Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 16 Nisan'da aldığı mühürsüz pusulalardaki oylarının geçerli sayılmasına ilişkin tartışma yaratan kararı bugünkü köşesine taşıdı.

Toker, "Bir iddiaya göre AKP ilçe örgütlerinde daha önce YSK’den alınmış mühürsüz filigranlı pusulalara 'evet' basılarak üyelere dağıtılmış, pazar günü bunların sandık kurulunun vereceği mühürlü pusulayla değiştirilmesi istenmiş" ifadesini kullandı.

Çiğdem Toker'in Cumhuriyet'te (18 Nisan 2017)  yayımlanan “Ortada bir YSK kararı yok” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle: 

YOKSA SKANDAL BÜYÜK MÜ?  

Ülkenin ve toplumun geleceğini şekillendirecek bu kadar yaşamsal bir olayda, öyle sahtecilik iddiaları ortaya atılıyor ki, eski deyimle “şüyuu vukuundan beter”.

Bir iddiaya göre AKP ilçe örgütlerinde daha önce YSK’den alınmış mühürsüz filigranlı pusulalara “evet” basılarak üyelere dağıtılmış, pazar günü bunların sandık kurulunun vereceği mühürlü pusulayla değiştirilmesi istenmiş.

İddia sahipleri, mühürlü pusulaları ilçeye götürenlere ödeme yapıldığını konuşuyor.

Bu iddialar nereden mi çıkıyor? Önceden hazırlanmış mühürsüz pusula ile mühürlü pusulanın yer değiştirdiği kuşkuları görünür olunca tabii.

Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar gecesi konuşmasında “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi.

Cumhurbaşkanı bu sözüyle “İtiraz etseniz de sonuç değişmez” demeye mi getiriyor?

Üsküdar’da hayır çıktığını ve bir metafor olarak “atın Üsküdar’ı geçemediğini” anımsatalım ve YSK’ye buradan şöyle seslenelim:

"Mühürsüz oy pusulası" açıklamanız bir karar değil, emrivakidir.

Bir karara bağlanmamış bu uygulamayla tabi olduğunuz yasanın 101. maddesini çiğnemiş görünüyorsunuz.

Mühürsüz oy sayısını kamuoyuna açıklamadığınız sürece, bu referandumun üzerindeki şaibe kalkmayacaktır.