Türkiye ekonomisi, koronavirüs salgıyla birlikte son dönemde hızlı rezerv kayıpları yaşarken, analistler yeni bir dış kaynak olmadan devam edilebileceğini ancak bunun Türk Lirasi üzerinde yeni baskı, yavaş toparlanma ve daha uzun süreli işsizlik gibi etkiler doğurabileceğini belirtti.

Bu nedenle Türkiye’nin yeni dış finansman yöntemlerini değerlendirmesi gerektiği üzerinde duruluyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son dönemde çok hızlı rezerv kaybettiğine dikkat çeken bankacılar, Merkez Bankası'nın martta rezervlerinde 20 milyar dolar azalma yaşadığını belirtiyor.

Rezerv düşüşünde döviz arzının haricinde zorunlu karşılık adımları ve reskont kredi ödemelerin ötelenmesi de etkili.

Bankacıların hesaplamalarına göre, geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aşan kamunun döviz arzı bu yıl da 20 milyar doları aşmış durumda. İlgili veriler bankacılar tarafından ancak gecikmeli olarak hesaplanabiliyor.

Reuters'a bilgi veren üst düzey üç yetkili, Türkiye için IMF’nin içerisinde yer aldığı finansman yollarının “bir seçenek olmadığını” ancak Türkiye'nin ABD Merkez Bankası'nın (Fed) swap hattı konusunda temasta olduklarını söyledi.

Yetkililer, Dünya Bankası ve G20 kapsamı başta olmak üzere diğer ticaret ortaklarıyla da finansman için görüşmeler yaptıklarını belirtti.

Fed, mart ayı ortasından beri dolara yönelik talebin küresel bazda aşırı artış göstermesi sonrasında birçok büyük merkez bankası ile var olan swap anlaşmalarını dokuz ülke ile daha genişletmişti. Türkiye bu ülkeler arasında yer almamıştı.

KALIN: TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDE IMF'DEN KREDİ ALMAK YOK

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bugün CNN Türk'te canlı yayında Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı.

Kalın, IMF ile ilgili iddialarla ilgili yaptığı açıklamada "Türkiye’nin IMF ile yeni bir anlaşma yeni bir kredi almak gibi bir durumu gündeminde yok. IMF diye bir gündemimiz yok. Ama bu küresel krizden hep birlikte çıkacağız" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN G20 ZİRVESİ'NDE GENİŞLEME İSTEMİŞTİ

Öte yandan, Türkiye swap hattı sürecini eleştirmiş, G20 kapsamındaki tüm ülkelerin swap anlaşmaları da dahil bir arada adım atması gerektiğini kaydetmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan; geçen ay sonunda G20 zirvesinde Fed’in swap anlaşmalarının Türkiye’yi de kapsayacak şekilde genişletilmesi istemişti.

Türkiye’nin çağrısına karşın mevcut bir swap anlaşması bulunmuyor. Ancak, Fed ise 31 Mart’ta swap anlaşması yapmadığı ülkelere repo imkanı tanıdı. Bu repo imkanı ile swap anlaşması olmayan ülkelere ABD Hazine tahvili karşılığında dolar likiditesi sağlandı.

Türkiye, bu imkandan ABD tahvillerini halen devam eden Halkbank davasının ilk dönemlerinde sattığından kapsamlı bir şekilde yararlanamıyor.

Reuters’a bilgi veren üç yetkili Türkiye’nin IMF’nin içerisinde yer aldığı bir finansmanın “değerlendirilmediğini” net şekilde ifade ediyorlar. Öte yandan, Fed’in swap hattına ise Türkiye’nin sıcak baktığını belirtiyorlar.

IMF SEÇENEĞİ TÜRKİYE İÇİN DEVRE DIŞI

Reuters'a konuşan üst düzey bir Türk yetkili, “Türkiye, IMF ile herhangi bir anlaşmayı ya da oradan kaynak kullanmayı değerlendirmiyor. Geçmiş dönemlerde IMF ile yapılan stand-by’larda IMF’nin Türkiye'nin hem ekonomi hem siyasi politikalarına gereğinden fazla müdahale etmesi Türkiye’de ciddi bir sıkıntı oluşturdu… IMF’nin son imkanı mantıklı ve kullanılmaı halinde ülkelere fayda sağlayabilir ancak IMF’nin Türkiye’de bıraktığı izler bu seçeneği devre dışı bırakıyor. O nedenle bu safyanın yeniden açılması mümkün gözükmüyor” dedi.

Aynı yetkili, “Türkiye kaynak ihtiyacı için diğer ululararası kaynaklara elbette sıcak bakıyor. Dünya Bankası başta olmak üzere tüm imkanlar Türkiye açısından seçenekler arasında. Swap konusunda iki ülke arasında üst düzey bir temas oldu. Türkiye’nin kullanım isteği ile ilgili. Bu yönde ABD imkanlara bakacak” dedi.

Fed ile repo hattı seçeneğinin de olduğunu belirten yetkili “ABD tahvilleri elden çıkarılmıştı. O nedenle kullanılması Teknik olarak mümkün olmuyor. Ancak Türkiye bu konuya sıcak bakıyor, eğer bir imkan olursa” dedi.

TCMB ile Fed arasında dolar swap hattı bulunmuyor. ABD Hazinesi’nin verilerine göre, Türkiye’de yerleşik kişi ve kuruluşların elinde ocak itibarıyla yaklaşık 2,8 milyar dolar değerinde ABD Hazine tahvili bulunuyor. TCMB’nin elindeki 60 milyar dolardan fazla ABD tahvilini ve altını 2018’de ABD yaptırımları söylemlerinin arttığı döneminde satmaya veya başkaya ülkeye çıkarmaya başladı.

Yine Reuters'a konuşan ve adı açıklanmayan Türk yetkili, şunları söyledi:

"Türkiye, IMF seçeneğine sıcak bakmıyor, şu anda da zaten masada değil. Kaynak ihtiyacı için Türkiye IMF dışında her türlü seçeneğe bakıyor ve çeşitli temasları da bulunuyor. IMF’nin iç politika açısından da kötü izleri olduğu için Türkiyenin yeniden IMF'ye ihtiyacı olduğu algısı nedeniyle bu seçenek değerlendirilecek gibi değil. Fed swap hattı oldukça cazip, buna seçenek olarak bakılabilir. Başka kaynaklar da elbette değerlendirilir. Fed imkanı bir şekilde olursa son derece olumlu olur… Ancak siyaseten ya da başka kanallarda imkan yaratılabilir. Türkiyeye de katkısı olur bunun."

Bankacılara göre, Türkiye’de izolasyonun had safhada olduğu ve kamu harcamalarının arttığı bir dönemde dış kaynak finansman endişelerini hızla giderebilir. Bunun ötesinde ise koronavirüs salgını sonrasında da oldukça hızlı bir toparlanmanın finanse edilmesi anlamına gelebilir.