HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verilen kararın hukuksuz olduğunu ifade ederek, “Enis Berberoğlu meselesindeki durum neyse Gergerlioğlu'ndaki durum da aynıdır. AYM tarafından mutlaka bozulacaktır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te basın toplantısı düzenledi.  İlk olarak pandemi döneminde yaşananları değerlendiren Oluç, durumun daha kötüye gittiğini ve “Kırmızı illerin” sayısının giderek arttığını ifade etti. Salgında artış sürerken aşılanmaya dair bir gelişmenin de olmadığını sözlerine ekleyen Oluç, “Bir salgın yönetiminde olabilecek başarısızlıkları nedir? diye sorsanız konuyu bilene bunları sıralardı. Bu iktidar bunların hepsini gerçekleştirmiş vaziyette. Bu iktidara gerçekten bravo demek gerekiyor. Bütün bunlar yaşanırken, kırmızı illerin sayısı artarken, salgında bir azalma yokken ve aşı bulunamazken, Cumhurbaşkanı kısa çalışma ödeneğinin 31 Mart 2021’de sona ereceğini açıkladı. Buna gelen tepkiler de oldu. Özellikle TESK'ten tepkiler geldi. Buna rağmen inat edilmesi son derece vahim bir durum” dedi.

Oluç, pandemi dönemi boyunca iktidarın emekçilere 1 yıl içerisinde sadece 41 milyar TL destek verdiğini ve bu desteğin de emekçilerin işsizlik fonundan karşılandığını vurgulayarak, “İktidar diyor ya Türkiye’yi dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına dahil edeceğiz. Bu palavra. Dünyanın büyük ekonomileri ne yapıyor? Karşılaştırmasını yaptığımız zaman şunu görüyoruz; Almanya’nın Pandemi döneminde esnafa çalışanlara güvence sağlamak için açıklanan destek paketi, 750 milyar Euro.  Amerika 2 trilyon doların üzerinde destek paketi açıkladı. İngiltere 330 milyar Sterlin’lik destek açıkladı. İngiltere esnafa 225 bin sterlin geri ödemesiz destek sundu. Fransa, Hindistan, Çin bunların hepsi milyarlarca dolarlık destek paketi açıkladılar. Bunların hepsi yeni oldu. Dünyanın büyük ekonomileri bu destek paketlerini açıklarken Türkiye’de AKP iktidarı ne yapıyor? Kısa çalışma ödeneğini kesiyoruz diyor” diye konuştu.

'BÜYÜK İŞ KAYIPLARI YAŞANACAK' 

Kısa çalışma ödeneğinin 31 Mart itibariyle sonlandırılmasının ardından Nisan ayı itibariyle büyük bir işsizlik dalgasının ortaya çıkacağının altını çizen Oluç, “Bu çok açık ve nettir. Esnaf zaten bugün yüzde 25-30 kapasite ile çalışıyor. Restoranlar, cafeler açısından baktığınızda esnaf yüzde 50 kapasite ile çalışıyor, akşam 19.00’da kapatmak zorunda kalıyor. Esnafın kendisine gelmeden bu kısa çalışma ödeneğinin sonlandırılması demek Nisan ayı itibariyle büyük iş kayıplarının yaşanması demektir. Milyonlarca insan işsiz kalacak demektir. Bunu TESK de, DİSK de açıkladı. Onlar da aynı şeyden rahatsız olduklarını söylüyorlar ve kesinlikle kısa çalışma ödeneğinin kesilmemesi gerekir diyorlar. Net olarak kısa çalışma ödeneğinin kesilmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Ama iktidar kısa çalışma ödeneğini kesme konusundaki kararlılığını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

'AİHM KARARLARINI UYGULAYIN'

"AİHM kararlarını uygulayın" çağrısı yapan Oluç, şu şekilde devam etti: “AKP iktidarı samimi ve stratejik davranıyor musunuz? Hayır davranmıyorsunuz. AİHM’in 22 Aralık 2020’de vermiş olduğu Demirtaş kararı var. Üstelik Büyük Daireye ilk alınan kararı siz götürdünüz. Büyük Daire karar verdi tekrar. 5 maddede çok ağır ihlal var dedi. 20 Aralık kararında, 'Demirtaş'ın salınması gerekir' dedi. Kavala için de aynı şeyi söyledi. Peki, siz samimi ve stratejik davranıyorsanız AİHS’nin altında imzanız var, AİHM’in parçasısınız, tanımışsınız, onun içinde Türkiye’nin temsilcisi var. Neden AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz? Kaç gün geçti 20 Aralık'tan bugüne? Yetmedi bu ayın içinde geçtiğimiz hafta AB Bakanlar Komitesi toplantı ve AİHM’in Demirtaş kararının uygulanması konusunda bulundu. Ve  dedi ki, Haziran'a kadar buna dair bir adım atmazsanız, Haziran ayında Bakanlar Komitesi tekrar toplanacak, gündeme alacağız dedi. Şimdi bakın sayın Çavuşoğlu, size sesleniyoruz, siz samimi ve stratejik davranıyorsanız AB ile ilişkiler konusunda önce AİHM kararlarını uygulayın. Bunun uygulanması için adım atın. İki, tabi ki Adalet Bakanı'na çağrıda bulunuyoruz bu konuda. AB ile müzakereler yapıyorsunuz, üye olmak için. Çağrımız şudur, 23’üncü fasıl yargı ve temel haklar faslıdır AB ile müzakerelerde. 24’üncü  fasıl adalet, özgürlük, güvenlik faslıdır. İki faslında açılmasını sağlayın. Bunun açılmasını nasıl sağlayacaksınız, Türkiye’de buna uygun bir hukuk ve adalet reformu yaparak ancak sağlayabilirsiniz. Lafta değil sözde değil gerçekten hukuk ve adalet reformu yapılarak bu fasılların açılmasını sağlayın. Eğer stratejik bakıyorsanız meseleye. Size Kopenhag Kriterlerini hatırlatıyoruz tekrar. Kopenhang Kriterlerini uygulayın, AİHM kararlarını uygulamayan bir Türkiye sadece AB ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmiş olmaz.  Aynı zamanda Avrupa Konseyi üyeleri arasında da kötü örnek oluşturur. “AİHM kararları uygulanmayabilir’ fikrinin ortaya çıkmasına yol açar. Kötü örnek oluşturur.” 

