Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca hakkında "Kürdistan" fezlekesi hazırlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu tarafından hazırlanan ve Meclis Başkanlığı’na gönderilen fezlekede, Uca’nın “İstismara, İnfaza, Kayyıma Karşı Biz Varız, Kadın Mücadelesi Her Yerde” kapsamında Aydın’da 12 Temmuz 2020 tarihinde katıldığı etkinlikte sarf ettiği “…Ege’de, Marmara’da, Kürdistan’da bütün Kürdistan şehirlerinde ve Türkiye’de biz istedik ki annelerimize, bacılarımıza, yoldaşlarımıza ulaşalım…” sözleri suçlama konusu yapıldı.

'ÖCALAN KÜRDİSTAN DİYOR'

Berivan Altan'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı ve yetkisizlik kararıyla Ankara’ya gönderilen fezleke de “Kürdistan ve Kürdistan şehirleri” sözleriyle “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ettiği öne sürüldü. Fezlekenin gerekçesinde ise “Kürt orijinli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgeler Abdullah Öcalan tarafından Kürdistan olarak adlandırılmıştır” denildi.

Savcılık tarafından hazırlanan 5 sayfalık fezlekenin yarısında PKK, iki sayfasında yasama dokunulmazlığına dair mevzuat yer alırken, son yarım sayfa ise Uca’nın kimlik bilgileri, katıldığı etkinlik, suçlama gerekçesi ve tek cümle iki kelimelik suç unsuru sayılan ifadeleri yer aldı.

OLUÇ’UN FEZLEKE YORUMU 

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Genel Kurul’da 1 Mart’ta yaptığı savunmada bu duruma dikkat çekmişti. Kürdistan coğrafyasının tarihselliğini örneklerle anlatan Oluç, “Osmanlı İmparatorluğu öncesinden başlayarak Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar kullanılmaya devam edilen bölge ve yer isimlerinin bir tarihi vardır.

Bu bağlamda, Kürtlerin yaşadığı toprakların da Kürtler ile anılmasının bir tarihi vardır. Söz konusu topraklar, tarihsel kaynaklar ışığında Cumhuriyet öncesinde Arz-ül Ekrad, Kürdistan, Kurdiyye şeklinde isimlendirilmiştir. Coğrafi isimler hükümetlerin dönemsel siyasal ajandalarına ve farklı politik konumlanışlarına göre düzenlenemez.

Coğrafi isimler güçlerini ve meşruiyetini tarihten, halkların ve toplumların belleğinden alırlar. Örneğin Rumeli veya Trakya tanımlamalarını yasaklamak, kullanılmasını engellemek düşünülebilir mi? Herhangi bir savcı Rumeli veya Trakya kavramlarını kullananlara bölücülükten dava açmış mıdır? Neresidir Rumeli ve Trakya? Kimseye fezleke gelmiyor. Kürdistan deyince bize niye fezleke geliyor?” diye sormuştu.