HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davanın iddianamesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İddianamenin sadece usul açısından değil, esas açısından da hukuk ve demokrasiyle alakasının olmadığını ifade eden Oluç, Anayasa Mahkemesi'ne iddianameyi reddetmesi çağrısında bulundu.

Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, HDP'nin kapatılması istenen davanın iddianamesinde, çoğu henüz soruşturma aşamasındaki iddiaların yer aldığını söyledi.

Bu soruşturmaların bazılarında dava bile açılmadığını, bazılarındaysa milletvekili pozisyonunda olanlar için fezleke dahi hazırlanmadığını ifade eden Oluç, "600 küsur sayfalık iddianamenin 550 sayfası neredeyse hakkında yasak istenen kişiler hakkındaki soruşturmaların listesi. Soruşturmalar iddianamesi... Vahim bir şey daha; 26 Nisan'da ilk duruşması yapılacak Kobanê iddianamesi sanki karar verilmiş gibi kapatma davası iddianamesinin içine alınmış" diye konuştu.

'VEFAT ETMİŞ ARKADAŞLARIMIZA DA SİYASİ YASAK İSTENDİ'

Beraat ya da takipsizlikle sonuçlanmış soruşturmaların da iddianameye alındığını anlatan Oluç, iddianamede vefat etmiş olan arkadaşlarına da siyasi yasak istendiğini belirtti.

Saruhan Oluç, "Bu iddianame aynı zamanda çözüm süreciyle, barış arayışıyla hesaplaşıyor. Bu iddianame, çözüm sürecinin intikamını almaya çalışıyor ama çözüm sürecinde sadece bir taraf yoktu. Çözüm sürecinde iktidarın heyetleri ve devletin heyetleri vardı. Onların da demek ki yargılanması gerekiyor. Bu iddianamenin varmak istediği nokta belki de odur esas itibarıyla" dedi.

'BU İDDİANAME BAŞSAVCILIKTA HAZIRLANMADI'

İddianamedeki birçok bilginin yanlış olduğunu kaydeden Oluç, "Bu iddianame, iktidarın küçük ortağının mekanında hazırlandı. İktidarın büyük ortağının mekanında düzeltildi, onaylandı, ondan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gitti. Bu iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında hazırlanmadı" dedi.

'İKTİDAR AYM'Yİ BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYOR'

AYM önündeki iddianamenin sadece usul yönünden değil, esas yönünden de hukuk ve demokrasi ile alakası olmadığını vurgulayan Oluç, “İktidarda bu yaptığı ile AYM’yi baskı altına alarak kendi hukuksuz siyasi nedenlerle açtığı davaya alet etmeye çalışıyor. Biz AYM’ye çağrı yapıyoruz, bu işe AYM asla hukuk açısından baktığımızda bu oyuna alet olmamalı reddetmelidir. Önümüzdeki saatlerde göreceğiz ve tekrar bunun üzerine konuşacağız. Mesele sadece bir kapatma davası meselesi değildir. Mesele Türkiye’nin geleceğinin meselesidir; demokrasinin, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün ve Türkiye’nin geleceği meselesidir, bu ülkenin ve toplumun geleceği meselesidir. Atılacak her adım HDP kapatma davası çerçevesinde değil Türkiye’nin geleceği açısından ele alınmalıdır” diye konuştu.

'İRADESİZ BİR SAĞLIK BAKANLIĞI YÖNETİMİ VAR'

Türkiye'nin yeni tip korona virüsü (Covid-19) risk haritasını gösteren Oluç, "Asla zamanında harekete geçmeyen, eksik ve yanlış önlemler alan, sağlık emek ve meslek örgütlerini sürece katmamak için özellikle direnen, iradesiz bir Sağlık Bakanlığı yönetimiyle işte kıpkırmızı harita ortaya çıktı" diye konuştu.

'KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİ HANGİ GEREKÇE İLE SONLANDIRIYORSUNUZ?'

Kısa çalışma ödeneğinin sonlandırılmasına tepki gösteren Oluç, ”Kısa çalışma ödeneğini kesinlikle sonlandırmayın. Zaten işsizlik fonundan karşıladığınız bu desteği hangi gerekçe ile sonlandırıyorsunuz, pandemi sona mı ermiş, bu harita mavi mi olmuş yok olmamış, esnaf tam kapasite ile çalışıyor da bizim haberimiz mi yok? Pandemi bitene kadar kısa çalışma ödeneği sonlandırılmamalı hatta asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. 3,5 milyon civarında yurttaşımız kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Siz eğer sonlandırırsanız bu yurttaşlar aileleri ile beraber 10 milyondan fazla mağdur duruma gelecektir. Bu kısa çalışma ödeneğini sonlandırmayın” diye konuştu.

'YURTTAŞLARIN BORCU NE OLACAK SORUSUNA BU İKTİDARIN CEVABI YOK'

Oluç, Bankalar Birliği'nin 173 firmanın 35 milyar liralık borcunu yapılandırdığını hatırlatan Oluç, "Peki esnaf, çiftçi, emeklilerin borçları ne olacak? Resmi rakamlara göre bankalara borçları olan yurttaşların sayısı 34 milyona ulaştı. Son 50 günde 2 milyona yakın icra dosyası açılmış vaziyette. İşte pandemi sürecindeki yanlış ekonomi politikalarının ve pandemi sürecinde yurttaşı, esnafı, emekçiyi gözeten değil, şirketleri, firmaları, yandaşları gözeten ekonomi politikalarının sonucu budur. Yurttaşların borcu ne olacak sorusuna bu iktidarın cevabı yok" dedi.

'KÜRŞAT İKTİDARIN YARATTIĞI DÜZENİN ADIDIR'

Oluç, "Yolsuzluk deyince bugünlerde insan hep Kürşat diye bir ismi hatırlıyor. Aslında Kürşat Ayvatoğlu ismi sembolik. Kürşat, aslında iktidarın yarattığı düzenin adıdır. Kürşat, 'yolsuzlukla mücadele ediyoruz' derken yarattıkları düzenin adıdır. Çok net olarak bunu görmek gerekiyor. Aslında Kürşat, buz dağının görünen yüzüdür. Peşkeş çekilen kamu ihalelerin sonucudur Kürşat. İktidar yanlısı holdinglere peşkeş çekilen yatırımların adıdır Kürşat. Bu iktidar bir saadet zinciri kurdu ve bu saadet zincirine dahil olanların ismi Kürşatgillerdir." ifadesini kullandı.