ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim, yaklaşık iki yıldır vekaleten yürüttüğü görevinden Genel Müdürlüğe atandı. AKP Rize İl Başkanı İshak Alim’in ağabeyi Yusuf Ziya Alim yönetimindeki ÇAYKUR iki yıldır zarar ediyordu.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında kamuda gerçekleştirilen yeni görevlendirmeler yer aldı. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) ve Yönetim Kurulu Başkanlığına Yusuf Ziya Alim atandı. Karara birçok tepki geldi.

EMEP: ÇAYKUR’UN ÖZELLEŞTİRMESİNİ HIZLANDIRAN ATAMA

Emek Partisi Rize İl Başkanı Hasan Zorlucan, ÇAYKUR Genel Müdürlüğüne Yusuf Ziya Alim’in atanmasına ilişkin konuştu.

Zorlucan, söz konusu atamanın ÇAYKUR’da özelleştirmeye giden sürecin önünü açtığını söyledi. Atamanın sürpriz olmadığını kaydeden Zorlucan, “Bu atama 1980 askeri darbesinden sonra gelmiş geçmiş bütün siyasi iktidarlar tarafından uygulanmış ‘kamu kurumlarını önce zarara uğrat sonra da özelleştir’ politikasının devamıdır. AKP iktidarının da bu anlamda en fazla kurumu zarara uğratan kişiyi genel müdürlüğe ataması şaşılacak bir durum değildir. Çay patronlarına bugüne kadar ihtiyacına cevap verdiği için atama yapılmıştır” dedi.

Çay üreticilerinin atamayı, “ÇAYKUR’un özelleştirilmesini hızlandıran bir adım” olarak okuması gerektiğini söyleyen Zorlucan, “Bunun için hızlıca çay üreticilerinin birliğini sağlayıp ÇAYKUR’un özelleştirilmesine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz. Siyasal iktidar sermaye çevrelerinin ihtiyacını politikalar geliştiriyor, bizler de çay üreticilerinin ihtiyacını karşılayacak politikalar geliştirmeliyiz” diye konuştu.

ESP: SORUŞTURMA BEKLERKEN ATAMA YAPILDI

ESP Fındıklı İlçe Başkanı Tugay Köse de “Bu atamada birçok soru işaretleri bulunmaktadır. Sayıştay raporunun açıklanmasının ardından genel müdür vekili de dahil yöneticiler hakkında soruşturma açılması gerekirken asaleten atama yapılması ve konuyla ilgili hiçbir işlem yapılmamasıyla, binlerce işçi, emekçi ve çay üreticilerinin göz bebeği olan ÇAYKUR’u zarara uğratanlar ödüllendirilmişler ve usulsüz işlerin üstü örtülmeye çalışılmıştır. Tarım Bakanlığı, konuyla ilgili bir açıklama yapıp Sayıştay raporuyla ilgili ne tür bir işlem başlattıklarını kamuoyuyla paylaşmalıdırlar. Atama kararı geri çekilmeli ve ÇAYKUR’u zarara uğratan yöneticiler görevden el çektirilerek derhal soruşturma açılmalıdır" dedi.

CHP: AKP İLE İLİŞKİSİ BİZİ İLGİLENDİRMİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ataması sonrası açıklama yapan CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, “AKP İl Başkanının abisi olması konusu ise ayrı ve etik bir konudur bizi ilgilendiren konu değildir" ifadelerini kullandı.

Deniz, atamayı doğru bulduklarını kaydetti:

 “Yusuf Ziya Alim'in asaleten atanmasıyla geçmiş 3 yılı değil bundan sonra artık her şeyden sorumlu olacaktır. Uzun bir süredir ÇAYKUR’un vekaleten yönetilmesinin yanlış olduğunu bir an önce asaleten görev yapacak genel müdür atamasının gerçekleştirilmesini önerdik, savunduk. Yapılacak atamanın da liyakata dayalı, ÇAYKUR’un içinden olan, ÇAYKUR’da görev yapmış olan özetle Çaykur geleneğinden gelen ve bölgeyi tanıyan kişilerden olması gerektiğini savunduk. Eğer bir kişi liyakatli değilse 3 yıl gibi uzun bir süre ÇAYKUR gibi önemli bir kurumu vekâleten de olsa yönetmesine izin verilmemesi gerektiği, eğer iş konusunda liyakatliyse bir an önce atamanın yapılması gerektiğini söyledik. Ki bu yapılan atamada zaten ismi geçen kişi 1992 yılından beri Çaykurun değişik kademelerinden geçtikten sonra önce genel müdür yardımcısı olmuş son 3 yıldır da Vekâleten Genel Müdür olarak görev yapmaktadır. AKP İl Başkanının abisi olması konusu ise ayrı ve etik bir konudur bizi ilgilendiren konu değildir. Bu konu AKP İl Başkanının ve AKP İl Örgütünün sorunudur."

SAADET PARTİSİ: MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ

Saadet Parti Rize İl Başkanı Muhammet Kaçar ise ”Uzunca bir süre ÇAYKUR genel müdürlüğünü vekâleten yürüten Yusuf Ziya Âlim’in asaleten bu göreve Atanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Zira yaşanılan belirsizlik bu atamayla son bulmuştur. Bu atamanın ÇAYKUR camiası, müstahsillerimiz ve hemşehrilerimize hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.

