CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "helalleşme" çağrısı tartışılıyor.

Adalet arayan mağdurlar, çağrının daha da güçlendirilmesini istiyor. Onlardan biri olan Ferhat Encü ekliyor: "Helalleşmenin evrensel hukukta yeri yoktur."

"Devlete hakkımızı helal etmeyiz, edemeyiz. Roboski katliamından sonra yine insanlar bombalandı. Mesele, o coğrafyaya bakışın değişmesi.”

Bu sözler Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki savaş uçağının 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere İlçesi, Gülyazı ve Ortasu (Roboski) Köyü’nde19’u çocuk 34 köylüyü bombalamasıyla yaşanan katliamda kardeşi Serhat ile birlikte 27 akrabasını kaybeden Ferhat Encü’ye ait. Encü, 11 yıldır katliamın sorumluları hakkında adil bir yargılama bekleyen mağdurların CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme çağrısı”nı yakından izlediğini söylüyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’nın bütünüyle seçim havasına girdiği son dönemde Twitter hesabından yayınladığı bir video mesajıyla hem siyaset kulislerinde hem de toplumda büyük yankı uyandırdı. Kılıçdaroğlu, partisinin de geçmişte hataları olduğunu, bu hataların giderileceğini söylemekle kalmayıp toplumun tüm kesimlerine "helalleşme çağrısı" yaptı.

Türkiye’de yaşanan hukuksuz uygulamalardan sonra bir parti liderinin iktidar olduktan sonra öncelikle kamuoyunun toplumda hukukun üstünlüğünü hiçe sayanlarla hesaplaşmasını sağlaması gerektiği eleştirilerinin ardı arkası kesilmeyince de Kılıçdaroğlu, partisinin meclis grup toplantısında Türkiye’ye yazdığı bir mektubu okudu.

"Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu" diyen Kılıçdaroğlu, iktidar olduğunda önceliğinin Türkiye’de bağımsız bir yargının devreye girip, herkesin adaletten beklentisinin karşılanması olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Hukuk başka. Kim ne suç işlediyse, onun karşılığı hukuktur. Onunla zaten helalleşmek imkansız. Hukuk, onun hesabını soracak" dedi.

Kılıçdaroğlu, kimlerle helalleşeceğini tek tek sayarken 28 Şubat darbesinin, Roboski katliamının, Varlık Vergisi’nin, Gezi protestolarına müdahalenin yarattığı mağdurlar başta olmak üzere toplumda çok derin izler bırakan mağduriyetlerin üzerine gideceklerini, mağdurlarla helalleşeceklerini söyledi.

"HELALLEŞME DİNSEL BİR KAVRAMDIR, HUKUKTA KARŞILIĞI YOKTUR"

Peki mağdurlar, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısına nasıl bakıyor? Roboski katliamında kardeşi Serhat Encü ile birlikte 27 akrabasını kaybeden HDP eski milletvekili de olan Ferhat Encü, aradan geçen 11 yıllık süreçte hukukun işletilmediğinden yakınıyor.

"Faillerin yargılanmasını ve devletin ailelerden özür dilemesini istedik. Devlet, ailelerin adalet arayışını tazminatlarla, kan paralarıyla susturmaya çalıştı. Ailelerin birçoğu tehditlerle karşı karşıya kaldı" diyen Encü, katliamın faillerinin yakalanıp, cezalandırılmasının temel beklentileri olduğuna vurgu yapıyor.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı için "pozitif bir açıklama" diyen Encü, bu çağrının geleceğe yönelik iyimserliği de artırdığını söylüyor.

Encü’nün “Helalleşme kavramı dinsel bir kavramdır. Evrensel hukuk açısından karşılığı olmayan bir kavramdır. Bizim aslında yüzleşme kavramına odaklanmamız gerekiyor. Toplumsal barışın sağlanması açısından yüzleşme kavramının kullanılması ve gerçek bir yüzleşmenin olması gerekiyor” eleştirisi dikkat çekiyor.

"HELALLEŞMEYE HAZIRIZ"

Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı protestolarına destek amacıyla Eskişehir’de katıldığı yürüyüşte polis ve karşıt görüşlü gruplar tarafından işkenceyle öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın ailesine de "helalleşeceğiz" çağrısı yaptı.

Ali İsmail Korkmaz’ın avukat ağabeyi Gürkan Korkmaz, "Biz bu çağrıyı olumlu buluyoruz. En azından orda yapılan haksızlığın ve mağduriyetin farkında oluşu, olumlu bir gelişme bizim açımızdan" diyor.

