Yaklaşık bir ay önceydi…

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında oğlu önce tutuklanan ardındansa serbest bırakılan, bu süreçte Ekonomi Bakanlığı’ndan ayrılan AK Parti Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan memleketindeydi.

Kızgındı, tepkiliydi yaşadıklarına.

Tarsus ilçe binası önünde miting düzenliyordu.

Ve ağzından o sözler dökülüverdi:

“Bunları bize yapanları bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun. Bir Müslüman bunları nasıl yapar?”

***

8 Mart günü akşam saatlerinde ajanslardan geçen haber önce göz ardı edildi.

Belki görülmek istenmedi belki de sadece gözden kaçtı.

Öyle ya daha önemli gündemleri vardı Türkiye’nin.

30 Mart’ta seçim yaklaşıyordu.

Bir nefret suçu kimin umurunda olurdu ki?

Hele ki Yahudileri, ateistleri ve Zerdüştleri hedefliyorsa…

***

Hiçbir siyasi parti hızla tepki göstermedi.

Ne de olsa “kendi kesim”lerini doğrudan ilgilendirmiyordu.

Onları uyandıransa bir gün sonra, 9 Mart’ta Türkiye Hahambaşılığı-Türk Musevi Cemaati’nin açıklaması oldu.

Nefret söylemi uyarısında bulunan duyurunun ardından konuyu gündemine taşıyan sadece ana muhalefetti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu basın toplantısı düzenledi.

“Bu sözlerin hepimizin kanını dondurması lazım. Bunlar ırkçı söylemlerdir, yasalarımıza göre bile suç. Hangi zihniyet, hangi kafayla böyle ifadeler kullanılabilir?" dedi.

HDP’den tepki ise İstanbul’daki basın toplantısında bir soru üzerine geldi.

HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, gazeteciler konuyu sorunca Çağlayan’ın ultra milliyetçi bir söylem kullandığını ve nefret söylemini teşvik ettiğini söyledi sadece…

Bir daha da duyulmadı bir başka tepkisi…

***

Sonrasında ne mi oldu? Çağlayan özür diledi. Devletin zirvesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bir gün sonra sözlerin “tasvip edilemez” olduğunu hatırlattı.

Hepsi bu kadar işte…

***

Ne de olsa hedef alınan inançlar ya da tercihler çoğunluk değildi bu ülkede.

Seslerini daha yüksek perdeden çıkartamazlardı ki…

Demokrasi mi vardı ki, onların haklarını savunacak olsun?

***

Belki bir gün, bir siyasi parti çıkar,  Başbakan’ın “affedersin Rum” sözüne de, Türkler, Kürtler, Araplar diye başlayan ve devam eden, Osmanlı’dan beri birinci sınıf olan zümreye yapılmışçasına tepki gösterir.

Eski Bakan Çağlayan’ın Yahudileri, ateistleri ve Zerdüştleri hedef alan ifadelerini de kendi inanç ve tercihi hedef alınmışçasına eleştirir.

Kim bilir?