İstanbul'da Öğretmenlik Meslek Yasası ve kariyer basamakları sınavı başta olmak üzere  ücret eşitsizliği ve mesleki ayrımcılığa karşı bir günlük iş bırakma eylemi yapan Eğitim Sen üyesi eğitim emekçileri basın açıklaması için Çemberlitaş'taki İl Milli Eğitim Müdürlüğüne giderken polis tarafından engellendi.

Öğretmenlerin önüne polis barikatı kuruldu, bu esnada bir öğretmen gözaltına alındı, kimlik kontrolü ardından bırakıldı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yürümeleri engellenen öğretmenler Çemberlitaş Meydanı'nda oturma eylemine başladı.

EĞİTİM-İŞ BAKIRKÖY'DEN SESLENDİ: ÖĞRETMENLERE AYRIŞTIRMA VE ANGARYAYA HAYIR!

Eylemlerden birinin adresi Bakırköy Meydanı oldu. Eğitim-İş'in çağrısı ile Bakırköy Özgürlük Meydanında bir araya gelen öğretmenler ellerinde "Öğretmenler değil, ücretler yetersiz", "Emekçiyiz, köle değiliz", "Kariyer basamaklarına hayır" dövizleri; dilleriden "Sınav-ünvan değil, saygı istiyoruz",  "Kariyer basamaklarına hayır",  "Öğretmeniz haklıyız  kazanacağız", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" sloganları ile öğretmenleri ayrıştıracak uygulamalara hayır dedi.

"ÖMK SORUNLARI ÇÖZMEYECEK, YENİ ANGARYALAR DAYATACAK"

Burada Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay konuştu. “Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler” diyen Özbay, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, ‘hakaret’ niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununun önlerine geldiğini söyledi.

ÖMK’nın, eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve iktidar yanlısı sendikaların oluruyla hazırlandığına dikkat çeken Özbay, “Kanun sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak. ‘Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir’ diyoruz. ‘Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın’ dedik. ‘Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir’ dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz! Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!” ifadelerini kullandı.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU GERİ ÇEKİLMELİ!

14 eğitim sendikasının üretimden gelen gücünü kullanarak iş bıraktığını söyleyen Özbay taleplerini ise şöyle sıraladı:

*Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.

*Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

*Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.

*Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.

*Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

Kaynak: Evrensel