İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV'de bugün katıldığı programda gazeteci İsmail Küçükkaya’nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İmamoğlu, "Küçükkaya'nın Altılı Masa sizi aday gösterse, ister misiniz? sorusuna "Bu omuzlar her yükü taşır bana gelirse de ne demek tabii yaparım. Bu omuzlar her yükü taşır. 6’lı masadan çıkan en çok koşan nefer ben olacağım" yanıtını verdi.

Seçimlere ilişkin, "Bu iktidarı ilk seçimde yollayacağız. Hiç tereddütsüz. Bu saatten sonra bu seçimi bu iktidar kazanamaz. Muhalefet kaybeder, yani biz kaybederiz. Bizim de asla kaybetmeye niyetimiz yok" diyen İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmayı istediği yönündeki yorumlarını değerlendirerek, "Hepimiz için aday, bütün CHP’liler için aday Kılıçdaroğlu’dur. Bunun kararı 6’lı masadadır” ifadelerini kullandı.

TARİKKATTAKİ ÇOCUK İSTİSMARI

İBB Başkanı İmamoğlu'na programda yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

"Bütün konuların üzerinde bir mesele, bir toplumun eğer temelinde birtakım sıkıntılar var ise o sahada problemli alanlar var ise ve bunları tamir edemiyorsak, üzerine gidip çözüm oluşturamıyorsak üstüne ne inşa ederseniz edin aslında sağlıklı toplum oluşturama şansınız çok düşük. Bu ülkede eğitimden uzaklaştırılan ve bu tür merkezlerde, çocukların eğitimin dışında baş başa kaldığı bir alan var. Bu süreçler görmezden geliniyor. Aslında biliyorlar ama mış gibi yapıyorlar, aslında her şey yolundaymış gibi ya da yoluna uydurulmuş gibi hareket ediliyor. Buna göz yuman, bununla ilgili süreci ihmal eden kim varsa bu suçun bir parçasıdır. O bakımdan sonuçta bahsettiğimiz bizim çocuklarımız, bizim kızlarımız, bizim oğullarımız, bu benim çocuğum. Bir başkasının çocuğu gibi bakamayız. Toplumun bütünü esastır, o bakımdan kötü bir olaydır, bir kızımızdan bahsediyoruz, bir çocuğumuzdan bahsediyoruz.

"OKULLARDAN UZAKLAŞTIRILARAK BU KURUMLARA EMANET EDİLEN ON BİNLERCE ÇOCUK VAR"

Bir kere dini eğitimler veren kurumlar var. Dini eğitim verebilirsiniz. Ben de dini eğitimler aldım. Bu kurumlara saygım var. İyi-kötü yaşadıklarım var. Okullardan uzaklaştırılarak sadece bu kurumlara emanet edilen on binlerce çocuk var sadece bu ülkede. Bunu ben söylemiyorum, kendileri söylüyor aileler söylüyor. O bakımdan müthiş bir denetime, bu süreçlerin müthiş iyileştirilmesi lazım. Taviz veren suçun ortağıdır. Zannetmeyelim ki suçu işleyen kişi tek başına sorumlu, bağlı olduğu kurum, buna müsaade eden, buna göz yuman, buna tavizi veren yöneticiler, kim varsa işin içerisinde kim varsa suçludur.

SOYLU'NUN İDDİALARI

İçişleri Bakanı’nın ortaya koyduğu o dil, o tavır bizim bin yıldır ortaya koyduğumuz devlet geleneğine ters. Aynı bakan iki seçim arasında şunu demedi mi? '700 terörist var' dediniz. İnsanları zan altında bıraktınız. Yalan söylediğiniz ortaya çıktı. 14 ay oldu. Bakın onlarca soruşturma... Sadece geçen sene Meclis'ten çıkıp hararetle hatırlarsanız masasına yumruk vurdu. 557 terörist dedi. Terör örgütlerinin isimlerini saydı. Meclis'te terör örgütlerinin reklamını yaptı. Sonuç ne oldu peki? Sıfır. Bir personeli tutukladılar. Bu personel raporluydu. 9 gün hastanede ameliyat olmuş. Evinde yatıyor. İsmail Bey, devletin birimleri hastanede, evinde yatan, istirahat eden, izinli bir personel gidip evinden, eliyle konmuş gibi alamaz mı? Ne zaman alıyorlar biliyor musunuz? İşe başladığı ilk gün, ofisin önüne arabaları yığarak polis yelekleri falan. Niye? Hani operasyon yaptılar. Teröristi ele geçirdiler. Dağda fotoğraf varmış. Merak ettim, iddianameyi okudum. Kim bu personel? Nereden gelmiş? Sakarya Belediyesi'nde çalışmış. Devletin başka kurumlarında görev yapmış. Bakanlıkta, şurada burada. Diyor ki ya o fotoğraftaki ben değilim. Bakın o tarihte dediğiniz tarihte ben yurt dışında şuradaydım. Delillerini koyuyor. Vatandaşın sürekli terörist ilan eden bir devlet olabilir mi? Sicil kaydını veren kim? Adalet Bakanlığı. Biz vermiyoruz ki. Alınanlar belli. Kaç kişi, nasıl girmiş belli. Bu bakan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin yüz karası bir süreci yönetiyor.

