Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki İshak Paşa Sarayı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yapılan restorasyon çalışmalarında tarihi dokunun üzeri özel bir çatı ile kapatılmıştı.

Saray için yapılan bu sistemin gün ışığı girişi sağlandığı ve tahribata neden olan yağmur ve kar sularının da girişinin engellendiği gerekçe gösterilmişti.

Özgür Aydın’ın ANF’de yer alan haberine göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı da başlatılan ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi kontrolünde gerçekleştirilen İshak Paşa Sarayı restorasyonunda bu çalışma için özel bir çatı sistemi tasarlandığı belirtmişti.


Yapımına 1685 yılında başlanıp 1784 yılında tamamlanan ve UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne aday gösterilen İshak Paşa Sarayı, yıllar içinde yapılan yanlış restorasyon çalışmalarıyla kurtarılmaya çalıştıkça özgün görüntüsünden uzaklaştı.

Uzmanlar, gelişigüzel yapılan restorasyon çalışmalarıyla İshak Paşa Sarayı’nın yapısının bozulduğu ve bu yapıyı artık orijinal hale getirmenin mümkün olmadığını belirtiyorlar.

Doğubayazıt’ta turist rehberliği yapan Ahmet Kuru, yapılan dekorasyonun sarayın yapısını bozduğunu ve yabancı turistlere durumu anlatmakta güçlük çektiklerini belirtti.

Kuru, on yıldır gezi rehberliği yaptığını ve son dönemde bu tarz dekorasyonlarla sıkça karşılaştıklarını aktararak, şunları söyledi: “Yaklaşık 4 yıl önce bu restorasyon çalışması başladı. Diğerleri gibi buda usulüne yapılmadı. İshak Paşa sarayı mimari yönden Topkapı Sarayıyla eşdeğerdir.

“Günümüz şartlarındaki camekan sistemiyle üstünün kapatılması haliyle turistlerinde tepkilerine neden oldu. Görüntü olarak çok kötü. Yapılan bu restorasyonu anlatamıyoruz; çünkü mantıklı bir açıklama bulamıyoruz.

“Vakıf, koruma amaçlı yapıldığını savunuyor; ama uzmanlar bu şekilde restorasyon yapılamayacağını açıkladılar. Başlayan savaş süreci bölgeye olan ilgiyi azaltmıştı. Gelen yabancı turistlerde yapıyı böyle görünce gelmeyeceklerini söylüyorlar. Bir ana önce sarayın ya eski haline getirilmesini ya da aslına uygun bir restore edilmesini talep ediyoruz.”


Doğubayazıt İlçesi'nin 5 km. doğusunda, bir dağın yamacındaki tepe üzerine kurulan Saray, Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devrindeki son büyük anıt yapısı. 18. yy. Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyük olduğu ifade ediliyor.

Sarayın Harem Dairesi Takkapı kitabesine göre saraya son hali 1784'te verildi. Sarayın ilk inşaatı 1685 tarihinde tamamlandı.

Saray iki avlu ve bu avluda bulunan yapılar topluluğundan meydana geliyor. Birinci avludaki yapıların bazıları yıkılmış. Dört tarafı yapılarla çevrili ikinci avlu dikdörtgen planlı. Girişe göre sağ tarafta selamlık ve onun arkasında haremlik var.




Bunların sonunda cami ve türbe bulunuyor. Türbe Selçuklu kümbet mimarisi üslubunda inşa edilmiş. Saray bölümü iki kattan oluşuyor ve 366 odası bulunuyor.