İran İslam Devrimi’nden önceydi.

Ülkenin başındaki Şah Rıza Pehlevi’ye karşı geniş bir kitle meydanlardaydı.

Amaçları özgürlüktü.

Eylemlerin başını çeken gruplardan biri kapitalizm ve batı emperyalizmine karşı mücadele etmeyi amaçlayan Halkın Mücahitleri Örgütü’ydü.

***

İslam ile Marksizm’i birleştiren örgütün ilk eylemi 1971’e kadar uzanıyordu.

Şah’ın İran monarşisinin 2500. Yıl kutlamalarına karşı Tahran elektrik idaresini bombalamışlardı ve bir uçak kaçırmaya çalışmışlardı ama olmadı.

Eylemciler tutulandı, ardındansa gözaltı dalgası başladı fakat örgüt dize getirilemedi.

***

1979 İran İslam Devrimi ile sonuçlanan Şah’ın devrilme sürecinde de öne çıktı örgüt.

Kitlesi ile yer aldı, omuz omuza otoriter yönetime baş kaldırdı.

Ta ki iktidar değişene kadar.

Ancak İslamcı yönetimin ülkenin dizginlerini ele almasının ardından sol eğilimli olması nedeniyle hızla dışlandı.

Mollaların iktidarı paylaşmak istememesi üzerine önce büroları kapatıldı.

Ardından üyeleri idam edilmeye başlandı, hayatta kalanlar ülkeyi terke zorlandı.

Ayetullah Humeyni’nin bir dönem sürgünde kaldığı Fransa’ya bu kez onlar gitmek zorunda kaldı.

***

Silaha daha sıkı sarılmaya başladılar özellikle de 1980’de İran-Irak Savaşı’nın ateşlenmesiyle…

Bağdat yönetiminin desteği nedeniyle Irak’ın yolunu tuttular.

Silahlı bir kanat kurdular 1987’de: Ulusal Kurtuluş Ordusu

***

Askeri kanadının komutan yardımcısı Meryem Recavi konsey tarafından, İran'ın gelecekteki geçici Devlet Başkanı seçildi, görevlerini eşi Mesud Recavi'ye bırakarak.

Bu süreçte “terör örgütü” listesine alındılar Batı tarafından.

1997’de Washington, 2000’de ise AB’nin listesine girdiler.

Ancak aynı listeden en son 2012 yılında resmen çıkartıldılar.

***

Bugünse bir zamanlar destek verdikleri devrimin yediği “çocuklar”dan biri olarak Meryem Recavi Batı ülkelerini ziyaret ediyor, sürgündeki İranlılara hitap ediyor ülkesindeki değişimi bekleyerek…