İnşaat Zirvesi'nin kapanışında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir kez daha Atatürk Havalimanı'nın millet bahçesi projesi için yıkımına başlanmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu, "İstanbul, rezerv alanlarıyla gerçekten ne yazık ki ve milyonlarca nüfusa hala ev sahipliği yapacak bir durumda. Onun için, ‘Kanal yapalım, kanalın çevresine 2 milyonluk bir şehir kuralım’ Saçmalamanın daniskası. Çevre dostu olmak binadan başlamaz, planlamadan başlar. Binaları nereye yapacaksınız? Nasıl bir çevreyle kurgulayacaksınız? Ne yapacaksınız? Buradan başlar. Yani Atatürk Havalimanı'nı takır tukur yıkarak, ‘Atatürk Havalimanı'na park yapıyorum’ diye ortaya çıkarak, yeşil ceket giymeyle ‘yeşil alancı’ olunmaz" diye konuştu.

Atatürk Havalimanı yakınındaki Ayamama Vadisi'nin 1 milyon metrekarelik yeşil alana dönüştürme çalışmalarının sürdüğünü belirten İmamoğlu, "Florya Atatürk Kent Ormanı’nın kullanılabilir alanını da 200 bin metrekareden 640 bin metrekareye çıkardık. Örnek verdiği alanların, millet bahçesine dönüştürüleceği iddia edilen Atatürk Havalimanı’nın iki yanına denk düşüyor. 25 senedir oraya bakıyordunuz. Bakın ben, teklifte de bulundum. ‘Bize verin’ diye yazı yazdırttım, cevap bile alamadım. Atatürk Havalimanı'nın hemen kuzeyinde, şu an beton bloklar vardır orada. Geçerken görürsünüz. Bir metro inşaatının deposu. Orası, tam 650 bin metrekare bir alandır. Bir milyon metreye de uzayabilir yukarıya doğru. Ki onun hemen kıyısından Ayamama Vadisi'nden İkitelli Organize’ye kadar yeşil alan yapacağız" dedi.

Bir şehrin geleceği tasarlayarak yönetilebileceğini söyleyen İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

OTUR VATANDAŞLA KONUŞ

Yoksa akşamdan sabaha 2 milyar 300 milyon liraya bir ihale yap. On tane ekskavatörü oraya yolla, kırk tane de kamyonu yolla, efendime söyleyeyim ‘Yeşil alan yapacağım!’ Bu şehrin 16 milyon insanı var. Çok üstün zekalı insanları var. Şehir plancısı, mimarı, mühendisi, çevre mühendisi. Bu insanların meslek odaları var. Otur vatandaşla tanış, konuş. Şehrin göbeğinde 11 milyon metrekarelik bir alanı ne yapacağız? Tartış. Millete kıymet verseniz, o zaman doğru yolu bulursunuz. Ama bu akıl bize doğru yolu göstermez. Vallahi göstermez. Çünkü niçin biliyor musunuz? Ben, çıkıp şu kürsüden sizlere desem ki ‘Ben akıllıyım ve ben her şeyi bilirim.’ Bir kere burada bulunan her birinize, dünyanın en büyük hakaretini etmiş olurum. Ben ne diyorum biliyor musunuz? En az benim kadar ve doğruyu bilen 16 milyon hemşehrim var benim. Ben onlarla konuşurum, ben onlarla buluşurum, onlarla tartışırım ve onlarla karar veririm. O karar bana mutlaka doğru yolu gösterir. Asla yanlışı göstermez. Bunun adı ne biliyor musunuz? Hepimizin böyle sarıldığı demokrasi. Otokrasi değil, demokrasi. Bunun adı demokrasi. Ben size demokrasiyi vaat ediyorum mesleğinizle ilgili de.

'HER KONUYU BEN BİLİRİM' DİYENE İNANMAYIN

Şehirlerimizi çok güzel bir sürece kavuşturmak zorundayız. Çünkü çocuklarımız ve torunlarımız çok zeki; çok fena yaparlar bizi. Çok fena hesap sorarlar bizden. Onun için lütfen, kentlerimize dair her hususta, her konuda tedbir almayla ilgili lütfen başta kendinize güvenin. Ve sonra bu ülkenin kıymetli bilim insanlarına, teknik insanlarına güvenin; gerisi kolay. Ama asla karşınıza çıkıp, ‘Her konuda bana güvenin, ben bilirim’ diyene asla güvenmeyin."