Soma'da maden katliamının ardından tutuklanan 5 kişinin mahkemede verdiklere ulaşıldı. Şüphelilerin hepsi madendeki gaz ölçümünden bahsetti. Kimi bunun kendi sorumluluğunda olmadığını kimi ise ölçümlerin normal olduğunu iddia etti. Madende son iki günde yapılan ölçümler bu iddiaları çürütüyor.

Turaç Top'un El Cezire Türk'te yer alan haberine göre Şüphelilerden Yalçın Erdoğan, Emniyet vardiya mühendisi olarak görev yaptığını söyledi.

Erdoğan'ın ifadesinde şu ifadeler yer aldı: Görevim gereği vardiya sırasında ocak içerisindeki gaz oranını tespit ediyorum. Bu olaydan önce daha önce de ocak içerisinde görevim gereği yapmış olduğum gaz ölçümlerinde olması gerekenden farklı bir gaz oranı ölçmedim.

Şüphelilerden teknik nezaretçi Ertan Ersoy ise madende ortaya çıkan fiziki aksaklıkları tutanak halinde işlediğini söyledi ve söz konusu gaz ölçümlerinde yapılması gerekenlerin kendi sorumluluğunda olmadığını açıkladı. Ersoy: Madendeki gaz ölçüm sensörlerinin olması gerekenden yüksek ölçüm yaptığında bu durumdan sorumlu olan ekip iş sağlığı güvenliği ekibidir. Benim gaz ölçümüne ilişkin herhangi bir sorumluluğum yoktur.

Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında maden işletmesinin geriye dönük bir yıllık işlemleri dâhil tüm bilgi ve belgelerine el konuldu. El konulan şirket bilgisayar kayıtları, kaza günü ile kazadan iki gün önce gaz sensörlerinin uyarı vermesine rağmen önlem alınmadığını ortaya çıkardı. Bu iki uyarıda da karbonmonoksit seviyesinin yüzde 50’nin üzerine çıktığı tespit edildi.

Tutuklu yargılananlardan İşletme Müdürü Akın Çelik, psikolojik olarak ifade verecek durumda olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
Maden içerisindeki gaz değişimine ilişkin ölçümleri yapan sensörler ve bu sensörlerin ölçümlerini takip eden görevliler bulunmaktadır. Herhangi bir gaz değişimi olduğunda bu hususta görevli personele bilgi verilmektedir. Bu durum görevli personelce değerlendirilir ve yapılması gereken işlem yapılır. Kaza sırasında madene girerek işçilerin kurtarılması çalışmasına bizzat katıldım. Bu nedenle ölüm tehlikesi geçirdim. Şu anda psikolojik olarak da ifade verecek durumda değilim. Olayda herhangi bir kusurum olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca müdürü olduğum işletme sürekli olarak hem özel hem de kamu denetçileri tarafından denetlenmektedir. İş sağlığı güvenliği sistemi işletmemizde mevcuttur. Herhangi bir eksiklik bulunmamıştır. Olayın neden kaynaklandığını biz de tespit edemedik.

İşletme Müdürü Akın Çelik, savcılıktaki ifadesinde ise çocuğunun rahatsızlığı nedeniyle olaydan 1 saat sonra madene gittiğini söyledi. Çelik, 2011 yılı Kasım ayından itibaren madende çalıştığını, 7-24 işletmeyle ilgili bütün problemleri gidermekle yükümlü olduğunu söyledi ve; "Olay günü, saat 15.00 sıralarında madendeki arkadaşlardan biri telefonla aradı. U3 bölgesi olarak tanımlanan yerden duman çıktığını söyledi. Çocuğumun rahatsızlığı nedeniyle Ocak başına 1 saat sonra gittim" dedi.

Çelik, ifadesinde, yaşam odasının olup olmadığıyla ilgili soruya, "S panosunun yukarısında 340 doğrusu diye tabir ettiğimiz yerüstüne bağlantı ocak içinden hariç ve temiz havanın olduğu yer üstüne 300 metre sonra çıkabilecek bir kaçış yolumuz mevcuttur. Bu yaşam odasından daha öncelikli ve faydalı bir yerdir. A panosunda da yaşam odasının yapılması konusunda çalışmalara başlanmıştı" dedi.

Mağdurlar adına sorgulamaya müdahil olmak isteyen Avukat Başak Yeşil’in bu talebi reddedildi. Gerekçe olarak bu talebin yapıldığı esnada sorgulamanın başlamış olması ve sorgu sırasında mağdur avukatının herhangi bir söz hakkı olmaması gösterildi.