İstanbul’da Hevsel Bahçelerindeki ağaç katliamına karşı başlatılan direnişe destek vermek acıyla “Hevsel Dayanışması” kuruldu.

Cezayir Restaurant’ta düzenlenen basın toplantısına toplantısına HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Sırrı Süreyya Önder, Yıldız Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Beyza Üstün ile yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

"Gezi Parkı'ndan Hevsel Bahçeleri'ne. Bu daha başlangıç mücadeleye devam" pankartının asıldığı basın toplantısında ilk olarak Hevsel Dayanışması'ndan Emre Yalçın söz aldı.

Hevsel Bahçelerinin, eko-sisteminin önemli bir parçası olmasının yanında, Diyarbakır surları ile birlikte kentin kültürel simgelerinden biri olduğunu ve Unesco'ya aday gösterildiğini hatırlattı.

Yalçın, "Şu anda bu doğal tarih ve kültürel miras, HES suları ile doğal akışından koparılıp, şirket kullanımına ve konut yapılaşmasına açılarak yok olma tehdidi altına giriyor" dedi. Son yapılan doğa katliamı ile 10 binin üzerinde ağacın kesilmesinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Yalçın şunları söyledi:

7 MART'TA BEŞİKTAŞ'TA MİTİNG

"Pek çok canlı türünün yaşam alanı ve aynı zamanda Amed'in hem akciğeri hem de besin kaynağı olan Hevsel Bahçeleri talan ediliyor. Bizler kalkınma hırsına bürünmüş büyüme yanlısı kesimlerin, sermaye iktidar ortaklığının doğaya karşı rant ve kar amaçlı saldırılarına Gezi parkında, Anadolu'nun her yerinde, derelerin, dağların, yeraltının şirketlerinin kullanımına sokulmasına da tanık olduk.

Gezi'den kepçeyi kovduğumuz gibi Amed'in ağaçlarını da Kuzey Ormanları'nı da koruyabiliriz.”

Yalçın son olarak, Hevsel bahçelerine yönelik yapılan katliam projelerine karşı Hevsel Dayanışması olarak 7 Mart Cuma günü Beşiktaş'ta miting düzenleyeceklerini de söyledi.

HDP İstanbul Büyükşehir Eş Başkan Adayı Sırrı Süreyya Önder ise, Gezi'de başlayan direniş ve itiraz ruhu ile Hevsel için direnenlere seslenerek, "Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir" dedi. Sistemin HES, su ve çevre talanı meselesine, salt paraya indirgeyerek yaklaştığını söyleyen Önder, "Neyse cezası parasını veririz, diyerek çevre sorunlarına tüccar mantığı ile yaklaşımı kabul etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Ekoloji karşısında ilk duyarlılığın Kürt siyasal kurumları tarafından telaffuz edildiğinde herkesin alay ederek küçümseme ile baktığını da söyleyen Önder, gelinen aşamada yapılan değerlendirmelerin ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığına işaret etti.

ÖNDER: BİR TARİHİN ÜZERİNE BETON DÖKÜLMEYE ÇALIŞILIYOR

Hevsel Bahçeleri'ndeki ağaç katliamı meselesinin Dicle Üniversitesi'nin sözde arıtma tesisinin Dicle nehrine akıtılması ile başladığını ifade eden Önder, "atıkları fütursuzca Hevsel'e atarak orayı bataklık yapmak istediler. Sonra bataklığı gerekçe sayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Dicle Üniversitesi el ele vererek burayı imha etmeye çalışıyor" dedi.

Önder sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir tarihin üzerine beton döküyorlar. Hevsel Bahçeleri genel olarak Dicle Vadisi, 12 Eylül 1980'den başlayarak 2000 yıllarına varana dek hem işkencelerin hem faili meçhullerin temel mekanlarından birisi haline geldi. Tahribat yapılan yer ile Mardinkapı arası bir kilometredir. Analar sabah evlatlarının cesetlerini oradan toplardı, korkudan kimseye söylemezlerdi ve Mardinkapı Mezarlığı'na defnederlerdi. Bir sürü basın emekçisi arkadaşımız Hevsel Bahçesi'nde katledildi. Oraya götürülüp işkence edildiler. Bunun üzerine de beton dökülmek isteniyor aslında. Bir mezar taşına hasret, bir duaya hasret orada yatan yüzlerce canımız var. Bu yüzden buna izin vermeyeceğiz. Lice'deki Medeni kardeşimize Kadıköy'den Gezi'den yükselen destek Hevsel'den artarak devam edecek." (ANF)