Cezaevlerinde sayıları 300 bine yakın olan tutuklu ve hükümlüler, hızla yayılan koronavirüs salgını nedeniyle büyük riskle karşı karşıya.

Hasta tutuklular, anneleriyle birlikte kalan çocuklar ve 60 yaş üzerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler ise, bu salgında en riskli gruplar arasında yer alıyor.

Koronavirüsün görülmesiyle birlikte Adalet Bakanlığı tarafından alınan kimi önlemler açıklansa da cezaevlerinde salgının yayılması halinde yaşanacak durumlardan aileler kaygılı.

Bir yandan Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) tarafından cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmesi yönünde çağrıları sürüyor.

Hükümet ise Meclis’e sunulan beklentiler aksine, düzenlemenin önümüzdeki hafta getirilmesi planlanan 3’üncü Yargı Paketi ile infaz kanununda bir değişiklik yapılması yönünde hazırlıkların yapıldığını söyledi.

‘DEVLETİN SORUMLULUĞU’

MA’dan Berivan Altan’ın haberine göre, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Başkanı Şevin Kaya, cezaevlerinde doluluk oranına dikkati çekerek, kişisel alan ve hijyenin sağlanamayacağını söyledi.

Alınan tedbirlerin faydalı olamayacağını ifade eden Kaya, “Öncelikle yapılması gereken, cezaevlerinin doluluğunun giderilmesidir. Ayrıca koğuşların sık sık dezenfekte edilmesi gerekmektedir. Hijyen ortamının sağlanması için gerekli temizlik maddelerinin tutsaklara ücretsiz verilmesi de gerekmektedir. Tutsakların hijyeninin sağlanması ve cezaevlerinde virüsün yayılmasının önlenmesi için gerekli tedbirleri almak devletin sorumluluğundadır” dedi.

‘TEDBİRLER ALINMALI’

Cezaevi koşullarında bir diğer önemli durumunda beslenme olduğunun altını çizen Kaya, gerekli besinlerin yanı sıra tutuklulara takviye gıdalarında verilmesi gerektiğini söyledi.

Kaya, özellikle cezaevi revirlerinin sınırlı olduğu ve sağlık çalışanlarının yetersiz sayıda olduğunu, cezaevlerine daha fazla sağlık malzemesi verilmesi gerektiğini ifade ederek, “Virüs test kitleri bulundurulmalı ve tutsakların her gün sağlık kontrolü ve virüs testlerinin yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

Cezaevlerinde açık görüşlerin engellenmesinin bir çözüm olmadığını, bunun yerine görüş öncesi ve sonrası gerekli tedbirler alınarak bunun sağlanmasının gerektiğini dile getiren Kaya, “Avukat görüşleri noktasında da kapalı görüş şeklinde avukat görüşmesi yapılmaktadır. Tutsaklara, vekil müvekkil gizliliği esas alınarak avukatlarıyla telefonla görüşme hakkı tanınmalıdır” diye konuştu.

HASTA TUTUKLULAR

Hasta tutuklular açısından kritik bir dönem olduğu uyarısında bulunan Kaya, salgın cezaevlerine yayılmadan hasta tutukluların tahliye edilmesi, infazlarının ertelenmesi öncelikli ve acil olduğunu, bunun için infaz yasası düzenlemesinin beklenmemesi gerektiğini ifade etti.

Kaya, “Hasta tutsakların olağan süreçte bile hastanelere sevklerinde büyük sıkıntılar yaşadığı biliniyor. Bu anlamıyla bir an önce infaz ertelemeyle serbest bırakılmalıdır. Oluşacak bir salgın da tutsakların hastaneye kolaylıkla ulaşabilmesi sağlanmalı ve bu hastanelerde sağlık açısından tüm tedbirlerin alınmış olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“Devletin yaşatma yükümlülüğünü hatırlatmak gerekir” diyen Kaya, yeni yargı paketiyle yapılacak infaz düzenlemesinde de hiçbir ayrım gözetilmemesi gerektiğini ifade etti.

Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsam dışında bırakılmasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Kaya, “Yaşadığımız bu süreçte yaşam hakkı, sağlığa erişim hakkı öncelikli olarak gözetilmeli ve infaz kanununda yapılacak düzenlemede eşitlik ilkesi çerçevesinde düzenleme yapılmalı ve tüm tutsaklar tahliye edilmelidir. Ayrıca eşit infaz düzenlemesinin salgın daha cezaevlerine yayılmadan, bir an önce yasallaşması gerekmektedir” dedi.