İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve geldiği 23 Haziran'dan bu yana geçen altı aylık çalışma dönemiyle ilgili bir toplantı düzenledi.

Kanal İstanbul projesine değinen İmamoğlu, “Neyin ihalesini yapıyorsun, hangi ÇED raporundan bahsediyorsun? Bizden önceki yönetimin imzası bulunan Kanal İstanbul İşbirliği protokolünden çekiliyoruz. Ocak’ın ilk haftasından Kanal İstanbul Çalıştayı’nı yapacağız. Sahada araştırmalarımız var süreci devam eden. Bu konuyla ilgili yetişirse çarşamba günü açıklama yapabiliriz. Mevcutta yürüyen iş ve işlemler var. İhbar olduğunda takip ettiğimiz işler var. Bu konularda birçok suç duyurusunda bulunuldu. İBB olarak kurumsal olarak yapılmış işlerle ilgili nasıl suç duyurusunda bulunabiliriz şeklinde bir çalışma olmadı” diye konuştu.

İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada eski CHP milletvekili Sinan Aygün'ün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında rüşvet iddiasında bulunmasına ilişkin, "CHP'li belediye başkanlarımıza yönelik bir saldırı söz konusu. Bu saldırı ne yazık ki Ankara'da bir gelenek haline gelmiş. Bu baskıyla birlikte politikaların engellenmesine yönelik bir gelenek ortaya konmuş. Kaygıyla izlediğimiz bir süreç" dedi.

İmamoğlu, "Mansur Yavaş'a karşı sürdürülen iftira ve soruşturma sürecini buradan kınıyorum. Bu kampanyaların sonuçsuz kalacağına olan inancım tamdır. Mansur Yavaş'ın her zaman yanında olduğumuzu ve kendisini desteklediğimizi buradan ifade ederim" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu ayrıca Urla Belediye Başkanı'nın tutuklanarak yerine kayyım atanmasını da protesto ettiğini ifade etti.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

SURİYELİ SIĞINMACILAR KONUSU

"Suriyeli sığınmacılar sorunu büyüdü, istanbul'un önemli bir sorunu. Her geçen gün büyüyen ve dramatikleşen bir sorun. Her zaman uyardığımız ancak dikkate alınmayan bu sorun bugünkü haline gelmiştir. Seçimlerin hemen ardından çalışmalara başladık. Sahada çalışma yürüten kuruluşlarla ilk toplantıyı gerçekleştirdik. 17 Ekim'de 22 ilçe belediyesi ve fon sağlayıcı uluslararası kuruluşlarla konferans yaptık. Görüş ve öneriler aldık. 11 Aralık'ta eylem planı çalıştayı tamamladık. Bunların sonunda İBB tarihinde ilk kez eylem planı çalışmalarına başladık."

"Kaynaklarımızı yabancılara çar çur edeceğimize kendi üreticilerimize dönük bir çalışma başlattık."

"Kurbağalı dere sorununu çözüyoruz. Hem de ihale edilmiş rakamdan büyük tasarruflar yaparak halledeceğiz. Kurbağalı dere yemyeşil bir alana kavuşacak. Ayvalı Dere yağmur suyu çalışmasına da hızlıca başladık. Sel baskınlarına dur diyeceğiz. Bir diğer konu, İstanbul Otogarı hepimizin. Devir alır almaz hızla islah edildik. Resmen işgal altındaydı, temizledik ve güvenli bir hale getirdik. Belediyemiz için daha önce gider kapısıydı artık gelir kapısı."

"Sanatçıların İstanbul sokaklarında renk ve neşe saçtığı günlere dönüyoruz. Platformumuzda her sesten insan olacak. Şehir tiyatroların sahne sayısını artırıyoruz. Yeni kültür ve sanat merkezlerimizi hizmet olmayan alanlarda açmayı planlıyoruz."

"İstanbul Deprem Platformu'nu kurduk. Deprem konusunun milli bir sorun olarak görülerek bu soruna çözüm bulunması adına İBB'nin İstanbul'da organize ettiği Platformla büyük bir destek sunacağına inanıyorum."

"İstanbul'da şeffaflık ve yerel yönetim çalışmalarına başlamıştık. Sonuçta dünyada belki de ilk kez bir belediye meclisinin 4 milyona yakın izlendiğini gördük. Bu kadar ilgi ulusal parlamentolarına bile görülmemiştir. Yerel demokrasi için insanların yönetim mekanizmalarına katılmasının yolunu kurmalısınız. İstanbul'u ilgilendiren tüm kararlar herkesin bilgisi dahilinde olsun, hiç kimse kendini dışlanmış hissetmesin diye mekanizmalar kuruyoruz. Cesur demokrasi için adımlar atıyoruz. Bunlar sadece bir başlangıç. İstanbul Kent Konseyi'ni kurduk ve derhal yönetime katılmasını sağladık. Hemen her alanda onlarca çalıştay düzenledik. Bizim için demokratik katılım çok ama çok önemli. İstanbul halkının seçimlerde verdiği demokrasi mesajının hakkını vermeliyiz."

