Bir ülkenin siyasal sisteminde, küresel algılara uygun olarak işleyen bir hukuk düzeni yoksa, bu ülkenin insanlığa uyum sağlaması olanaksızlaşır. AB’ye bu yüzden giremiyoruz, insanlık ailesi içinde saygın bir konuma bu yüzden yükselemiyoruz.

İnsanlığın deneyimlerinden süzülen algılara göre yürümeyen bir hukuk sisteminin olmayışı, her türlü hakların, özgürlüklerin çiğnenmesine yol açar. Böyle bir yerde bilimden, uygarlıktan, insan hak ve özgürlüklerinden, demokrasiden söz etme olanağı kalmaz.

Hukuksuzluğa, keyfi yönetimlere dayalı düzenler ulus devletlerin, ulus devletlerin yönetimlerini ele geçirmiş olanların işlerine gelir. Geniş halk yığınlarının kandırılmasına, sömürülmesine neden olur.

“Türkiye, 2019 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde (Rule of Law Index) 126 ülke arasında 109'uncu sırada yer aldı”.(1)

Ülkemiz Dünya hukukun üstünlüğü sıralamasında oldukça gerilerde. Bu durum, yaşamın her alanında gelişmiş ülkelerden gerilerde olmamıza neden olmakta.

“Avrupa Konseyi, iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararı uyarınca tahliye edilmemesi halinde, Kasım ayında Türkiye'ye yönelik ihlal prosedürünü başlatacağını açıkladı.

İstanbul'da 2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı protestolarını organize etmekle suçlanan Kavala ve diğer sekiz kişi geçen yıl Şubat ayında tüm suçlamalardan beraat etmiş ancak temyiz mahkemesi Ocak ayında bu kararı bozmuştu.

Hüküm giymeden yaklaşık dört yıldır tutuklu bulunan Kavala, ayrıca Temmuz 2016'daki darbe girişiminde de rol oynamakla suçlanıyor. Bu suçlamalar Şubat ayında Gezi Parkı eylemleri hakkındaki dosya ile birleştirildi.

AİHM, Kavala'nın tutuklu yargılanmasının kendisini susturmak için alınmış bir karar olduğuna 2019 yılı Aralık ayında hükmetmiş ve serbest bırakılmasına karar vermişti. Ancak Türkiye, AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin defalarca çağrıda bulunmasına rağmen bu kararı uygulamadı”.

“Komite yaklaşık beş yıldır hapiste bulunan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın davasını da inceledi.

AİHM, bu yılın başlarında, Demirtaş'ın makul şüpheyi destekleyecek delil olmadan tutuklandığına ve tutukluluğunun siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamayı amaçladığına hükmetti”.

Komite, Demirtaş'ın serbest bırakılması, daha önce verilen kararın bozulması ve hakkında devam eden davanın düşürülmesi gerektiğini açıkladı(2)

Küresel hukuk kurallarının olduğu bir ülkede, Osman Kavala’yı, Selahattin Demirtaş’ı, ülkedeki haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı duran yazarları, çizerleri yıllarca özgürlüğünden yoksun bırakarak, ülkeyi soyup soğana çevirenleri ortalıkta dolaştıramazsınız. Bunlar sistemin gerçek yüzünü ortaya koyan göstergeler.

“Yurttaşlara AYM’ye bireysel başvuru hakkının tanındığı 23 Eylül 2012’den 30 Haziran 2021 tarihine kadar toplam 323 bin 686 bireysel başvuru yapıldı. Bunların 271 bin 727’si sonuçlandırıldı. Sonuçlandırılan başvuru oranı yüzde 83,9 oldu.

Sonuçlandırılan başvuruların yüzde 62,3’ünde (9 bin 332 başvuru) adil yargılanma hakkının ihlali””(3)

Bu çok çarpıcı bir sonuç. Ülkede hukukun üstünlüğüne dayanan bir işleyişin olmadığının göstergesi.

“Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), 8 Temmuz'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilerek yasalaşan 4. yargı paketinin uluslararası hukuk standartlarından uzak olduğunu belirterek, bağımsız ve tarafsız bir yargı sisteminin güvence altına alınmadığı sürece yapılan değişikliklerin yüzeysel kalacağı uyarısı yaptı.

Uluslararası Af Örgütü açıklamasında, mevzuata ilişkin değerlendirmelere kapsamlı olarak yer verdikten sonra, “Yeni yargı paketi, insan hakları güvencelerini etkileyen en önemli ve yapısal sorunları çözmekte yetersiz kalmakta ve Türkiye’de insan haklarındaki derin aşınmayı tersine çevirecek somut tedbirler sunmamaktadır” tespitine yer verildi.

Açıklamada, “Yasal ve yargısal değişiklikler, hükümetin yersiz müdahalelerine maruz kalmayan ve görevlerini uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına tam bir uygunluk içinde yerine getirebilen, bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemini güvence altına alacak somut tedbirler getirmediği sürece, bu son yargı paketi, yüzeysel değişikliklerden ibaret olacak ve ülkenin son derece kusurlu yargı sisteminde köklü değişiklikleri yapmakta yetersiz kalacaktır” ifadeleri yer aldı”.(4)

Yapılan alıntılar, ayrıntılı yorumlar gerektirmeyecek ölçüde açık.

Küresel hukuka uygun bir hukuk düzeniniz yoksa, ekonominizin, eğitiminizin, toplumsal yaşamınızın iyi olması olanaksızdır.

AB’den, Avrupa Birliği Parlamentosu’ndan çıkmaya gerekçe oluşturma çabasının göstergeleri. Avrupa’nın, Dünya ülkelerinin tepki gösterdikleri hukuksuzluklar, bilerek, istenerek, ülkeyi Avrupa’dan, insanlıktan kopararak Ortaçağ’ın karanlıklarına sürüklemek için gösterilen çabalar olsa gerek.

Din, dil, soy, cinsiyet, cinsel yönelim, siyasal düşünce farklılığı gözetmeden tüm toplumu kucaklayan, insanlıkla, insanlığın benimsediği hukuk kurallarıyla uyum sağlayan küresel hukuk düzeyine uygun bir sistemin kurulması kaçınılmazdır.

-----------------------------------------------

(1) Türkiye 126 ülke arasında 109'uncu sırada - BBC News Türkçehttps://www.bbc.com › haberler-turkiye-47415566

(2) T24.com.tr Bağımsız İnternet Gazetesi, Reuters: Avrupa Konseyi, Osman Kavala'nın serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye yönelik ihlal prosedürü başlatacak, 17.09.2021

(3) Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, Anayasa Mahkemesi'ne başvurularda 'Adil yargılanma hakkının ihlali' birinci sırada, 17.09.2021

(4) DW/BK, TY, © Deutsche Welle Türkçe, Af Örgütü'nden 4. yargı paketine eleştiri, https://p.dw.com/p/40RNM, 17.09.2021