Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde 42 haftadır adalet nöbeti tutan avukatlar, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için bisikletle pedal çeviriyor. 'Adalet Maratonu' 23 Eylül'de Hollanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesi (Lahey) önünde başladı. Bisikletle başlayan ‘Adalet Maratonu’na katılanlar, kadın cinayetlerini, faili meçhulleri, LGBTİ+’ların maruz kaldığı uygulamaları anlatıyor. Maraton son bulduktan sonra avukatlar AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) önündeki nöbetlerine devam edecek.

10 FARKLI ÜLKEDEN 42 KİŞİ: TÜRKİYE’DE YAŞANANLARI ANLATIYORLAR

Hacı Bişkin'in Gazete Duvar'da yer alan haberin göre, Koşulsuz Adalet Hareketi’nde yer alan 10 farklı ülkeden 42 kişi, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek, katledilen kadınları anmak, sokağa çıkma yasaklarında yaşananları duyurmak, faili meçhul cinayetlere dikkat çekmek için bisikletle yola çıkma kararı aldı. Böylece AİHM önünde başlayan 'Koşulsuz Adalet Hareketi', 'Adalet Maratonu'na dönüştü. Bisiklet süren 42 avukat, çalışmalarına 27 Kasım 2020’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki cuma günü nöbetiyle başladı. Harekete katılan hukukçulardan Abdurrahim Ercan, amaçlarını şöyle anlatıyor: “Geçtiğimiz hafta 44. kez tuttuğumuz bu nöbetlerde aynı Koşulsuz Adalet Maratonu’nda yaptığımız gibi Türkiye’de insan hakları ihlallerine uğraşmış her kişi veya kesimin kimliğine bakmaksızın sesi olmaya ve bu konuda farkındalığı artırmaya çalıştık.  

Temelde amacımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’den gelen başvurularda daha ivedi şekilde karar vermesi konusunda meşru bir baskı aracı olmak. Bunun yanında da Avrupa Konseyi’nin AİHM tarafından verilen kararların icrası konusunda daha somut adımlar atmasını sağlamak. Bu konuda her türlü enstrümanı kullanarak nöbetlerimize devam etmeye çalışıyoruz.”

‘İNSANLAR BİZE NE YAPTIĞIMIZI SORUYOR’

Avukatlar, Lahey’de başlattıkları nöbetin 42’nci haftasından sonra ‘Adalet Maratonu’na başladı. Hak ihlallerine dikkat çekmek için pedal çevirmeye başlayan avukatlar neden böyle bir yola başvurduklarını şöyle anlatıyor: “Avrupa toplumu için bisiklet kültürü önemli ve yaygın. Koşulsuz Adalet Hareketi’nde birlikte çalıştığımız arkadaşlarla Türkiye’deki insan hakları ihlalleri konusunda farkındalık oluşturmak için zaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde haftalardır nöbet tutuyorduk.

Yeni bir projeyle farklı bir eylem tarzı geliştirmeyi düşündük ve aklımıza en barışçıl yöntemlerden biri olan bisiklet kullanmak geldi. 15 farklı şehirden geçme planı yaparken her geçtiğimiz şehirde Türkiye’de sembolleşmiş olan bazı isimler nezdinde daha geniş bir perspektifle konuya bakarak Selahattin Demirtaş, Hande Kader, Ahmet Burhan Ataç, Berkin Elvan, Mustafa Kabakçıoğlu, Sıtkı Bektaş gibi birçok kişi adına umut tohumları saçtık.

Koşulsuz Adalet Maratonu’nun bu noktada 850 kilometrelik bir güzergah ve geçtiği şehirlerde dile getirdiği konularla dikkatleri çektiğini somut olarak da görüyoruz. Nitekim her şehrin en merkezi yerlerini seçtik. Bu parklarda, caddelerde meydanlarda insanlar bize ne yaptığımızı soruyorlar. Bazen de biz gidip broşürlerimizi dağıtıp gerek o günün temasını gerek Türkiye’de yaşanan durumu anlatma fırsatı yakalıyoruz.”

Abdurrahim Ercan, “İnsanların Türkiye’de yaşananları unutmasını veya sıradanlaştırmasını istemiyoruz” derken bir de çağrı yapıyor: “Gerek AİHM önünde tuttuğumuz nöbetler gerekse bütün Avrupa’yı bisikletle dolaşarak düzenlediğimiz maraton bu hatırlatmanın bir parçası. Avrupa Parlamentosu veya AİHM nezdinde yapılacak başvuruları kesinlikle önemsemekle beraber bu mücadelenin aktivizm ayağının da ses getiren bir şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu sesimizin yettiği ölçüde her topluma ve kuruma birçok aracı kullanarak duyurmaya çalışıyoruz. Bizi duyan herkesten de bu sese ses katmalarını rica ediyoruz.”