ÇİFTÇİ-SEN: BU ATAMA GERÇEKLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEYECEK

Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Çay Kürsüsü Temsilcisi Recep Memişoğlu, "Sorun şudur, ÇAYKUR son günlerde Sayıştay raporları üzerinden ciddi eleştiriler almıştı ve kamuoyunda dikkatleri dağıtmak ve kamufle etmek için böyle bir atamayı gerçekleştirdiklerini düşünüyorum. Bu atama gerçeklerin üstünü örtemeyecektir” dedi.

ÇAYKUR'da partizanca atamalar yapıldığını söyleyen Memişoğlu, “Kurumda liyakat denen bir şey kalmamış. Hatta kuru çay üretiminde dahi kalite denen bir şey kalmadı. Üretilen çaylar ellerinde patlamış, iki katı stok oluşmuş. Böyle bir kurumun zarar etmemesi düşünülebilir mi? Böyle bir kurumun başına, vekaleten değil aslen atansanız ne değişecek? Sorun, yönetme sistematiğinin kökten değiştirilmesi ve sorgulanması ile düzelebilir ancak" dedi.

ARAŞTIRMACI YAZAR FATMA GENÇ: ÇAYKUR'UN BAŞINA GELEBİLECEKLERDEN ENDİŞELİYİZ

Çay alanı üzerine Marmara Üniversitesi Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme Bilim Dalı bünyesinden kapsamlı bir tez çalışması bulunan araştırmacı yazar Fatma Genç, “Resmî Gazete’de yayımlanan atama kararları birçok gazetede ‘Zarar eden ÇAYKUR’da görev değişimi’ olarak lanse edildi. Ancak ÇAYKUR uzun zamandır asaleten genel müdür ataması yapmadığı için Sayıştay tarafından da eleştiriliyordu. İmdat Sütlüoğlu’nun istifasının ardından şu anda Yönetim Kurulu’na olan Ekrem Yüce’nin kısa genel müdürlüğünün ardından ÇAYKUR zaten Yusuf Ziya Alim tarafından vekaleten yönetiliyordu" ifadelerini kullandı.

Son yıllarda ÇAYKUR’un yönetilemediğini ve katlanarak artan zarar nedeniyle bu durum iyice ortaya çıktığını vurgulayan Genç, şöyle deva etti:

"Çay üreticileri ve bölgede yaşayanlar tarafından açıkça bilinen yolsuzluklar Sayıştay’ın raporunda da işaret edilince başarısızlıklar iyice ortaya serildi. Zararın sorumlusu ÇAYKUR’un yönetilememesi ve ÇAYTAŞ denilen şirketten kalan zararların, keyfi ödemelerin bir sonucudur. ÇAYKUR’un yönetilemediğini de satış yapamadığı için depolarda çürüyen çaylardan açıkça görebiliyoruz. Sayıştay 2018 yılı raporunda depolarda rutubet sınırına yaklaşan 92 bin ton organik çay ile ilgili uyarmıştı. 2019 yılı raporunda bu sorunun çözülmediği gibi çayların bir kısmının imha edildiği ve stok miktarının neredeyse bir yıllık satış miktarına denk gelecek şekilde arttığını görüyoruz. ÇAYKUR’un Sayıştay raporlarındaki bulgulara ilişkin yanıtlaması gereken çok soru var. ÇAYTAŞ adına ödenen depo kira bedelleri, bankalara bağımlı bir şekilde mali yapısını sürdürme çabası, kuruluş kanununda satış, pazarlama yetisi olduğu ifade edilmesine rağmen bunu neden ÇAYTAŞ’a yaptırdığı gibi…”

Aylardır genel müdür atamasını yapılmamışken birdenbire Yusuf Ziya Alim’in asaleten atamasının da ayrı bir soru olduğunu vurgulayan Genç, “Belli ki ÇAYKUR’un yönetimsizliğini gizlemek için yapılan bir hamle. Şunu her yerde söylemek lazım: ÇAYKUR zarar etmiyor, ettiriliyor. ÇAYKUR’un Türkiye Varlık Fonu’nda olduğunu da unutmamak gerekir. Varlık Fonu kuruluş kanununda bünyesinde bulunan kurumları ipotek ve rehin gösterebileceği konusu hâlâ büyük bir risk oluşturuyor. Tekel ve birçok kurumun bu ülkede nasıl özelleştirildiğini iyi biliyoruz. Önce zarar ediyor deniliyor, sonra elden çıkarılıyor. Açıkçası ÇAYKUR’un başına gelebileceklerden endişeliyiz” dedi.

ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ: ALİM, TÜM YAŞANANLARIN SORUMLUSUDUR

Çağdaş Gazeteciler Derneği Rize Temsilcisi ve Rize Nabız Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gençağa Karafazlı ise "ÇAYKUR’da yöneticilik yapan AKP İl Başkanı’nın ağabeyi Yusuf Ziya Alim’in asaleten kurumun başına getirilmesi, ÇAYKUR’un zararının ve çaylarının küflenmesinin üzerinin örtülmesi için yapılan bir atamadır. Alim, ÇAYKUR’a hiçbir katkı sunamaz. O tüm yaşananların sorumlusudur. ‘ÇAYKUR’da korona virüsü’ başta olmak üzere yazdığım birçok eleştirel haberden dolayı beni de birçok kez dava etti. Ancak yandaş medyayı reklam vs. ile besleyerek ÇAYKUR’un sorunsuz bir kurum olduğu imajını oluşturmaya çalışmaktadır. Asaleten atanması ÇAYKUR’un zarar etmesini asla önlemeyecektir. 3 ay sonra ÇAYKUR depolarındaki çayların küflenmesine sebep olacak bir atamadır bu” dedi.

Kaynak: Evrensel