Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem milletvekillerinden biri olan tutuklu Gülser Yıldırım hakkında, 2012 ila 2016 yılları arasında yapmış olduğu konuşmalardan kaynaklı hazırlanan 8 fezlekeye ilişkin açılan davanın 10'uncu duruşması görüldü.

Yıldırım, tutuksuz yargılandığı davanın Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasına Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi'ni (SEGBİS) reddettiği için katılmadı.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada Yıldırım’ın avukatları hazır bulundu.

7 FEZLEKEDEN CEZA İSTENDİ

Duruşmada esas hakkında mütalaasını veren iddia makamı, suçlamaya konu fezlekelerden birinin tefrik edilmesi nedeniyle mütalaaya konu edilmediğini belirterek, 1, 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı fezlekelerde bahsi geçen konuşmaların kürsü dokunulmazlığını içermediğini savundu. İddia makamı, 1, 2, 3, 5 ve 6 numaralı fezlekelerden Yıldırım'ın "zincirleme örgüt propagandası" iddiası ile cezalandırılmasını istedi.

Ayrıca, 3 ve 7 numaralı fezlekelerden de "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddiası ile Yıldırım’ın cezalandırılması istendi.

İddia makamı, Yıldırım'ın üzerine atılı “suçu ve suçluyu övmek" iddiasından beraatını istedi. Yine, Yıldırım'ın 2012 yılında Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde iken kaleme aldığı bir mektup nedeniyle hazırlanan  4 numaralı fezlekeye ilişkin de beraat verilmesi talep edildi.

İddia makamı toplamda, Yıldırım hakkında 18 yıl 3 aya kadar hapis cezası verilmesini talep etti.

AV. KUZU: DEVLETİN DEĞİL HALKIN YARGICI OLUN

İddia makamının mütalaasının ardından Yıldırım'ın avukatlarından Erdal Kuzu, müvekkilinin yapmış olduğu konuşmaları siyasetçi kimliği ile yaptığını savundu.

“Bu konuşmaları HDP'li bir siyasetçi değil de AKP'li bir siyasetçi yapmış olsaydı yargılanmayacaktı" diyen Kuzu, ayrımcılık yapıldığını kaydetti.

AKP'li milletvekili ve yöneticiler ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2013 ile 2015 yılları arasında PKK ve Abdullah Öcalan hakkındaki ifadelerini örnek gösteren Kuzu, "Bu isimler muktedir oldukları için yargılama yapılmadı ve bu sözler görmezden gelindi. Müvekkilimin sözleri propaganda ise bunların sözleri propagandanın alası. Bu nedenle baştan beri siyasal bir yargılama olduğunu söylüyoruz. Yargı makamının bu hale gelmesinden dolayı üzülüyoruz. Uluslararası hukuk devletin yargıcı diye bir şeyi kabul etmez. Biz devletin yargıcı değil, halkın yargıçları olmanızı bekliyoruz. Bu sözler siyasetçi kimliğinden dolayı dün suç değilken, bugün suç görülüyor. Belki yarın suç olarak da görülmeyecektir. Müvekkilimizin beraatına karar verilmesini, gelecek duruşmada ise mahkeme huzurunda dinlenmesini talep ediyoruz" diye savunma yaptı.

Avukat Azad Yıldırım ise, yargılamanın hukuksuz olduğunu kaydederek, HDP'li milletvekillerinin yargılamalarında ayrımcılık yapıldığını söyledi. Yıldırım, esasa ilişkin savunma yapmak için süre talebinde bulundu.

KARAR DURUŞMASINDA MAHKEMEYE GETİRİLECEK

Mahkeme heyeti ise, Yıldırım'ın bir sonraki duruşma mahkeme salonunda hazır edilmesi için tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevine yazı yazılmasına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 4 Mart tarihine ertelendi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı