CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaı gösterilen Ekrem İmamoğlu, yerel seçime dair değerlendirmelerde bulundu.

Beyoğlu'nda iddialı olduklarını kaydeden İmamoğlu, kazanacakları ilçelerin sayısını, mevcut 14 ilçenin dışında 10'u bulabileceğini aktardı.

Ekrem İmamoğlu, Birgün'den Berkant Gültekin'e konuştu.

"Gerçekler, ekonomik kriz ve işsizlik daha baskın" diyen İmamoğlu, yaklaşık olarak 100 kişiden 70'inin en yakıcı probleminin kriz, yoksulluk ve işsizlik olduğunu kaydetti.

İmamoğlu, "Kazanırsanız ya da kaybederseniz, kendinize nasıl bir yön çizeceksiniz?" sorusuna "İnanın, gündemimde İstanbul'u yönetmek dışında hiçbir şey yok. İnsan zaten siyasette kendi kariyerini planlayamaz. Planlandığı takdirde iş bütün ruhunu kaybeder. İlkesel olarak kendim asla bir kariyer planlaması yapmam. Zaman ne gösterir bilemeyiz" yanıtını verdi.

Bazı ilçelerde değişim beklediğini vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:

"Aslında çok iddialı görünmediğimiz ama sürpriz beklediğimiz ilçeler var. Beyoğlu iddialı olduğumuz ilçelerden birisi. Farkın çok göründüğü ama değişime gebe olan başka ilçeler de var."

İmamoğlu, ciddi anketler yaptırdıklarını belirterek CHP'nin kazanacağı ilçelerin sayısını, mevcut 14 ilçenin dışında 10'u bulabileceğini aktardı.

YENİ BİR YEREL YÖNETİM MODELİNE İHTİYAÇ VAR

Yerel yönetimlere yönelik Anayasal sınırlamalar Türkiye demokrasisinin en hassas meselelerinden biri. Merkezi idareyi yerel yönetim karşısında ‘patron’ kılan bu antidemokratik yapı, uzun yıllardır pek çok kesim tarafından eleştiriliyor. İmamoğlu’nun bu konudaki fikirleri şöyle:

“Kanunun sınırladığı çerçevede belediye başkanlığı yapmak elbette mümkün değil. ‘Belediye başkanı ne yapamaz?’ diye sorsanız, bizim çok eski belediye başkanlarından birinin sözünü hatırlatabilirim; ‘Adam asamaz, para basamaz.’ İnanın belediye başkanından her şey istenir. Dolayısıyla, ‘Bu benim konum değil, bununla ilgilenemem’ diyen insan belediye başkanlığı yapamaz. Türkiye’de yerel yönetim hak ettiği yerde ve değerde değil. Mutlaka yasal bir düzenlemeye ihtiyacı var. Bunu ilk talep edenlerden biri de Sayın Cumhurbaşkanı’ydı.

O makama gelince yerele farklı bakılıyor. Yerel yönetimleri güçlendirme yönünde bir karar alınması için, derin bir hoşgörüye ve demokrat bir zihne ihtiyaç var. Umuyorum bunu başarırız. Eğer yasayı çiğnemeden ama sınırları da aşarak, güzel örnekler üretirsek, toplum bunların iyi olduğunu düşünürse, ‘Evet ya böyle olabiliyormuş’ deyip, o güzel örnekler üzerinden modeller oluşturabiliriz. Elbette bunu tesis ederken, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü gözeten denetleyici mekanizmalar da kullanabilirsiniz. Özet olarak Türkiye’nin yeni bir yerel yönetim modeline ihtiyacı var. Biz bunun adını ‘21. Yüzyıl Belediyeciliği’ diye de tanımlıyoruz.”

GERİLİMİ AZALTMAK BİZİM İÇİN KOLAY

Seçimi kazanması halinde Türkiye siyasetinin önemli öznelerinden biri olacak İmamoğlu’nun, gerilimi azaltmak için bir fikri olup olmadığı da üstünde durulması gereken bir nokta. CHP’li aday, sakin bir ses tonuyla bunun ‘çok kolay’ olduğunu söylüyor. CHP’nin evladı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, toplumu bütünleştirmek ve kutuplaşmaya son vermek amacıyla partizanlığı bitireceğini belirtiyor. İmamoğlu’na göre, ‘partiye en iyi hizmetin yolu particilik yapmamaktan’ geçiyor. “Herkese eşit davranırsanız ve şeffaflığı sağlarsanız, birçok problemi aşarsınız. İnsanlar bakacak ki burada partiden talimat alarak iş yapan bir belediye başkanı yok. Belediye başkanı özgün, hür biçimde insanlara eşit davranan biri olmalı. Partinin araç olduğu, aracın hizmet olduğu bir anlayışımız var. Bu otomatik olarak gerilimi azaltacak” sözleriyle mesele hakkındaki görüşünü açıklıyor İmamoğlu.