Ayhan Ongun / Demokrat Haber Bodrum

Altı yıl önce bugün alçakça bir saldırı sonucu öldürülen Hrant Dink tüm yurtta eş zamanlı yapılan etkinliklerde anıldı.

Bodrumlu arkadaşları da saat 13.30 itibariyle Bodrum belediye meydanında toplandılar. Hrant’ın tam vurulduğu saatte her yerde olduğu gibi burada da ortak bildiri okundu. Adalet vurgusunun öne çıktığı bildirinin okunmasının ardından Avukat Ergin Cinmen, Yazar Latife Tekin ve Agos Gazetesinden Hrant Dink Vakfı yöneticilerinden Ferda Balancar’ın konuşmacı olduğu toplantıya geçildi.

Yazar Latife Tekin, edebiyatçı bakış açısıyla Hrant Dink’in insan sevgisinden, yaratıcı yönünden ve azminden söz etti. Onu koruyamamış olmanın acısını yüreğimizde hissediyoruz diyen Tekin, ”Hrant istese kolayı seçip yurt dışına da gidebilirdi ama o zoru ve mücadeleyi seçti. Ama keşke duygusal davranmasa da öldürülmese, aramızda olsaydı” dedi.

Daha sonra konuşan Ferda Balancar, Hrant Dink’in ölümünden sonra gerek Ermeni toplumunda, gerekse tüm toplumda oluşan değişimlere vurgu yaptı. ”Hrant ölümüyle de önemli bir hizmet yapmış oldu, onun ölümü Türkiye için bir milattır. En azından bundan sonra insanlar korkularına daha az yenik düşecekler, daha mücadeleci olacaklar. Bu durum Ermeni toplumu arasında çok daha net olarak ortaya çıktı. İlk zamanlar tehlikelerden endişeli olan ve yurdu terk etmeyi düşünenler olsa da artık bugün bu korkuyu ve düşünceyi yendiler. Ermeni toplumu bu ülkenin tüm bileşenleriyle ortaklaşa, barış içinde yaşamayı istiyorlar” diyen Balancar, son günlerde Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerdeki cinayet ve saldırılara dikkat çekti.

Toplantının son konuşmacısı, aynı zamanda Hrant Dink davasının avukatlarından Ergin Cinmen daha çok hukuk sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Dink davasını Türkiye hukuk sistemi içinde çok ilginç bir dava olarak değerlendiren Cinmen konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Aslında Hrant Dink’in öldürülmesi 2004 yılında planlanmış, adım adım bu senaryo hayata geçirilmiştir. İşin ilginç yanı da Trabzon’dan itibaren olayların seyrini emniyet, jandarma, istihbarat hep birlikte izlemişler ve tüm sorumlular, bu dönemde görev yapan kamu görevlileri daha sonra ödüllendirilmişlerdir. Bu konuda tüm bilgi ve belgeler avukatların titiz çalışması sonucu mahkeme dosyasına konmasına rağmen kamu görevlilerinin hiçbiri davaya dahil edilmedikleri gibi tanık olarak dahi dinlenmemiştir. Hrant Dink’in ölümüyle sonuçlanan bu organize eylemi örgütsel suç olmaktan çıkarmak için özel bir çaba harcanmıştır. Oysa o dönemlerde adı geçenlerin birçoğu darbe davalarında yargılanan insanlar. Özet olarak söylemek gerekirse Hrant Dink’i ne Ogün Samast, ne Yasin Hayal, ne Erhan Tuncel öldürdü. Hrant’ı korumayarak devlet ölümüne göz yumdu.”