SİYASİ YASAK GELİR Mİ?

Şimdi burada biraz sakince anlatmak isterim. Milletimizin zihnine bu tekrar girsin çünkü unutuyoruz. Hangi iddialar olursa olsun. Hangi duyumlar geliyorsa, ki benzer duyumlar bize de geliyor. Ama ben bu mahkemenin hakimine, Türk yargısının hakimlerine, yargıçlarına, savcılarına güvenmek istiyorum. Bakın adalet, hava ve su gibidir yani. Adalet yoksa gerisini de konuşmanın bir anlamı yok. Bir önceki hâkimin yaşadıklarını konuşarak başlamamız lazım. Bir önceki hâkim daha yeni İstanbul'a gelmiş bir hâkim ve bu mahkemede bu davaya bakmak üzere görevlendiriliyor. Ve bu kişi ile ilgili bizim aldığımız duyumlar, bilgiler, iddialara baktığınızda içinde her şey var. Kumpas var, tehdit var her şey var. Yani dolayısıyla hâkime ne diyorlar? Bir önceki süreci aydınlatmak lazım. 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin hâkimi bu mahkemeye atanıyor. İki yıl daha burada kalması gerekirken bir yıl kalarak niçin bu görevinden uzaklaştırıldı ve Karadeniz'e gönderildi. Bunu sordum ben. Kaç kez? Üstelik eşinin de özel durumu var. Bu atamaya da karşı çıkıyor. İkinci sorum, bu mahkemenin olduğu adliyedeki başsavcı, gönderilen hâkime '2 yıldan fazla ceza ver, siyasi yasaklı olsun. Seni istediğin yerde ağır ceza reisi yapalım' demiş midir? Dememiş midir? Bakın bize gelen iddiaları söylüyorum. Hâkim tehdit edilmiş midir? Denileni yaparsan ödüllendirileceksin teklifinde bulunmuş mudur? Bütün bu soruları çoğaltabilirim. Bu iddiaları arttırabilirim. Bir önceki mahkeme hakimiyle ilgili konuşuyorum.

"HSK TENEZZÜL EDİP YAŞANAN SÜREÇLE İLGİLİ BİR SORUŞTURMA AÇMADI"

Şimdi burada şunu söylemeye çalışıyorum. Ya bu şikayetler yapıldı, avukatlar başvurdu HSK tenezzül edip bu yaşanan süreçle ilgili bir soruşturma açmadı. Çok enteresan. Bu mahkemeden ne isterim? Adalet isterim, o mahkemeye, Türk yargısına güvenmek isterim. Sayın bakanın sandık başında 700 terörist iddiasıyla ilgili söylemleri ile ilgili mahkeme sonuçlandı sıfır. Ben kimseden lafımı esirgemem. Seçimi iptal eden YSK üyelerine diyorum ki 'Hiç mi vicdanınız yok, milleti perişan ettiniz' dedim. Bu cümleleri YSK üyelerine söylüyorum. Haziranda ben seçimi kazandım, peki bu ahmak cümlesi ne zaman söylendi? Ta Kasım 2019'da. Ben görevi almışım, işimin başındayım, coşkuyla işimi yapıyorum, coşkuyla projeler üretiyorum. 7 ay sonra, keyfim yerindeyken döneceğim ben YSK üyelerine hakaret edeceğim. Ya arkadaş 'Ben lafa bakarım laf mı diye adama bakarım adam mı diye' cümleme başlayıp bana ahmak diyenin hakaretini iade ediyorum. Daha acısı ise 4 Kasım’da bu sözü bakana iade ediyorum. Bu dava ne zaman açılıyor biliyor musunuz tam 20 ay sonra 27 Mayıs 2021'de. O işte kim biliyor musunuz? Az önce söylediğim laf gibi o gün de davayı iptal ettirenlerin kim olduğu belli. Siyasi irade. O hüngür hüngür ağladım diye anlatan bakan. Siyasi irade bu davayı açtıran da siyasi zaten.

