Zeynep Kuray / ANF

Başbakan Erdoğan’ın “Dağdakilerin indiğini, cezaevleri boşaldığını göreceğiz” sözlerini ANF’ye değerlendiren BDP Diyarbakır eski Milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi MYK Üyesi Akın Birdal, cezaevlerinde yüzlerce hasta tutsak ölüme terk edilmişken ve her gün bir o kadarı da sürgün edilirken, Kürt ve Türk halklarının nezdinde bu sözlerin karşılığı olmadığını vurguladı.

Birdal, ayrıca legal zeminde demokratik siyaset yapan binlerce siyasetçinin cezaevlerinde olduğu bir ortamda, dağdan inmelerin teslim ol çağrısından başka anlam taşımadığına da dikkat çekti.  Ahmet Kaya üzerinden siyaset yapıldığı bugünlerde ona sahip çıkmanın ilk adımının cezaevlerindeki tüm Ahmet Kayaları özgürleştirmekten geçtiğini dile getiren Birdal, “10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabulünün yıl dönümünde tutsakların sadece kültürlerinin, dillerinin değil bedensel özgürlüğe kavuşmaları gerekiyor” dedi.

“Başbakan Erdoğan'a Amed’de yaptığı konuşmada cezaevlerinde 162’si ağır 504 hasta tutsağın ölüme terk edilmiş bir biçimde serbest bırakılmayı beklediğinin hatırlatılması gerekirdi” diyen Birdal, Türkiye cezaevlerinden her ay 3-5 cenaze çıktığını anımsattı.

“HAKLARIN POLİMİĞE KARNI TOK “

Adlı Tıp Kurumu raporlarını bekleyen 14 hasta tuttuklunun yaşamını yitirdiğini hatırlatan Birdal, bu yetmemiş gibi  “Cezaevinde kalamaz” raporları alan hasta tutukluların ise önüne Terörle Mücadele Şubesi’nden  alınacak  'toplum güvenliği' koşulunun getirildiğini söyledi. O nedenle umut veren açıklamalardan önce bu yönde adım atılması gerektiğinin altını çizen Birdal, “Bu utanç verici durum ortadayken, Başbakan’ın halkın gözüne baka baka bu hassas konuyu yerel seçimler öncesi bu tarzda gündeme getirmesi gerçekten kabul edilebilir değil” diye konuştu. Son üç ayda Bingöl, Mardin, Bitlis, Diyarbakır, Muş gibi illerden 372 PKK’li tutuklunun Batı illerine sürgün edildiğini hatırlatan Birdal, “ Biz hangi aftan söz ediyoruz” diye tepki gösterdi.

Terörle Mücadele Kanunu (TMK)  ile Türk Ceza Kanunu ( TCK ) yeniden düzenlendiği takdirde zaten binlerce siyasi tutuklunun serbest bırakılacağını dile getiren Birdal, “Bunların hiçbiri yapılmış değilken ve bırakın yasaları değiştirmeyi hasta tutsaklara yönelik olumlu tek bir adım atılmamışken,  Başbakan’ın Amed‘deki tüm söyledikleri havada kalır. O nedenle aldatıcı ve yanıltıcı bu polemiklerin Kürt ve Türk haklarının nezdinde karşılığı yok” dedi.

“ERDOĞAN AÇIKÇA ‘GELİN TESLİM OLUN’ DİYOR”

Birdal, Erdoğan’ın “Dağdakilerin ineceği” yönelik sözlerine ise, “ Demokratik siyaset yapan binlerce Kürt siyasetçi, onlarca avukat, gazeteci, insan hakları savunucusu ve öğrencinin yıllardır cezaevindeyken, dağdaki gerillalar nasıl inecek?” diye sordu. Erdoğan’ın bu çıkışının açıkça “Gelin teslim olun” anlamına geldiğine dikkat çeken Birdal , “Görünen o ki, Başbakan Erdoğan Kürt Özgürlük Mücadelesinin teslim bayrağını indirmeyeceğini hala anlamamış” şeklinde konuştu.

Aylardır cenazelerin gelmediği çözüm sürecinde barışı ve demokrasiyi bir an önce işler duruma getirmek gerektiğini vurgulayan Birdal, siyasi ve hasta tutuklulara yönelik  gereken adımlar atılmadığı takdirde çözüm sürecinin çıkmaza gireceğini hatırlattı.

CEZAEVİNDEKİLER BİRER AHMET KAYA’DIR

Bugünlerde sürgünde yaşamını yitiren Müzisyen Ahmet Kaya üzerinden herkesin siyaset yapmaya kalkıştığını söyleyen Birdal, “Bence cezaevinde yatanların hepsi yüreğiyle bilinciyle birer Ahmet Kaya’dır. Eğer Ahmet Kaya’ya sahip çıkılmak isteniliyorsa, Ahmet Kaya’nın dilini, sözünü, kültürünü, özlemini özgürleştirmek isteyen arkadaşlarını cezaevlerinden çıkartmak gerekir. Ahmet Kaya’ya sahip çıkmak budur. Ahmet Kaya niye sürgün oldu? Kendi kimliğinin, kültürünün, dilinin özgürleşmesi için. Bu yüzden 10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabulünün yıl dönümünde tutsakların sadece kültürlerinin, dillerinin değil bedenlerinin de özgürlüğe kavuşmaları gerekiyor” dedi.