HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ve beraberindeki heyet bugün de Muş’ta gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bitlis yolu üzerinde bulunan tekstil fabrikalarını ziyaret eden heyet, emekçilerin sorunlarını ve tekstil sektöründe yaşanan sıkıntıları dinledi.

Ziyarette işletme sahipleri ekonomik kriz, teşviklerin yetersizliği ve artan elektrik faturalarından dert yanarken; bir işletme sahibi, “Eskiden 7-8 bin TL elektrik faturası ödüyorduk, şu anda gelen faturalar 70-80 bin. Doğalgazı daha yeni bağladık. Açılınca onu da göreceğiz. Faturalar kirayı geçmiş durumda” dedi.

"PARLAMENTO SEÇİMLERİNE KENDİ İTTİFAKIMIZLA GİRİYORUZ, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ İSE MUHALEFETİN TUTUMUNA BAĞLI"

Ardından kent merkezinde esnaf ziyaretinde bulunan heyete yurttaşlar ilgi gösterdi, alkış ve sloganlarla karşıladı. Yurttaşlar ekonomik kriz ve yoksulluktan şikayet ederken, siyasete ilişkin de görüşlerini paylaştı.

Özellikle 6’lı masanın HDP ile olan diyalogunu soran ve İYİ Parti yetkililerinden yapılan açıklamalara tepki gösteren yurttaşlara Grup Başkanvekili Saruhan Oluç şöyle dedi:

 “6’lı masa ile bir ittifakımız yok, yapmayı da düşünmüyoruz. Parlamento seçimlerinde bizim kendi ittifakımız var, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise müzakereye açığız. Müzakere ederlerse konuşuruz, etmezlerse başımızın çaresine bakarız, kendi adayımızı çıkarırız.”

"BİZİ YOK SAYANLARI BİZ DE YOK SAYARIZ"

Muş İl Örgütünde de konuşan Oluç, HDP olmadan hiçbir ittifakın yüzde 50+1’e ulaşmadığını hatırlatarak, “Kimse bizi çantada keklik sanmasın. Öyle bir şey yok. Kimse bizi yok saymaya kalkışmasın. Biz derken sadece HDP’yi kast etmiyoruz. HDP’nin seçmenlerini, Kürt halkını, Türkiye demokrasi güçlerini yok saymaya kalkarsanız bizde sizi görmezden geliriz diyoruz açıkça. Demokratik siyaset açısından sağlıklı olan şey diyalog ve müzakeredir, herkesin birbirine saygı duymasıdır” dedi.

2023 seçimlerinin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Oluç, şöyle devam etti:

"DEMOKRATİK SİYASETİ TASFİYE ETMEK İÇİN KUMPAS DAVALARINA SARILDILAR"

“Bizim önemimizin farkındalar. Her iki taraf da farkındadır ama bunu bir türü kabullenmek istemiyorlar. Cumhur İttifakı, AKP-MHP ittifakı bizi tasfiye etmek için, demokratik siyaseti tasfiye etmek için elinden geleni yapıyor. Kobanî Kumpas Davasını çıkardılar. Bu davada arkadaşlarımız için 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istiyorlar. Hukuken hiçbir şey yok, tamamen siyasi. Dert ne? Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Gültan Kışanak’ı, İdris Baluken’i ve diğer bütün arkadaşlarımızı demokratik siyasetten tasfiye etmek. Yetmedi, bir de kapatma davası açtılar. HDP’yi ve HDP’nin bütün kadrolarını demokratik siyasetten tasfiye etmek istiyorlar. Bunları yapan kim? Cumhur İttifakı.

"İKTİDARA OY VEREN KARDEŞLERİMİZİ BU YANLIŞTAN DÖNDÜRMEK BİZİM GÖREVİMİZ"

"Bu davalar varken dönüp ‘kardeşimsiniz’ dese inanır mısınız, inanmazsınız. Sırf bu değil. Bu iktidar ne yazık ki bu hale geldi. O yüzden ne yapacaklarını da tam bilmiyorlar. Bugüne kadar yaptıklarının kendilerine bir fayda sağlamadığını da görüyorlar. Biz de şunu yapalım: Kürdistan coğrafyasında AKP’ye oy verenler var. Oy verenler bizim düşmanız değil, kardeşlerimiz. Onları bu yanlış durumdan, yanlış politikadan uzaklaştırmak da bizim görevimizdir. Onları o yanlıştan vazgeçirmeliyiz. Bütün bu baskı ve tasfiye çalışmalarına rağmen HDP başarılı bir mücadeleyle, sizlerin desteğiyle bu dönemi başarıyla atlatacaktır.”