İstanbul’a 2000’li yıllarda deniz doldurularak eklenen alanlar, neredeyse yeni bir ilçe oluşturacak büyüklüğe ulaştı.

Hürriyet'ten Banu Tuna'nın haberine göre yaklaşık 17 yılda İstanbul'un farklı yerlerine yapılan denize dolgu alanların yüzölçümü 2.34 kilometrekarelik Heybeliada'dan büyük bir alana ulaştı.

İstanbul'da 2000'li yıllara kadar Ahırkapı-Bakırköy, Caddebostan-Pendik, Üsküdar-Harem sahilleri ve Avcılar doldurulmuştu. Son 15 yılda ise denizin doldurulmasında önceki yıllara büyük fark atıldı. Maltepe ve Yenikapı sahillerine yapılan dolgular İstanbul'un kuşbakışı görünümünü ve haritasını bile değiştirdi.

Son yıllarda 2000'den bu yana 2.55 kilometrekarelik bir alan yaratılmış oldu. Bunun içinde Yenikapı ve Maltepe'deki devasa rekreasyon alanları, Yassıada'yı toptan değiştiren dolgular, Ataköy Yat Limanı'na yapılan ekler, Boğaz'da Emirgan ve Çubuklu'da inşa edilen yaya yolları, Tellibaba Koyu'nda Sahil Güvenlik için yapılan doldurma işlemleri, Avcılar sahilindeki park, Yenikapı'dan Beylikdüzü'ndeki yeni yerine taşınan balık hali, Pendik'te inşa edilen marina var.

Üstelik bazı yerlerdeki tramvay ve tekne park gibi nedenlerle yapılan dolgu alanları bu hesabın dışında. Dolgu alanlarının toplam büyüklüğü bunlar da eklendiğinde Güngören ilçesini geride bırakıyor.

'DOLGU ALANLARI DEPREMDE EN RİSKLİ ALANLAR'

İstanbul'dan son dönemdeki ulaşım ve kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte devasa bir hafriyat yığını çıktı. Bu hafriyat kentte yeni dolgu alanları yapılması için kullanıldı. Öte yandan dolgu alanları depremde en riskli alanlardan biri olarak görülüyor. İstanbul'daki 1999 depreminde sahil şeridinde en fazla yıkım temeli olmayan bu alanlarda yapılan binalarda yaşanmıştı.

Şehir Plancıları Odası deniz doldurma furyasını şöyle değerlendiriyor:

"Boğaz hattında otopark yapımı için devam eden dolgular, Kadıköy'de cami, Yenikapı'da arıtma tesisi, Maltepe'de miting alanı, tüm Marmara kıyısı boyunca devam eden yollarda görüldüğü gibi her türlü kamusal donatı ihtiyacının karşılanmasında arazi elde etmenin yolu ne yazık ki dolgu yapmak gibi görünüyor. Kent içinde yaratamadığımız yeşil alanlar ile koruyamadığımız sahil şeridini dolgu alanları yaparak telafi etmeye çalışıyoruz. Oysa Boğaz gibi eşsiz coğrafyaya sahip bir kentte, kıyıların doğal olarak korunması kent estetiğini artıran bir unsur olabilirdi."