İHD Kars Şubesi, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır dosyasının zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmasına tepki gösterdi.

İHD Kars Şubesi’nin açıklamasında, “İnsanlığa karşı işlenen, işkence ve kötü muamele ve zorla kaybettirilme davalarında zamanaşımı söz konusu olamaz. Gözaltına alınan kişi hukuk ve devlet koruması altındadır. 12 Eylül darbesinin yarattığı yıkım ve sonuçları ile yüzleşmek, yaşanan hukuksuzlukların takipçisi olmak hukuk devleti olmanın gereğidir. Böyle kayıpların faillerinin bulunup yargılanmaması, gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması, toplum vicdanını yaralayacaktır. Darbecilerin işledikleri cinayetlerin üzeri örtülmemelidir. Cezasızlık geleneğinin devam ettirilmesi sadece demokrasinin yara almasını sağlamaz aynı zamanda darbecilere de cesaret verir. Öncellikle işkenceciler tarafından katledildiği somut delillerle ispatlanmış, böylesi bir davada zaman aşımı kararıyla takipsizlik verilmesini kabul etmiyoruz.  Bu dosya insanlık nezdinde kapanmamış ve kanayan bir yara olmaya devam edecektir. Cumhurbaşkanı tarafından Berfo Ana’ya verilen sözün tutulmasını talep ediyoruz” denildi.

KIRBAYIR’IN DAVASI ZAMAN AŞIMINA UĞRADI

Yargıtay, Cemil Kırbayır’ın 12 Eylül 1980 darbesinden sonra gözaltında kaybedilmesi ile ilgili olarak 2014 yılında yeniden soruşturma açılmasını sağlayan Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu.

Kırbayır dosyası zaman aşımından kapatıldı. Dönemim Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi Anneleri'nden Berfo Kırbayır'a olayın araştırılması için söz vermişti. Daire, 1980’de işlenen suçla ilgili zaman aşımının 2002 yılında dolduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’nın “kanun yararına bozma” talebini yerinde buldu.

İHD Kars Şubesi’nin gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır, dosyasına ilişkin açıklaması şu şekilde.

Dede Korkut Eğitim Enstitüsü öğrencisi olan Cemil Kırbayır,  Kars’ın Göle ilçesindeki evinden 12 Eylül darbesinin ertesi günü, 13 Eylül 1980’de askerler tarafından gözaltına alınarak Kars-Göle 247’nci Piyade Alay Komutanlığı’na götürülür,  Burada bir hafta bekletildikten sonra Erzurum, Ağrı, Kars ve Artvin 9’uncu Kolordu Sıkıyönetim Komutanlığı’na bağlı merkeze gönderilen “Kırbayır bu merkezdeyken ailesi defalarca kendisine para ve giysi götürür.

Cemil Kırbayır da el yazısıyla getirdikleri giysi ve parayı aldığını belirten pusulayı ağabeyi Mikail Kırbayır’a gönderir. Kars Emniyeti tarafından üç kişiyle buradan alınarak işkencehaneye dönüştürülen Dede Korkut Eğitim Enstitüsü’ne getirilen Kırbayır  burada gördüğü ağır işkenceler sonucu, öğrencisi olduğu okulda yaşamını yitirir.

7 Ekim’i 8 Ekim’e bağlayan gece yarsı Cemil Kırbayır’ın babası İsmail Kırbayır’ın evine asker ve polisler tarafından operasyon düzenlenerek ev aranır ve Cemil’in ‘firar ettiği’ söylenir.  O günden sonra Cemil Kırbayır’dan haber alamayan ailesinin 41 yıllık mücadelesi böyle başlar. Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana yıllarca Cumartesi Anneleri ile birlikte bir hak mücadelesi yürüttü.