HUKUKSUZ KARAR

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verilen kararın hukuksuz olduğunun altını çizen Oluç, “Eğer bir ülkede hukuk, demokrasi, insan hakları ileri bir noktada değilse o ülkenin ekonomisi de düzelmez. O ülke uluslararası alanda güvenilir bir ülke olma niteliğini kazanmaz. Şimdi siyasetin gündemine göre kendi gündemini ve kararlarını belirleyen bir yargı mekanizması hukuk açısında güvenilir bir mekanizma değildir. Bu yargı mekanizması bağımlı ve taraflı hale gelmiştir, yürütmenin tahakkümü altındadır ve yürütmenin gündemine göre karar vermektedir. Bu kararlardan bir tanesi milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındadır. Çok açık bir şekilde yürütmenin telkinleri ile yürütmenin tahakkümü ile bir kara ortaya çıkmıştır. Ömer Faruk Gergerlioğlu kararı o kadar büyük bir hukuksuzluğu içinde barındırmaktadır ki o şerhte bu kararın esas ve usul yönünden yasalara aykırı olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Ancak TMK 6-2’den ceza verilebilir. Yani istinafın kararı esas yönünden de usul yönünden de. Aslında bu karar istisnai hallerden değildir, dokunulmazlık çerçevesindedir yani yargılamanın, soruşturmanın ve kovuşturmanın durdurulması gerekir demiştir. Vekilimiz AYM'ye başvurmuştur.Enis Berberoğlu meselesindeki durum neyse Ömer Faruk Gergerlioğlu'ndaki durum da aynıdır. AYM tarafından da mutlaka bozulacaktır. Ama ona rağmen bu tartışma köpürtülüyor” diye konuştu.

Gergerlioğlu’nun geçmiş uzun yıllardan beri insan hakları aktivisti olduğunu ve bu yönde çalışmalar yaptığını sözlerine ekleyen Oluç, “Bu bize neyi gösteriyor? İnsan Hakları Eylem Planı'nın ciddi olmadığına. Gergerlioğlu, seçildiği 2018 Haziran'ından bugüne kadar 2 bin 900'ün üzerinde soru önergesi, 26 kanun teklifi, 120 tane genel kurul konuşması yapmıştır. Belki son günlerde artmış olabilir bu çalışmalar. Çıplak arama, cezaevlerinde işkence, cezaevlerinde çocuklar, yoksulluk, kanunsuz yargılamalar, Uygur Türkleri, anadili hakkı... Bunların tamamı insan hakları alanını ilgilendiren konulardır” ifadesinde bulundu.

ŞENYAŞAR AİLESİNE YAPILAN VİCDANSIZLIKTIR

Oluç konuşmasına şöyle devam etti: “Hak, hukuk, adalet gibi konuları konuşmaya başladığımız zaman o kadar çok konuşmamız gereken konu var ki. Size bir fotoğraf göstereceğim. Bu fotoğraf Urfa'dan, Şenyaşar ailesi. Şimdi 2018'den bugüne geldik. Yargılamada herhangi bir sonuç ortay açıktı mı? Çıkmadı. Anne bir adalet nöbeti başlattı, tek başına Adalet Sarayı'nın önünde. Ne istiyor anne? Savcı ile görüşmek istiyor. Savcı görüşmeyi kabul etmiyor. Bu anneyi kabul etmiyor savcı. Yetmiyor savcı annenin Adalet Sarayı'nın merdivenlerinde oturmasına da izin vermiyor. Bu açıkça vicdansızlıktır. Bir aileden üç kişi yaşamını kaybetmiş, bunun hesabının sorulması için. Bu bir örnek. O kadar çok örnek var ki.  Hukuki ve insani bir talep var."