Avukat Fidel Okan, herkesin “kim” ve “ne” olduğuna dair çeşitli varsayımlar yürüttüğü Fuat Avni twitter hesabı hakkında teknik verilere dayanarak yaptığı analizde, bu hesabın Afrika kıtasının batısında yer alan Gana Cumhuriyeti’nden açılmış göründüğünü, son tweetlerinin sadece bilgisayar üzerinden ve Türkiye’den atıldığının kesinleştiğini yazdı.

Fidel Okan, Fuat Avni’nin bildiği bazı doğruların üzerine, muhaliflerin de benimseyeceği akla yatkın teoriler üreterek bir dezenformasyon yarattığını belirtti.

“Kimliğini, konumunu, sosyal statüsünü gizleyen her hesap proje hesabıdır başka bir değişle operasyon hesabıdır!” diyen Star Metre Genel Yayın Yönetmeni Avukat Fidel Okan’ın, Fethullah Gülen Grubu’nun kullandığı twitter fenomen hesabı Fuat Avni olgusunu çözümleyen değerlendirmesinin önemli kısımları şöyle:

FUAT AVNİ’YE DAİR BİLİNMEYEN TÜM GERÇEKLER!

“Kimliğini, konumunu, sosyal statüsünü gizleyen her hesap “proje hesabıdır” başka bir değişle “operasyon hesabıdır!”

Fuat Avni’nin Twitter Hesap Numarası: 2844289835’dir. Peki, bu hesap hangi ülkede açılmıştır? Cevabı hemen verelim: Afrika kıtasının batısında yer alan Gana Cumhuriyeti’nden.

Kapanan diğer iki hesap olan Fuatavni ve Fuatavnifuat hesaplarının açıldığı ülke ise çok ilginç: ABD!

Twitter’ın kendi araştırmalarına göre Twitter kullanıcıların çoğu tweetlerini kullandıkları cep telefonundan atmaktadır. Fuat Avni’nin son hesabından atılan ve Türkiye’de gündem oluşturan tweetlerin ise sadece bilgisayar üzerinden atıldığı tespit edildi. Ve çok kritik bir bilgi daha verecek olursak son hesabında yazılan tüm tweetlerin Türkiye’den atıldığını da kesinleşti. Dolayısı ile Fuat Avni Türkiye’dedir! (Bir dip not: Daha önce kullandığı ilk iki hesaptan yazılan tweetlerin büyük bölümünün ise cep telefonu üzerinden yazıldığı tespit edilmiştir!)

Fuat Avni hesabından yazılan tweetleri analiz teknikleri kullanılarak sistematize edildiğinde Pazartesi-Salı günleri yoğun bir twitter kullanımı göze çarpmaktadır. En az tweetini ise Pazar günleri atmaktadır.

Fuat Avni hesabından yazılan tweetler analiz edildiğinde 22:00 ile 01:00 arası yoğun bir tweet yazılımı görülürken, Türkiye saati ile 03:00 ile 11:00 arası hiçbir tweet yazmamıştır.

Fuat Avni hesabının attığı tüm tweetler orijinal olup, daha önce hiçbir yerde tamamı yazılmış tweete rastlanmamıştır. Hesabında görülen tüm tweetler yazılmış tweet olup her hangi bir şekilde Retweet ve Cevap Tweeti yoktur.

Şu ana kadar Fuat Avni hesabının yazdığı tüm tweetler toplamda 28 milyon kez retweet edilerek paylaşılmıştır.

Fuat Avni hesabından atılan tweetler hastagsiz olup, sadece 3 kez #Dağlıca #Ankara ve # Yastayız hastaglerini kullanmıştır.

Bugüne kadar hesaptan yazılan tweetlerde 4350 farklı kelime kullanmıştır.

Şimdi olayın teknik boyutunu bir tarafa bırakıp, bu hesabın gerçekten neleri doğru, neleri yanlış yazdığı konusu üzerinde biraz duralım.

Fuat Avni’nin neredeyse tam isabetle bildiği tek konu ertesi gün veya birkaç gün sonra yapılacak operasyonlardır. Peki, bu operasyonları bildiği için Fuat Avni’nin yazdığı diğer şeyler doğru kabul edilebilir mi?

Aslında bu konuda edindiğim birkaç tecrübeyi size ilk kez açıklayarak bu hesap hakkında farklı bir bakış açısı getirmek isterim.

İlk vereceğim örnek şu; İstanbul’da bir başsavcı vekili ile görüşme yaptığım günün ertesinde Fuat Avni bu görüşmenin içeriği ile ilgili tweetler yazdı. Evet, bu görüşmeyi bilmişti ama hepimiz biliyoruz ki bu görüşme ona haber verilmişti. Ancak görüşmenin içeriği ve orada yapılan konuşmalarla ilgili yazdığı her şey hayal mahsulü idi. Bunun hayal mahsulü olduğuna yüzde yüz eminim çünkü görüşmenin içeriğine dair yazdığı şeylerin o gün başsavcı vekili ile görüştüğümüz konuyla uzaktan yakından alakası yoktu.

Meseleyi daha iyi kavrayabilmeniz için yine kendi yaşadıklarımdan hareketle bir başka örnek daha vereyim: Şu meşhur KPSS soruşturmalarını hatırlıyorsunuz… İlk operasyondan bir gün önce soruşturmayı yürüten savcı, telefonla tehdit edilmiş ve bu olaya ilişkin tutanak tutulmuştu. Operasyondan önce, ben hem bu tutanağı yayınladım, hem de attığım tweetlerin birinde ertesi gün operasyon yapılacağını “özellikle” yazdım. Çünkü Fuat Avni’nin bu olaydan bahsedeceğine adım gibi emindim.

