Koronavirüs (Covid-19) salgını tehdidi nedeniyle Meclis'e getirilen "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" AKP ve MHP grubunun oylarıyla kabul edildi. “Örtülü af” tartışmalarına yol açan düzenlemeyle adli tutuklular serbest kalmaya başlarken, fikir ve düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde bulunan siyasi tutukluklar, akademisyenler, öğrenciler ve gazetecilerin kapsam dışında bırakılmasına yönelik tepkiler sürüyor. Gazeteciler, siyasi tutukluları ve gazetecileri kapsamayan yeni infaz yasasını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.

CELAL BAŞLANGIÇ: UTANÇ YASASI OLARAK TARİHE YAZILDI

Artı TV ve Artı Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Celal Başlangıç, AKP iktidarın düzenlemeyle “organize suç örgütleri” ile dost; gazetecilere, fikrini ve düşüncesini özgürce dile getirenlere karşı ise "düşman" olduğunu bir kez daha kanıtladığını söyledi. Düzenlemeyi MHP’nin başından beri istediğini dile getiren Başlangıç, “Öteden beri AKP ve MHP arasında bir denge var. Bu yasa, utanç yasası olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihine yazıldı” dedi.

‘CEZAEVLERİNİ MUHALİFLERE YER AÇMAK İÇİN BOŞALTIYORLAR’

İktidarın konumunu daha da güçlendirmek için bu düzenlemeyi bir alt yapı olarak kullanacağını kaydeden Başlangıç, “AKP iktidarı, görülüyor ki cezaevlerini yeni muhaliflere yer açmak için boşaltıyor. Daha da tutumunu sertleştirerek, farklı uygulamaları devreye sokarak, yeni tutuklama dalgasına girişebilir. Tabii, bu yine Kürtlere, gazetecilere, demokratik güçlere olacak. Bu da gösteriyor ki daha ceberut bir tek adam rejimi Türkiye’yi bekliyor. Dünyada da bunun işaretleri var. Özellikle medyaya dönük işaretler var” diye konuştu.

‘HALKA CESARET VERENLERİ İÇERİDE TUTMAK İSTİYORLAR’

İktidarın kendi doğasıyla uyuşan bir düzenleme yaptığını ifade eden sendika.org editörü Ali Ergin Demirhan da, düzenlemeyle iktidarın kendisine yakın olanları affettiğini, uzak olanları ise cezalandırmaya çalıştığını kaydetti.

Düzenlemeyle MHP’nin özel hassasiyeti olan Alattin Çakıcı ve bir dizi çete liderinin serbest kalacağını, ancak gazetecilerin salgın tehdidine rağmen tutuklu kalmaya davam edeceğine dikkat çeken Demirhan, “İktidar özellikle içerde tutmak istediği insanlar var. Bunlar da gazeteciler, aydınlar ve milyonlarca iradeyi temsil eden siyasiler, iktidarı sorgulayan, halka gerçekleri ulaştıran ve cesaret veren kişiler. Faşist bir iktidar kendi karakterinin gereğini uyguluyor” ifadelerini kullandı.

‘ERDOĞAN’IN O SÖZLERİ OPERASYON SİNYALİ’

Ekonomik ve toplumsal krize karşı hoşnutsuzlukların yükselmeye başladığını işaret eden Demirhan, iktidarın bu durumun görünür olmaması için gazetecilere karşı saldırıya geçtiğini söyledi. Demirhan, iktidarın insanları korkutarak itiraz etmesini ve sorgulamasını engellemeye çalıştığının belirterek, şunları ekledi: “Bu iktidar kendi varlık nedenini hakikatin örtülmesi, etkili bir muhalefete izin verilmemesi, halkın demokratik itirazının bastırılması üzerine kurdu. Erdoğan’ın siyaset ve medya virüsünden de kurtulacağız sözleri ile bu saldırı ve operasyonun yeniden devrede olduğu sinyalleri verilmiş oldu.”

TEMEL: GAZETECİLER HEDEFTE

Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri İsminaz Temel ise, iktidarın gazetecileri düzenlemeden muaf tutarak topluma ve gazetecilere karşı düşmanlığını bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

Bir gece yarısı gazetecilerin cezaevinden çıkmaması için düzenlemeye özel bir madde eklenmesi üzerinde duran Temel, bunun tam da gerçeğe ve gazeteciliğe olan düşmanlığın bir ifadesi olduğunu söyledi. Türkiye’nin basın özgürlüğü bakımından en geri ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Temel, “Bu durum ne zaman güdeme gelse iktidar, ‘basın ile bir sorunumuz yok. Türkiye’de basın özgürdür’ diyor. Fakat gerçek ise tam tersi. İktidarın basına ve basın özgürlüğüne yönelik yaklaşımları ile düşman politikasının sürekli devrede olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.

‘GAZETECİLİK HEDEF ALINIYOR’

Gece yarılarında gazetecilerin evlerine yapılan operasyonların bunun bir örneği olduğunu ifade eden Temel, “Yıllardır katledilen ve hapsedilen gazetecilere tekrardan bedel ödetmek isteniyor. Bu yasa ile aslında sadece gazeteciler değil, toplum ve gerçekler de hedef alınıyor. Mesleğin kendisi ve bütün gazeteciler hedef alınıyor” diye konuştu.