DİAYDER üye ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianamede, “çözüm süreci”ne kadar gidildi.

İmamların Kürtçe hutbe ve vaaz vermesi ile Kürtçe Kuran-ı Kerim ve kitap dağıtması suçlama konusu yapıldı.

İstanbul'da faaliyet yürüten Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi 28 kişi, 3 Temmuz’da gözaltına alındı. Gözaltı sonrası dernek başkanı Ekrem Baran, Ali Fuat Hatip, Aydın Ayhan, Nezir Erdemci, Enver Karabey, Mehmet İnan, Mehmet Emin Aslan, Hafit Tunç ve Sefa Mehmetoğlu tutuklandı.  

Dernek üyeleri ile ilgili hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, ikisi gizli biri açık olmak üzere “tanık” beyanları, ihbar, tape kayıtları, çoğu 2013-2014-2015 olmak üzere 2021 yılına kadar yapılan basın açıklamaları, verilen röportajlar, tv kanallarına katılım sağlanması, sanal medya paylaşımları, Kürtçe köşe yazıları, Kürtçe vaaz ve hutbeler suçlama konusu yapıldı.

8 yıl geriye girildi  

İddianamede, 2013 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan ve hükümet yetkilileri arasında yürütülen diyalog sürecine kadar gidildi. Dernek üyelerinin verdikleri Kürtçe vaaz ve hutbelere iddianamede yer verildi.

İnternet sitesi 

İddianamede, DİAYDER üye ve yöneticileri tarafından 2013 yılında Kürtçe olarak kurulan www.ronahikovara.com isimli internet sitesi ve bu sitede yazılan Kürtçe makaleler de suçlama konusu yapıldı.

Anket 

Aynı sitede Kürtçe yapılan bir anketin de suçlama konusu yapıldığı iddianamede, “Sizce Kürdistan sorununun çözümü nedir? şeklinde Kürtçe anket çalışması yapıldığı, bu çalışmada (6) adet başlık açıldığı, bu başlıkların; '1. Bağımsızlık ve özgürlük, 2. Federasyon, 3. Özerklik, 4. Demokratik özerklik, 5. Demokratik haklar, 6. Şu an ki durum gibi devam etmesi' şeklinde sıralandığı, anketten de anlaşılacağı üzere DİAYDER isimli yapılanmanın Türkiye Cumhuriyetinin toprak bütünlüğünü tehlikeye düşürecek şekilde bölücü anlamda çalışma yaptıkları, bağımsız Kürdistan emelleri için algı yaratmaya çalıştıkları, sorulan soruların tamamının bağımsızlık, özerklik veya federasyon beklentisi üzerine olduğu, yapılan anketin aynı zamanda DİAYDER’in tüzüğünde belirtilenin aksine gerçek amacının ve bu kapsamda faaliyet alanının da bir göstergesi olduğu…” ifadeleri yer alıyor.

Çözüm süreci   

Yine PKK Lideri Öcalan’ın “çözüm süreci”nin başladığı tarih olarak sayılan 21 Mart 2013 Newroz’unda gönderdiği mektup ile yaptığı demokratik siyaset çağrısını dernek üyelerinin sahiplenmesi de suç konusu yapıldı. İddianamede, Öcalan’ın barış sürecine yönelik mektubunun okunmasını müteakip DİAYDER üyelerinin de eş zamanlı harekete geçerek, devletin örgütle bir an önce barış yapması, örgüt üyelerine her türlü yasal güvencenin verilmesi yönünde basın açıklaması yaparak, Öcalan’dan “Sayın” diye bahsettiklerinin tespit edildiği belirtildi. 

Barışa destek çağrısı  

İddianamede, dernek üye ve yöneticilerinin haber sitelerine “çözüm” süreci ile ilgili Kürtçe verdiği röportajlara da yer verildi. Yüksekova Haber isimli sitede 29 Mart 2013 tarihinde “Din alimlerinden ‘çözüm sürecine’ destek” başlığıyla servis edilen haberin yer aldığı iddianamede, devletin desteklediği barış süreci için, “DİAYDER’in Öcalan'ın 21 Mart Diyarbakır Newroz'unda yaptığı çağrı doğrultusunda barış sürecine ilişkin dernek binasında basın açıklaması yaparak, Öcalan’ın yaptığı çağrıya destek verdiği” ifadesinin kullanılması dikkat çekti. 

Tülbent illegalize edildi

İddianamede, HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 7 Haziran seçimleri öncesi, 30 Nisan 2015 tarihinde DİAYDER’e ziyaret ile ilgili detay da dikkat çekti. İddianamede, ziyarette salonda bulunan bir kadının “PKK/KCK”nin simgesini taşıyan bir tülbent taktığı, sadece bu durumun toplantının “PKK/KCK” adına gerçekleştirildiğine kanıt olduğu değerlendirilmesi yapıldı.

Kürtçe kelimeler

Yine dernek üyelerinin hutbe içerisine kullandığı kimi Kürtçe kelimeler de suçlama konusu yapıldı. İmamların kullandıkları ve suçlama konusu yapılan kelimler şunlar: “Civak (Topluluk, cemaat), Bawermend (İnananlar), Heja (Değerli), Jiyan (Yaşam), Henber (Karşı), Rümet (Onur, şeref), Parastın (Savunma), Armanç (Amaç), Navent (Orta), Taybet (Özel), Astengi (Sıkıntı), Aşiti (Sulh, Adalet), Ol (Din), Cüda (Ayrı), Davi (Son), Wekhavi (Benzerlik, eşitlik), Bersıw (Cevap) ve Rojhilat (Doğu)"

Kürtçe kuran ve mevlit

Yine dernek üyelerinin 12 Mayıs 2015 tarihinde Kürtçe Kuran-ı Kerim ve Kürtçe “alfabelerin” bulunduğu kitap seti dağıtmaları ve Kürtçe mevlit de iddianamede suç unsuru olarak yerini aldı.

Kürtçe vaaz ve hutbeler

İmamlar tarafından Kürtçe verilen vaazlar ve hutbelerde suçlama konusu yapıldı. İddianamede vaaz ve hutbelerin Kürtçe mahalli lisanı ile “PKK/KCK” tarafından kullanılan ve akademik dil olarak kullanılan kelimelerle hazırlandığı ileri sürüldü. 

Bayram mesajı

İddianamede, bir imamın tape kayıtlarında Kürtçe yaptığı, “Ramazan ayı tüm Kürt halkına ve İslamiyet’e kutlu olsun. Kürdistan’ın dört bir parçasına ittifak getirmesine vesile olsun. Ramazan’ın özgürlük, kardeşlik, barış ve insanlık getirmesi dileğiyle…” şeklindeki konuşması da yer aldı. 

Tv’de kürtçe program

İddianamede, tutuklu bulunan dernek başkanı Ekram Baran’ın Kürtçe yayın yapan bir tv kanalındaki “İnanışta Ahlak ve Vicdanın önemi” konulu iftar programında Kürtçe verdiği, “Dinde ahlak, adalet ve vicdanın şuan olduğu gibi Peygamber zamanında da aynı olduğu, günümüze bakıldığında en kötü yaşanan dinin İslam dini olduğu, kişinin hem namaz kılarak hem de bunun yanında hak yiyerek adaletsizlik ile zulüm yaptığı, bu sebeple insanların dinini istismar ettiğini, bu yapılanları da namaz örtüsünün altına saklanarak yaptığı, bu gibi insanlarda hukuk ve vicdanın kalmadığı” şeklindeki vaazı yer aldı. 

Kürtçe ağıtlar

Dernek üyelerinin telefonlarında bulunan Kürtçe ağıt videoları da suçlama konusu yapıldı.

Kaynak: Diren Yurtsever/ MA