"CEZA VERİLİRSE, FARK ATARIZ"

Şimdi bana arkadaşlarım, 'Ya başkanım seçim iptal edilir mi' diyorlar. Dedim 'Edilmez inşallah.' Ya edilirse ne olur? Ya arkadaşlar fark atarız dedim. Bakın fark atarız dedim. Milyonlarca fark atarız. Zaten kazanacağız ama milyonlarca fark atarız. Ben meselesi değil yani. Bizim ya biz biriz yani. Millet İttifakı bir. Bugün ha. Ekrem İmamoğlu'na bir ceza verilmesiyle bir başkasına ceza verilmesi farkı yok. Kimin nerede olduğunun da bir önemi yok. Yani yargının siyasetin aleti olduğuna inanan halk, bunu gören halk tepki gösterir. Ona, siyasi iradeye öyle bir tokat atar ki bir daha yerden kalkamaz. Fark atarız, ama ben bunu istemiyorum, neyle kazandıysak onla olalım.

Uzman görüşleri var. Uzman hatta uzman görüşü veren bazı hukukçuların, oraya şahit olarak katılıp bu uzman görüşünü savunmak istediklerini de biliyorum. Tabii bu hukuki bir alan. Hani ben neticede hukukçu değilim. Normalde şahitlerin dinlenmesi lazım. Yani açıkçası bir muamma yani. Bir şey diyemiyorum. Sadece o mahkemenin değil bakın. Bu ülkenin bütün mahkemelerinin yargıçlarına sonsuz güvenmek istiyorum. Adalet duygusuna güvenmek istiyorum. Hatta bu son mahkemeden sonra, dua etmişimdir. 'Allah bu ülkeyi vicdan sahibi olmayanlardan, ahlak sahibi olmayanlardan, adalet duygusuna sahip olmayanlardan korusun' demiştim. Ya bu ülkeyi, bu milleti korusun. Hepimizin adalete ihtiyacı var.

"SEÇİM İKİNCİ TURA KALMAZ"

Kazanacağımıza elbette inanıyoruz. Seçim ikinci tura kalamaz. Kalmaz dediğin, kalamaz yani. Çok kararlı olmalıyız. Çok inançlı olmalıyız. Çok tedbirli olmalıyız.

EROĞAN'IN 'SON DEFA ADAY OLUYORUM,SONRA GENÇLERE DEVREDİYORUZ' AÇIKLAMASI

Tevazu dediniz ya bağlantı yapalım. Neyi devrediyorsun, biz monarşiyle yönetilmiyoruz. Cumhuriyetle yönetiliyoruz. Devredeceğim lafı tevazuyla örtüşmeyen bir tarif. 86 milyon insan devreder. Neyi devrediyorsun sen. Yoruldu sayın Erdoğan, kadirşinas milletimiz de onu gönderecek, güle güle diyecek git dinlen diyecek. Yorulduğunu fiziksel olarak da belli ediyor. Milletimiz de o yorgunluğunun karşılığı olarak dikkate alıp onu 4 yıl daha yormayacak."

"HEPİMİZ İÇİN, BÜTÜN CHP'LİLER İÇİN ADAY KILIÇDAROĞLU’DUR"

İmamoğlu, İsmail Küçükkaya'nın "Edindiğim izlenime göre Kılıçdaroğlu istiyor aday olmayı. Sizce?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Hepimiz için aday, bütün CHP’liler için aday Kılıçdaroğlu’dur. Bunun kararı 6’lı masadadır. Bunun özelliklerini de söylüyor. 6’lı Masa'yla proje üretecek, beraber ilerleyecek biri olacak. Baktığınızda 6 ay var daha. Öncelikli mesele sürecin yürütülebilmesi. 'Dostlarımızla birlikte' diyor genel başkan, bu önemli. Adaylık meselesinde iktidar adayın ismini isteyebilir siz ondan uzak durun. Baktığınızda 6 ay var seçime, böyle bir ortamda bugünden aday belli olmalıdır bu tartışılır. Öncelikli mesele sürecin iyi yönetilmesi önemli. 6 masanın bilgisi olarak çalışmaların yapılması Türkiye’nin geleceği ile ilgi çalışılması mühim."

"BU OMUZLAR HER YÜKÜ TAŞIR"

İmamoğlu, "Altılı Masa sizi aday gösterse, ister misiniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Bu omuzlar her yükü taşır bana gelirse de ne demek tabii yaparım. Çünkü bu 6 yaşındaki çocuklar olmasın diye. Bu ülkenin iş insanları var mucizeler yaratıyor akademik kısmı muazzam. Niye demokraside en sonda olalım. Hak etmiyoruz. Özgür Özel güzel bir şey söyledi. Milli ve yerli olanı TOGG hepimizin. Troll kavramı var ya bunlardan kurtulmak için kazanmak zorundayız. Bu omuzlar her yükü taşır. 6’lı masadan çıkan en çok koşan nefer ben olacağım.