Demokrat Haber- 24 Nisan’da dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirilen Ermeni soykırımı anmaları, İsrail’de bu yıl da tartışmaları tetikledi. Zira İsrail, Ermeni soykırımını resmi olarak tanıyan ülkeler arasında yer almıyor. Bu durum bir süredir ülke siyasetinin de sıcak başlıklarından birini oluşturuyor ve her yıl 24 Nisan’da bu tartışma bir kez daha alevleniyor.

Yakın geçmişte Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin gerilmesi, Ermeni soykırımının İsrail parlamentosunda resmen tanınması yönündeki girişimleri de hızlandırmıştı. 2018 yılında Meretz üyesi milletvekili Tamar Zandgerg bu doğrultuda bir kanun teklifi hazırladı. Dönemin muhalefet partisi liderleri olan Yair Lapid ve Gideon Sa’ar da Ermeni soykırımının resmen tanınması yönünde açıklamalar yaptılar. Günümüzün İsrail dışişleri bakanı olan ve hükümeti oluşturan değişim bloğu içindeki en büyük partinin lideri durumundaki Yair Lapid 2019 senesinde ABD senatosunun Ermeni soykırımını tanıma kararı sonrası attığı tweet de İsrail’in de benzeri bir karar alması gerektiğini yazdı. 2020 senesinde aralarında Shas ve Likud üyelerinin de bulunduğu bir grup milletvekili benzeri yönde yeni bir yasa teklifini meclise sundu. Ancak bu yasa tasarılarının hiçbiri kanunlaşmadı.

Tartışmalar bu sene de oldukça hararetli geçti. Meretz milletvekili Mossi Raz, soykırım anmalarına katılmak için Ermenistan’a giderken İsrail basınında 33 ülke tarafından tanınmış olan Ermeni soykırımının İsrail parlamentosu tarafından tanınmıyor olması keskin biçimde eleştirildi.

İsrail hükümetlerinin parlamentoda soykırımı tanıyan bir karar alınmasını engellemek için gösterdiği çabanın bir dizi tarihsel ve siyasi nedeni var. Her şeyden önce İsrail’in ikili ilişkilerde yaşanan tüm gerilimlere rağmen Türkiye’yi karşısına almaktan imtina eden bir tavır içerisinde olduğunu kaydetmek gerekiyor. İsrail açısından soykırım tartışmaları daima politik bir nitelik taşımıştır ve bu bağlamda Ermeni soykırımı meselesinin de en azından hükümetler için etik değil neredeyse bütünüyle politik bir mesele olarak ele alındığını söylemek mümkün. 

Bu denkleme eklenmesi gereken bir diğer etmen de yıllar içerisinde giderek derinleşen ve günümüzde bir tür stratejik ortaklığa dönüşmüş bulunan İsrail-Azerbaycan ilişkileri. Azeri yetkililer uzun yıllardır Ermenistan’ı da Azerilere karşı soykırım yapmış olmakla suçluyor. Bu durum İsrail açısından meseleyi çok-katmanlı bir biçime büründürüyor.

Bununla birlikte her geçen yıl tartışma daha da derinleşiyor. İsrail solunun Ermeni soykırımının tanınması yönünde bir talebi uzun süredir vardı zaten. Buna bir de Netanyahu iktidarına son veren değişim bloğundaki çeşitli parti liderlerinin, özellikle de dış işleri bakanı Yair Lapid’in geçmişte yaptığı açıklamalar eklenince İsrail hükümetlerinin Ermeni soykırımının resmen tanınmasını önlemek adına manevra sahası bir hayli daralmış bulunuyor. Nitekim İsrail basınında meselenin bu yıl geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek sesle tartışılmış olması da bunun bir göstergesi.