AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, parti genel merkezinde gündemdeki konulara ilişkin açıklama yaptı.

Çelik, İmralı Adası'na kimin gideceğiyle ilgili henüz kesinleşen bir bilginin olmadığını belirterek, "BDP'lilerden yapılan müracaatlar var. Daha önce silahların bırakılması konusu gündeme gelince BDP'liler 'bunun muhatabı biz değiliz. Bunun muhatabı Öcalan'dır' diyorlardı. Sonra Öcalan ile MİT görüşmeler yaptı, orayla ilgili bir süreç başladı. Bu sefer, 'BDP olarak kurumsal olarak biz bunun içinde olmalıyız' dediler. Hani sizinle ilgisi yoktu. 'Bizim olmamız yetmez, DTK'da içinde olsun, KCK'da içinde olsun' dediler" diye konuştu.

BDP'nin teklifinin "işi sulandırmak" olduğunu ileri süren Çelik, "Efelenmeyeceksiniz, silahların gölgesinde siyaset yapmayacaksınız, terörü kutsamayacaksınız, terörü meşru görmeyeceksiniz, kan dökülmesini hiç bir şekilde meşru görmeyeceksiniz. Demokratik değerler toplamında siyaset yapmaya devem edeceksiniz. Onun için İmralı'ya kimin gitmesi gerektiği ile ilgili verilecek karar hükümetin ve Adalet Bakanlığı'nın kararıdır. Şahsen henüz Sayın Ahmet Türk ile veya bir başkası ile ilgili alınmış bir karar olduğunu bilmiyorum" dedi.

"Birilerinin ikinci kez İmralı'ya gitmemesi artık hiç gitmeyecek anlamına gelmez. İyi niyetlerle atılan adımlarımız hep sabote edildi" diyen Çelik, "Paris'teki infazlarla ilgili ilk açıklamaları ben yapmıştım. BDP tarafından gelen salvoları biliyorsunuz. Bu konunun çok daha netleşmesi, berraklaşması gerekiyor. O zamanda bize o akla hayale gelmedik hakaretleri edenlerle o zaman yüz yüze gelmiş olacağız" ifadesini kullandı.