Antalya İlim ve Kültür Derneği’ne ait (Alim Derneği) öğrenci yurdunun yemekhanesinde aşçı olarak çalışan İhsan Güney’in 18 yaşındaki üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’u satırla başı kesilerek öldürmesinin ardından gözler cemaat ve tarikat yurtlarına çevrildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’na yaptığı eleştirilerle gündeme gelen ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç, tarikat ve cemaat yurtlarının kamulaştırılması ve devlet kontrolü altına alınması gerektiğini ifade ederek, "Aksi takdirde benzer sorunların yaşanma olasılığı yüksek" uyarısında bulundu.

Antalya’da yaşan cinayetle ilgili ne Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ne de Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir açıklama yapmadığına dikkat çeken Kılıç “Devletin resmî kurumları sahih din anlayışını değil de ‘sapkın’ din anlayışını esas alan kurumlara kol kanat geriyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyet gazetesinden Sena Tufan'a konuşan Kılıç, “Tarikat ve cemaat gibi yapıların dinde yeri yoktur. Ancak tarihsel süreç içerisinde bu tip yapıların oluşturulduğunu biliyoruz. Günümüzde bu yapılar Cumhuriyet devrimine karşı çalışmalar yapan kurumlar halinde varlıklarını sürdürüyorlar" dedi.

"BENZER SORUNLARIN YAŞANMA OLASILIĞI YÜKSEK"

Tarikat ve cemaat yurtlarının kamulaştırılması ve devlet kontrolü altına alınması gerektiğini belirten Kılıç, “Geçmişte de 'FETÖ' bu anlamda ne gibi çalışmalar yaptıklarını ve öğrencileri ailelerinden kopardıklarını biliyoruz. Bir takım akıl ve bilim dışı hurafelere dayalı çeşitli dini anlayışları öğrencilere dayatıyorlar. Sözde dindarlık propagandası yapılıyor ve çocuklar bunu uygulamak zorunda kalıyor. Uygulamamak için direnenler de birtakım müeyyidelere muhatap kılınıyor. Dolayısıyla çocuklar psikolojik problemler yaşıyorlar. Yurt çalışanları arasında da bu tip psikolojik problemler yaşayanların olduğunu duyuyor ve görüyoruz. Son yaşanan olay da bunu kanıtlayan bir hadisedir. Yapılması gereken bütün cemaat ve tarikat yurtlarının kamulaştırılması ve devlet kontrolüne alınmasıdır. Aksi takdirde benzer sorunların yaşanma olasılığı yüksek. Üzülerek belirtiyorum ki benzer olaylarla karşılaşmamız kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı.

"TARİKAT VE CEMAAT OKULLARINA VE YURTLARINA EL KONULMALIDIR"

Antalya'da yaşanan cinayetle ilgili devletin resmî kurumlarından açıklama yapılmadığını hatırlatan Kılıç, şöyle devam etti:

“Tarikat ve cemaat yurtlarında yaşanan bu olaylarla ilgili olarak ne Diyanet İşleri Başkanlığı ne de Milli Eğitim Bakanlığı herhangi bir açıklama yapmıyor. Tarikat ve cemaatler kollanıyor ve kayırılıyor. Bu da büyük bir tehlike. Devletin resmî kurumları sahih din anlayışını değil de ‘sapkın’ din anlayışını esas alan kurumlara kol kanat geriyorlar. Bunun da tarikat ve cemaatlerin devlet içerisindeki kısmi örgütlenmesi yüzünden gerçekleştiğini düşünüyorum. Tevhid-i Tedrisat yasası çerçevesinde ve laik eğitim anlayışı doğrultusunda düzenlemelerin gerçekleştirilmesidir. Tarikat ve cemaatler yasa dışıdır ve bu yasa dışı kurumlarla mücadele edilmelidir. Okullarına ve yurtlarına el konulmalıdır.”

NE OLMUŞTU?

Dün (7 Aralık) Kepez İlçesi Kültür Mahallesi Hürriyet Caddesi üzerinde , Antalya İlim ve Kültür Derneği'nin (Alim Derneği) 4 katlı öğrenci yurdunun yemekhanesinde yurdun aşçısı İhsan Güney, henüz bilinmeyen bir nedenle duvara dayadığı Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'un başını satırla kesmişti. Antalya Derneği'nin, Erenköy cemaati adı altında örgütlenen tarikat çizgisinde faaliyet gösterdiği biliniyor.