Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), yayımladığı bir notta, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) gelecekteki ekonomi politikası yönlendirmelerinin kritik öneme sahip olduğunu belirterek, piyasaların Kasım 2020’den sonra yabancı sermaye çıkışı ve kurdaki değer kaybına karşı uygulanan sıkı para politikası değişikliklerine olumlu tepki verdiğini söyledi.

Mart ayında TCMB'de yaşanan başkan değişikliğiyle beraber yatırımcıların merkez bankası bağımsızlığı ve Türkiye’nin gelecekte izleyeceği politikalar ile ilgili endişelerinin arttığını belirten IIF analistleri, bu olayların 19 Mart’tan bu yana 2,5 milyar dolarlık Türk varlığı satışına neden olduğunu belirtti.

Otoriteler tarafından bankaların kredi büyümesini artırmayı teşvik edecek herhangi bir hamlenin enflasyon verisi ve cari açık üzerinde üzerinde negatif etkileri olacağını belirten analistler, yatırımcıların TCMB’ye, Türk bankalarına Türk Lirası cinsinden düşük faizlerle finansman sağlamak istemedikleri mesajını verdiğini ifade etti.

Kısa dönem borç çevirme ihtiyacının 2021’in ilk aylarında 190 milyar dolar civarına yükseldiğini belirten kurum, bunun büyük bir çoğunluğununu ticari krediler ve yabancı mevduatları olduğunu vurgulayarak bunların çevriminin daha kolay olduğuna değindi.

Türkiye’nin kısa vadeli borç çevrim oranının 80 milyar dolardan 62 milyar dolara gerilediğini ifade eden analistler, özel sektörün kısa dönem borç çevrim ihtiyacının 2013 yılından bu yana azalttığını ve döviz rezervlerini artırdığını dile getirdi.