İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.'nin (İDO) özelleştirilme ihalesini, 861 milyon dolarla geçtiğimiz yıl Nisan ayında Hamdi Akın'ın ortağı olduğu Tepe-Akfen- Souter-Sera Gayrimenkul Yatırım Konsorsiyumu kazandı. İhale sonrasında herkeste 'hizmet kalitesi artar fiyatlar makul olur' düşüncesi oluştu. Ama ne yazık ki tam tersi gerçekleşti. İDO'nun yeni yönetimi, 1-2 ay geçmeden, fiyatlarla oynamaya başladı.

 

AÇIKTAN ZAM

Ortaya 'esnek' ve 'dinamik' kelimeleriyle tarif ettikleri bir fiyat sistemi çıkartıp, halkın parasına göz diktiler. Sistem erken alanın ucuz bilete kavuşacağını anlatmasına rağmen, aslında fiyatlara açıktan zam yapmak üzerine kuruldu. Erken almak isteyenler bilet bulamazken, geç almak zorunda kalan vatandaşa fahiş fiyat sunuldu. Başka alternatifi olmayan vatandaş ise isyan etse de, bu fiyatlardan yolculuk yapmaya başladı. Skandallar bununla da bitmedi. Parayı bastıran hizmeti alır mantığı ile 20 lira vereni kuyruğun önüne geçirdiler. Aynı koltuğu birkaç kişiye satıp kazancı artırdılar.

 

Basın günlerce bu fiyat oyunlarını tek tek sayfalarına taşıdı. Bu kez İDO yöneticileri çıkıp 'araç fiyatlarını hafta içi sabitledik. 16 Ağustos'a kadar hafta sonu binmeyin' gibi bir açıklama yaptı.

 

ALAY ETTİLER

Vatandaşla adeta alay edercesine 'indirimmiş' gibi sunulan bu açıklamanın içinde, nedense şoförün bilet fiyatı yer almadı. Son skandal ise dün patlak verdi. İDO'dan bilet almak isteyenler internet sitesine ulaşamazken, çağrı merkezi ise 'sistem çalışmıyor' cevabıyla vatandaşı gişelere yönlendirdi. Birçok gişede 'yer kalmadı' denilerek, vatandaşa neredeyse iki kat fiyatlı 'First Class' biletler satılmaya başlandı. 4 kişilik bir ailenin Bandırma Yolculuğu, 500 liranın üzerine çıkarken, vatandaşlar gerek basını gerekse sosyal medya organlarını mesaj yağmuruna tutarak, tepki gösterdi.

 

REKLAM VERİP KAPATAMAZSINIZ

İDO'daki fiyat oyunlarına tepki çığ gibi büyüyünce, şirket birkaç gazeteye tam sayfa ilan verip, bazı gazetelerde röportajlar yayımlatarak durumu kurtarmaya çalışıyor. Böylece tepkilerin yayılmasını önlemeyi planlayan şirket, bunu başaramıyor. Çünkü vatandaş bu oyunları birebir yaşıyor. Açıklamalara, indirim gibi gösterilen yeni uygulamalara, kimse inanmıyor. Öfkeli vatandaştan, her gün binlerce mesaj yağıyor.

 

GERÇEK RAKAMLARDA

İDO'nun fahiş fiyat politikalarını savunmak için söylenen, 'Şirket daha önce belediye tarafından sübvanse ediliyordu, o yüzden fiyatları düşüktü' sözleri de gerçeği yansıtmıyor. İDO özelleştirmeden önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin en çok kâr eden kuruluşlarındandı. İDO özelleştirilmeden önce 2010'da 370 milyon TL gelir elde etti. Yıllık kârı ise 71 milyon lira oldu. Vergi öncesi kârı ise 126 milyon lirayı buluyordu. İDO neredeyse cirosunun 2 katına özelleşmiş durumda.

 

TEKELİN KIRILMASI LAZIM

İDO'daki uygulamalar üzerine deniz taşımacılığı yapabileceğini belirten Bursa Büyükşehir Belediyesi, taşımacılıkla ilgili ilk teklifini yaptı. Bursa'nın ulaşım şirketi Bursa Ulaşım Toplu Taşıma İşletmeciliği (BURULAŞ) tarafından, İstanbul'da deniz taşımacılığı yapan Dentur ve Turyol'a teklifler iletildi. BURULAŞ yetkilileri Dentur ve Turyol yöneticilerine Bursa-İstanbul arası yapmayı planladıkları taşımacılık ile ilgili 3 farklı teklif sundu. 2 şirkete birlikte taşımacılık yapma, iskele kullanım ortaklığı ve gemi kiralama olmak üzere teklifler götürüldü. Tekliflerin verildiğini doğrulayan Turyol Başkanı Yunus Can, değerlendirme yaptıklarını söyledi.

 

(Takvim)