HAYDARPAŞA VE SİRKECİ GARI AÇIKLAMASI

"Özetle biz 16 milyon İstanbullunun mutluluğu için çalışıyoruz. Halka hesap verme anlayışıyla ayağa kaldırmak için, büyük bir enerjiyle hep birlikte çalışıyoruz. Öte yandan bizimle ilgili hayatın her alanında engelleme çabalarını sizler de duyuyorsunuz. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları bir hokus pokusla 16 milyonun elinden alınmaya çalışılıyor. Lakayık bir duruşla İstanbul halkından elinden alınmasına dönük bir belli olmayan bir motivasyonla bir süreç yönetimini izliyorsunuz. Bu konuda İBB olarak yetkilerimizi çok iyi biliyoruz. Bu yetkileri an be an takip edeceksiniz. 16 milyon İstanbullunun hakkını kurda kuşa yem ettirmeyiz."

ATATÜRK HAVALİMANI VE KANAL İSTANBUL KONULARI

"Ne yaparlarsa yapsınlar bize engel olamayacaklar. Biz 16 milyon İstanbullunun hakkını aramaktan asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Bize karşı yönelecek antidemokratik yöntemler karşısında asla ve asla yılmayacağız, 16 milyonun hakkı olan konularda asla geri adım atamayacak, asla susmayacağız. Oturup izleyenlerin devri bitmiştir. Ben yaptım oldu devri bitti.

'Benim işim sanane' bitti.  Atatürk Havalimanı'nın kapatılmasının doğru olup olmadığını bilim insanlarıyla tartışacağız. Kapatıldığı için bu milletin kaç milyarı çöpe atılıyor seslendireceğiz. Başka bir niyet varsa bunu milletçe sorgulayacağız. Kanal İstanbul' Çizgi film yapmak kolay. Kanal'ın etrafına çizgi filmde 60 katlı gökdelen dikmek de kolay. Bu kadar ciddi bir konunun gayriciddi bir şekilde ele alınmasına karşı çıkacağız. Bu kadar net. Ya Kanal, ya İstanbul!"

ADALAR'DAKİ FAYTON MESELESİ

"Altı aydır sürecin içerisindeyiz. Adalar'da arkadaşlarım çalıştay yaptı. Süreç hâlâ devam ediyor. Böyle adım adım neler olacağını sizinle paylaşmak istiyorum. Net olarak burada elektrikli ve lastikli araçlarla yapılacaktır. Bunların dizaynı ve boyutları Adalar'da uyum içinde olacak. Yine turistik amaçlı yolculuklarla alakalı belirli güzergâhlarda yine Adalar'a uyumlu iki, dört kişilik elektrikli araçlarla sağlayacağız. Turstik amaçlı geziler bunlar.

Gerçek ihtiyaç sahipleri dışında aklan kişilerin kapıdan kapıya destek verecek bir sistem oluşturuyoruz. 35 civarındaki faytonun simgesel olarak devam etmesi konusunda adalar'da oturan insanların bir kanaati var. Bazı gruplarda, bu konuda gönüllü çalışan gruplar da buna karşı. Az önce başlattığım bütün hizmetler İBB tarafından yapılacak. Yeni bir bireysel hizmetten bahsetmiyorum. Buna tavsiye edilen 35 civarındaki fayton meselesi de dahil. Bu sürece de şahsen ben kendi vicdanı sorgulamamla buna ben de karşıyım. Bunun olmasından yana değilim. Ben de gerekli olmadığını düşünenlerdenim. Süreç devam ediyor. "

Neyin ihalesini yapıyorsun, hangi ÇED raporundan bahsediyorsun? Bizden önceki yönetimin imzası bulunan Kanal İstanbul İşbirliği protokolünden çekiliyoruz. Ocak’ın ilk haftasından Kanal İstanbul Çalıştayı’nı yapacağız. Sahada araştırmalarımız var süreci devam eden. Bu konuyla ilgili yetişirse çarşamba günü açıklama yapabiliriz.

Mevcutta yürüyen iş ve işlemler var. İhbar olduğunda takip ettiğimiz işler var. Bu konularda birçok suç duyurusunda bulunuldu. İBB olarak kurumsal olarak yapılmış işlerle ilgili nasıl suç duyurusunda bulunabiliriz şeklinde bir çalışma olmadı.

Bazı konularda belediye, bazı konularda emniyet yetkili. Daha büyük uyuma ve işbirliğine ihtiyacımız var. Bu konudaki uyumluluk süreci ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.

Bürokratik baskı olduğu ortada. Bize kanunda yetki verilmesine rağmen genelge nedeniyle yapamıyoruz. Ama ben baskı hissetmiyorum. Baskı falan hiç umurumda değil. İBB önerir, bakan onaylar. Neden onaylamıyorsunuz? Tüy gibi hafif hissediyorum kendimi 16 milyon arkamızda"