Berfo Kırbayır, 5 Şubat 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe Sarayı’na davet ederek görüştüğü Cumartesi Anneleri içinde yer aldı. 103 yaşındaki Berfo Anne’yi dinleyen Erdoğan’ın talimatı sonucu Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun 9 Şubat 2011 tarihli toplantısında “gözaltında iken kayboldukları iddia edilen kişilerin akıbetinin araştırılması” amacıyla bir alt komisyon kurulması kararı alındı.

Komisyon, yaptığı araştırma sonucu 350 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporun sonuç bölümünde “Komisyonumuz; Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence gördüğüne, bu işkence sonucunda hayatını kaybettiğine ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına inanmaktadır” yazıldı.

Komisyon, Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence ile öldürüldüğü iddiasıyla ilgili olarak, sorgulamayı yapan üç birim olan Emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığının o dönemdeki görevlileri ve yetkilileri ile dönemin sıkıyönetim komutanı hakkında, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak, elindeki tüm bilgi, beyan ve belgeleri Adalet Bakanlığı aracılığı ile savcılığa gönderdi.

Bunun üzerine Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011/899 nolu yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında arşivde 2002/911 nolu takipsizlik kararı bulundu. Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedilmesinden 6 yıl sonra, Kars Savcılığı bir soruşturma başlatmış ancak soruşturmada 2002 yılında takipsizlik kararı vermişti. Söz konusu 2002/911 nolu takipsizlik kararı ise aileye tebliğ dahi edilmemiş dosya böylece kapatılmıştı. Bu karar 2014 yılında aileye tebliğ edildi. Aile hemen Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, söz konusu takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı.

Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı 14 Kasım 2019 tarihinde “kanun yararına bozma” talebiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü’ne gönderdi ve Cumhuriyet Savcılığınca 2002 yılında zaman aşımı nedeniyle verilmiş olan takipsizlik kararını kaldıran Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014 tarihli kararının kaldırılmasını istedi.

Bakanlık, 25 Şubat 2020 tarihinde Yargıtay’a başvurarak dosyada zamanaşımı bakımından “kanun yararına bozma” kararı verilmesini talep etti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Bakanlığın talebini kabul ederek yerel mahkemenin kararını bozdu ve dosyayı zamanaşımından kapattı. Yargıtay, zaman aşımının dolduğu ve bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi yönünde kararı Kars Savcılığı'na gönderdi. Savcılık da buna uyacak ve takipsizlik kararı verecek.

İnsanlığa karşı işlenen, işkence ve kötü muamele ve zorla kaybettirilme davalarında zamanaşımı söz konusu olamaz. Gözaltına alınan kişi hukuk ve devlet koruması altındadır. 12 Eylül darbesinin yarattığı yıkım ve sonuçları ile yüzleşmek, yaşanan hukuksuzlukların takipçisi olmak hukuk devleti olmanın gereğidir. Böyle kayıpların faillerinin bulunup yargılanmaması, gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması, toplum vicdanını yaralayacaktır. Darbecilerin işledikleri cinayetlerin üzeri örtülmemelidir. Cezasızlık geleneğinin devam ettirilmesi sadece demokrasinin yara almasını sağlamaz aynı zamanda darbecilere de cesaret verir.

Öncellikle işkenceciler tarafından katledildiği somut delillerle ispatlanmış, böylesi bir davada zaman aşımı kararıyla takipsizlik verilmesini kabul etmiyoruz.  Bu dosya insanlık nezdinde kapanmamış ve kanayan bir yara olmaya devam edecektir. Cumhurbaşkanı tarafından Berfo Ana’ya verilen sözün tutulmasını talep ediyoruz.  Dolmabahçe’de verilen sözler unutulmuş olabilir ama biler unutmayacağız. Bizler Berfo Ana’ya verdiğimiz sözün takipçisi olacak, tükenen iç hukuk yolları dışında da hak arayışımızı devam ettireceğiz. Failleri belli bu dosyanın hakikatler gün yüzüne çıkana kadar takipçisi olacağız.

Demokrat Haber/Kars