Korkmaz da önceliklerinin ve vazgeçilmez beklentilerinin faillerin yargılanması ve cezalandırılması olduğunu belirtirken, Gezi Parkı protestolarında sadece kardeşinin değil 8 gencin daha hayatını kaybettiğini hatırlatıyor.

Kılıçdaroğlu’nun toplumu Gezi Parkı protestolarıyla helalleştirecek olmasını çok anlamlı bulduklarını söyleyen Korkmaz, kardeşinin nasıl öldürüldüğünü hatırlatıyor:

"Ali İsmail bir ara sokakta polis ve fırıncılar tarafından dövülerek öldürüldü. Çok acı bir şekilde hayatını kaybetti kardeşim. Ama biz, bu acıyı umuda çevirip, Ali İsmail’in adını Ali İsmail Korkmaz Vakfı’yla umutla yaşatmaya çalışıyoruz. Zaten biz önümüze bakan, geleceğe ışık tutan bir noktada durmaya çalışıyoruz. Ali İsmail de bunu isterdi. Bu yaklaşımdayken helalleşmek bizim açımızdan çok uzak olduğumuz bir nokta değil. Biz bu devletin bir parçasıyız. Parçası olduğumuz bir bütünle helalleşmeye hazırız."

"MUHALEFET İLK DEFA TOPLUMA ALTERNATİF BİR ÖNERİDE BULUNUYOR"

Peki Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı siyaseten ne anlama geliyor ve toplumsal barışa giden yolda olumlu bir açılım olması mümkün mü? Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Hatem Ete Kılıçdaroğlu’nun “anlamlı bir hamle yaptığını ve önümüzdeki süreçte siyasi tartışmaların içeriğini belirleyeceğini” söylüyor.

Ete, "Öteden beri siyaset, Cumhur İttifakı’nın sınırlarını belirlediği milliyetçi, güvenlikçi paradigmaya hapsolmuştu. Muhalefet de bu paradigmanın dışına çıkma iradesi gösteremiyordu. Her şeyden önce Kılıçdaroğlu’nun CHP adına bu sınırları aşmaya kararlı olduğunu gösteren bir adım. Bu helalleşme çağrısı 15 Temmuz’dan bu yana Türkiye siyasetini belirleyen güvenlikçi, milliyetçi paradigmaya alternatif teşkil eden bir siyasetin ilk adımlarından biri. İlk defa muhalefet Türkiye’ye, seçmene, topluma alternatif bir siyasal öneride bulunuyor" diyor.

Ete; muhalefetin özellikle de ana muhalefet partisi CHP'nin uzun süredir yeni bir siyaset anlayışı ortaya koyamadığı, sadece iktidarın olumsuzlarından nemalanan bir siyaset çizgisi izlediği eleştirileriyle karşı karşıya olduğunu hatırlatıyor.

Ete’ye göre Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı işte bu eleştiriye "güçlü bir yanıt" anlamı taşıyor.

Peki bu çağrı Türkiye’yi toplumsal uzlaşmaya götürür mü? Ete’nin bu soruyu "Bir siyasi müdahaleyle toplumsal barışın kolaylıkla sağlanabileceğini düşünmek kolaycılık olur" sözleriyle yanıtlıyor ancak toplumsal kutuplaşmasının büyük oranda sert siyasi söylemlerden kaynaklandığını hatırlatması dikkat çekiyor.

Hatem Ete, "Türkiye’de toplumsal barışı engellemeye yönelik belli belirsiz fay hatları var. Yüz yıllık fay hatları bunlar. Bu fay hatları siyasetçilere kolay bir siyaset yapma imkanı sunduğu için siyasetçiler bu fay hatlarını kaşıyarak toplumu daha da fazla kutuplaştırıyorlar. Siyasetçilerin bu toplumsal kutuplaşma alanlarını zayıflatmaya, onarmaya yönelik bir söylem geliştirdiklerinde toplumdaki kutuplaşmanın azaldığını daha önceki dönemlerde gördük. Şimdi de Kılıçdaroğlu’nun söylemiyle bu yola girme şansı var Türkiye’nin" diyor.

Hatem Ete, Kılıçdaroğlu’nun çağrısının hem muhalefet hem de iktidar cephesini etkileyebileceğini öngörüyor. Ete, "Helalleşme çağrısının CHP’nin tabanını dönüştürme ihtimali olduğu kadar hem muhafazakar taban içinde yer alıp hem de AKP’den memnun olmayan ama CHP’yi de nasıl bir aktör olur diye endişeyle izleyen kesimlerin endişelerini giderecek bir hamle olarak görmek de mümkün. Bu çağrının siyaset dilini ve dolayısıyla kutuplaşmayı nasıl etkilediğini önümüzdeki süreçte daha net göreceğiz" değerlendirmesinde bulunuyor.