Ancak emin olmadığım tek şey vardı; o da Fuat Avni’nin attığım bu tweetler üzerine nasıl bir senaryo döşeneceği idi! Nitekim operasyon sonrasında bazı haber siteleri ironi ile karışık benim Fuat Avni olduğumu yazdı, akşamında ise Fuat Avni, tweetlerini sıralayarak kendince oluşturduğu komplo teorisinin içine beni katarak “üstelik soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğimi belirterek” gerçekle hiçbir ilgisi olmayan hikâyeler yazdı!

O zaman şunu artık anlamıştık; Fuat Avni, bildiği bazı doğruların üzerine, muhaliflerin de benimseyeceği akla yatkın teoriler üreterek bir dezenformasyon yaratıyordu.

Peki, Fuat Avni bu komplo teorileri ile neyi amaçlıyordu?

Türkiye’de internet ve sosyal medya hukuku eksikliği yıllardan beri gelen bir kangrendir! Bu yüzden Fuat Avni’nin yazdıklarının hangisinin adli suç olup olmadığının tartışılması gerekiyor! Nihayetinde sıradan asparagas haberleri yayan bir hesap da olabilir bu! Ama ‘insanlar bunu ciddiye alıyor diye’ cezai sorumluluk oluşmaz ki! Çünkü milyonlarca hesap, hakaret, tehdit ve benzeri suçları işlerken Fuat Avni’yi devletin neden arayış içine girdiğini evrensel hukuk normlarında açıklamamız gerekiyor. Biz neden Fuat Avni’yi arıyoruz? Her şeyi bildiği için mi?

Fuat Avni’nin sosyolojik boyutu da önemli.

Bu hesap için her politik görüşte insanın bir fikri var! Kimilerine göre gerçek bir muhalif o… Kimilerine göre ise Cemaatin yılmaz bir kalemi… Kimileri de Fuat Avni’yi Saray’ın içinde yaşayan biri ve hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan zannediyor.

Komplolar kendi içlerinde o kadar türevleşti ki, Fuat Avni’nin fenomen olması ayrı bir sosyolojik vakıaya dönüştü! Toplum artık yalın gerçeklerden uzaklaşarak, komplocu düşüne düşüne, Fuat Avni’nin 140 karaktere sığdırdığı tweetlerden dünyayı algılamaya başladı.

Özellikle yazdığı tweetlerden hemen sonra neredeyse bütün muhalif haber sitelerinin bunları son dakika gelişmesi gibi vermesi ancak Türkiye’ye özgü bir saçmalık olabilir. Kimse kusura bakmasın ama Fuat Avni’nin yazdığı operasyon bilgisinin haberleştirilmesi ne kadar doğru ise Saray dedikodusu bile sayılmayacak komplo teorileri üreterek yazdığı saçmalıkların önemli muhalif medya organları tarafından haberleştirilmesi de gazetecilik açısından bir o kadar garabettir.

Basit bir toplumsal olguyu gündeme getirelim; “Her iktidar, kendi meşruluğu içinde yaşar!” Bu siyasetin değişmez mihenk taşıdır. Eğer iktidarlar meşru zeminde değilse, yaşayamazlar… Sürdürülebilirliği kişi ve olaylara bağlı kalır.

Mevcut iktidarın 14 yıldır sürebilmesi Türkiye’de ayrı bir sorunu gündeme getirmiştir. 14 yıllık yıkılmayan bir iktidar varsa, 14 yıldır iktidar olamayan bir muhalefet de var demektir. Bu da gerçeğin doğasına aykırı bir durumdur. Gerçek, tez-anti tez etkileşimi içinde yaşam bulur. Eğer 14 yıllık iktidarın sürdürebilir olması hedefi varsa, ona meşru zemin sağlayacak muhalefetin de olması gerekiyor.

Fuat Avni’nin iktidara zarar verme kastıyla yazdığı tweetler aynı zamanda iktidarın meşruluğunu sağlayan muhalefet olma misyonuna da bir noktada hizmet etmektedir.

Kim ne derse desin, mevcut muhalefetin yetersiz ve eksik kaldığı noktada Fuat Avni hesabı sanal dünya üzerinden doldurduğu için siyasi muhalefete, hükümetin meşruluğunu sağlamlaştırdığı için siyasi iktidara hayat öpücüğü vermektedir. Muhalefet boşluğunu doldurarak iktidara adeta hayat öpücüğü vermektedir. Sunduğu bilgilerle hem başarılı bir muhalefet örneği sergileyerek toplumsal tepkiyi sistematize ediyor, hem de oluşabilecek reaksiyonun sinerjisini indirgiyor.

Üstelik böylesine bir örnekleme varken, “paralel” korkusuna hiçbir üniversite, “Fuat Avni ve Toplumsal Muhalefet” üzerine bilimsel bir çalışma ve metot geliştiremiyor.

Sınırlı sayıda bazı akademisyenler, dolaylı olarak araştırma ve tezler hazırlasa da böylesine bir tarihi olguyu yok saymaları tıpkı hukuksal açıdan olduğu gibi, sosyolojik açıdan da büyük bir eksikliği ortaya çıkarıyor.

Hülasa; toplumsal ana muhalefetin sözde lideri Fuat Avni, doğruların içerisine yalanlar katarak toplumu uyuşturuyor ve milyonlarca insanı akla ziyan hikayeler ile peşinden sürükleyebiliyor. Bu da toplumumuzun genel sosyolojik durumunun ne halde olduğunu bize gösteriyor.