılırken, soruşturma dosyasında da 7 aydır bir gelişme sağlanamadı. Kadın örgütlerinin Doku’nun bulunmamasına karşı tepkileri sürerken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, iktidarın kentte özel politikalar uyguladığını söyledi. 
 
‘KADINLAR KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR’
 
Ayşe Sürme'nin Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, Dersim’in tarihi, doğası, kültür, inancı ve özgünlüğüyle farklı bir kent olduğunu ifade eden Başaran, iktidarların Kürt illeri üzerinde yürüttüğü siyaset biçiminin aksine Dersim’de özel bir politikanın uygulandığını dile getirdi. Başaran, genç kadınların siyasetten, politik alanlardan uzaklaştırılarak kendi siyasetlerinin içinde eritme çabası olduğunu vurgulayarak, “Esnaflardan edindiğimiz bilgilere göre aslında kentte çoklu bir saldırının olduğu açığa çıkıyor. Gülistan genç bir kadındı. Kaybolmadı, kaybettirildi. Gülistan’ın kaybedilmiş olması bizim için mücadele edilmesi gereken bir durum. Fakat biliyoruz ki bu kadınlar açısından büyük bir tehlikenin mesajını da verme anlamına geliyor. Dersim’de toplumsal yaşam içerisinde sosyal ve ekonomik yaşam içerisinde kadınların varlığına bir saldırı olduğunu görüyoruz. Gülistan şahsında kadınların özgürlüğü saldırı altına alınıyor. Çünkü birçok genç kadın Dersim gibi bir yerde Gülistan’dan sonra kendini güvenli hissetmiyor” dedi.
 
'ŞİDDETİN ARTIŞI SAVAŞIN YÜRÜTÜLÜŞ BİÇİMİ’
 
Başaran, bütün cadde, sokak, yolların mobese kameralarıyla izlendiği bir kentte Doku’dan 7 aydır haber alınmamasının çok tesadüfi bir mesele olmadığını vurguladı. Dersim kadın cinayeti, şiddetiyle gündeme gelmeyen bir kentken, yürütülen siyaset sonucunda şiddetin arttığını dile getiren Başaran, “Savaşın yürütülüş biçimine de bağlı olduğunu düşünüyoruz. En son avlanmayı serbest bırakan bir yaklaşım kentin inancına, doğasına, yapısına karşı bir savaş başlattığını kendileri ifade ediyor. Gençler arasında uyuşturucu kullanımının artması, kullanıma teşvik edilmesi saldırılarından biri" diye belirtti. 
 
'İSTESELER BİR SAATTE BULUNUR'
 
Doku'nun kaybettirilme meselesinin iktidarın, Dersim'de yürüttüğü politikanın deşifrasyonu anlamına geldiğine dikkati çeken Başaran, şunları söyledi: "Gülistan'ın yaşadığı olayı yaşayan birçok kadın var. Belli bir ağların içerisine çekilip yaşamların karartılan onlarca kadının hikayesini biliyoruz. Bunların birçoğu basına yansıdı. Gülistan bulunmak istense değil 7 ay, aslında bir saat yeterli olacaktı. Özellikle meselenin üstünün örtülmesi için çok çaba sarf edildiğini gördük. Baş şüpheli Zainal Abarakov’un durumu zaten çok büyük şüpheleri içinde barındırıyor. Babasının kolluk kuvveti olması ve birinci derecede fail olabilecek kişinin ne telefonuna el konuldu, ne gözaltına alındı ve o kişi apar topar kaçıp giderken de herhangi bir tedbir alınmadı. İktidar 21'inci yüzyılda bir kadının kaybettirilmiş olmasını kendine dert görmüyor. Belki Kürt genci olduğu için de bunu kendine dert görmüyor. Arama çalışması varmış gibi yapan ama bir yerde tıkanan, bir taraftan toplumsal refleksi sindirmeye çalışan bir yaklaşımı var, bir taraftan da hiç bir şey yapılmıyor. Gülistan bulunana kadar olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bundan vazgeçmeyerek böylesi olayların normalleştirilmesine de izin vermeyeceğiz.”