Ayhan Karahan / Bodrum Demokrat Haber

İki termik santrale kömür sağlamak için, ormanları ve zeytinlikleri yok edilmek istenen İkizköy yaşayanları çadır direnişlerinin 465. gününde Milas’ta eylem yaptılar. Köylüler önce Milas Pazar Alanı’na yürüyüş yapmak istediler. Ancak yürüyüşlerine izin verilmeyince, Milas şehir merkezinde yanlarında getirdikleri zeytinleri ile yer sofrası kurdular. Ata Park’ta gerçekleşen eylemde; “Kahvaltıda Ne Alırdınız? Zeytin, Kömür”, “Zeytin Kardeşliği Kazanacak, Akbelen Kazanacak”, “Orman Sermaye Değildir” pankartları açıldı. Köylüler hasattan elde ettikleri zeytinlerini de kırdılar. Köylülerin eylemine çevredeki vatandaşlar da destek verdiler. Eylemde köylüler sık sık; “Zeytin mi, Kömür mü” sloganını attılar. Köylülerin eylemine destek veren vatandaşlardan Figen Songül; “Köylülerin sesine birileri bilinçli olarak kulaklarını tıkıyorlar. Ama bizler Milaslılar olarak onlara yüreğimizi ve dayanışmamızı açtık. İki yıldır bu köylülere, bu eziyeti reva görenlerin vicdanı rahat mı? Öyleyse durum daha vahim demektir. Köyünü ve ormanını sahiplenen bu güzel ve haklı insanları asla yalnız bırakmayacağız” görüşlerine yer verdi.

WhatsApp Image 2022-10-24 at 12.57.25

NECLA IŞIK: “AKBELEN İÇİN ADALET”

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığının gözlendiği eylemde basın açıklamasını İkizköy Çevre Komitesi adına Nejla Işık yaptı. Işık konuşmasında; ‘‘Biz İkizköylüler, Akbelen Ormanı için bütün zor şartlara rağmen tam 465 gündür çadırlı nöbet tutuyor; havamız, suyumuz, toprağımız, ormanımız için yıllardır kömür madeni ve termik santrale karşı mücadele ediyoruz. Bugün burada direnişimize ilk günkü inançla, azimle, umutla devam ettiğimizi göstermek; canımız pahasına koruduğumuz, dört elle sarıldığımız Akbelen Ormanı’nın sesi olabilmek, Akbelen İçin Adalet sesini duyurabilmek için toplandık. Fakat sözlerimize önce, yıllardır mücadele verdiğimiz kömür canavarının Bartın’da hayatını kararttığı 41 canımızı anarak başlamak istiyoruz. Başta maden işçilerimizin aileleri olmak üzere hepimizin başı sağ olsun. Ne yazık ki gerekli önlemleri almayan, işçilerimizin canını kar uğruna hiçe sayan bu kapitalist sistem; çoktandır kapatılması gereken termik santral ve kömür madenlerini ayakta tutuyor, işçilerin insanca çalışma koşullarına ulaşma hakkını ellerinden alarak onları karın tokluğu uğruna kendine mahkum ediyor. Sonra da 3 kuruş daha fazla para kazanabilmek adına, işçileri kömürün yıkıcı etkilerinden korumak için kılını bile kıpırdatmıyor. Ne söylesek yetersiz kalıyor. Öfkemiz, acımız kadar büyük ve bu katliamın tüm sorumlularının bir an önce yargılanmasını istiyoruz” görüşleriyle kömür ve iş cinayeti ilişkisine dikkat çekti.

BODRUM-1-1

AKBELEN ORMANI’NA, BODRUM’DAN NOTALI DESTEK

Işık konuşmasının devamında; “Geleceğimizi ve sağlığımızı sırf bir avuç insanın cebi dolsun diye kaybediyoruz. Havamızı zehirleyen, su kaynaklarımızı yok eden, topraklarımızı alt üst eden, zeytinlerimizi acımasızca yerle bir eden bu açgözlü şirketin karşısında, hala yılmadan direniyoruz! Bizlere yaşamı zehir eden kömür canavarı, Akbelen Ormanı’na dayanmış bir halde pusuda bekliyor. Geçen sene bir an önce açmak istedikleri kömür madeni için defalarca kez hukuksuzca yapmaya çalıştıkları kesimleri engelledik. Yangınları ve yaşanan kargaşayı da fırsat belleyip, gizlice ormanlarımıza girdiler. Ağaçlarımızı kestiler. Kamu yararı arıyorsanız; kamu biziz, buradayız, haykırıyoruz! Ya ölmez ağacı zeytin, ya katil kömür! Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz” sözleriyle sonlandırdı. Bodrum Yurttaş İnisiyatifi Sözcüsü, Bodrum TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür Ve Sanat Vakfı) Sanat Eğitmenlerinden, müzisyen Göksun Doğan da; “Bizler Bodrumlu duyarlı çevreciler ve müzisyenler olarak İkizköy’ün hayatı savunma mücadelesini sonuna dek destekliyoruz. Desteğimiz sözde değil, özdedir. Gerekirse Bodrumlu müzisyenler olarak müzik aletlerimizle, sesimizle, sözümüzle Akbelen Ormanı’na gideriz. Ormandaki son ağaç da bu aç gözlülükten kurtulana dek, konser veririz. Notalarımız, Akbelen ormanında kesilmek istenen kızılçamlara can olur. Yangınlara direnen Akbelen Ormanı ve zeytin sahipsiz değildir. Dünyaya örnek olan ve Bartın’daki gibi ölüme endeksli bir kader planlamasına itiraz eden İkizköy’ün yanındayız” görüşlerini dile getirdi.