Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü tarafından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde başlatılan Demokrasi Nöbeti, HDP milletvekilleri Ayşe Sürücü, Şevin Coşkun, Serpil Kemalbay ve Musa Piroğlu’nun katıldığı son gününde polis ablukası altındaydı.

İzmir KESK Şubeler Platformu, İzmir Barosu, İzmir Düşünce Topluluğu, İzmir Dayanışma Akademisyenleri, İzmir Barış Akademisi de destek ziyaretinde bulundu.

 ‘İKTİDAR KADINLARDAN KORKUYOR’

İlk sözü alan HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü konuşmasını Kürtçe ve Türkçe olarak gerçekleştirdi. AK Parti iktidarı döneminde yaşanan Roboski, Suruç, Ankara, Sultanahmet gibi katliamların faillerinin açığa çıkarılamadığını söyleyen Sürücü, 17 yıl boyunca doğa talanının hat safhaya çıktığını, ekonomik krizin giderek derinleştiğini, pek çok insanın işsiz kaldığını, kadın cinayetlerinin yüzde bin 400 arttığını söyledi.

Kayyım atanma gerekçelerinden birinin de eşbaşkanlık sistemi olduğunun altını çizen Sürücü,  “Çünkü iktidar kadınlardan korkuyor ve kadınların tekrardan evlere hapsedilmesini istiyor, iradeleşmesini istemiyor. Fakat HDP bir kadın partisidir ve sonuna kadar kadın çizgisinde eşbaşkanlığı savunup bunun mücadelesini vereceğiz. Kayyum atanan belediyelerimizde iktidarın yaptığı ilk iş kadın kurumlarını kapatmaktı. Yaşam alanlarını özellikle kadınlara daraltmak istediler. Çünkü kadının gücünden korkuyorlar. Sistemin değişmesi gerekiyor ve bu sistemi değiştirecek olan bizleriz, Türkiye halklarıdır” dedi.

RABİA NAZ VE NADİRA CİNAYETLERİ ÖRTBAS EDİLMESİN’

‘Rabia Naz’ın katledilmesinin üstünün örtbas edilmeye çalışıldığını, AKP’li milletvekilinin emriyle katledildiği iddia edilen bir ev işçisinin intiharının şeffaf ve etkin bir şekilde araştırılması gerektiğini’ söyleyen HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ise “Havuz medyası, yakası düğmeli yargınız örtbas etmesin. Şahitleri kriminalize edecek şekilde savcılarınız harekete geçmesin. Bu cinayeti ya da intiharı ya da her ne yaşandıysa bir ev işçisinin başına ne geldiyse şeffaf bir şekilde aydınlatılmasını istiyoruz. Bu demokrasi nöbeti gerçekte herkes için gerçekleştirdiğimiz bir demokrasi nöbetidir. Rabia Naz için de Nadira için de buradayız. İş cinayetinde yaşamını yitiren işçiler, emekçiler için de buradayız, kadın cinayetleri için de bu demokrasi nöbetindeyiz. İzmir’in rant için yakılan ormanları için de buradayız” ifadelerini kullandı.

 ‘SORUNLAR MÜZAKERE YÖNTEMİYLE ÇÖZÜLMELİDİR’

‘Savaşların en çok kadın ve çocuklara zarar verdiğini’ belirten Kemalbay, sorunları müzakere ve diyalogla çözmek istediklerini söyleyerek şu sözleri dile getirdi:

“Halkların birbiriyle hiçbir sorunu yoktur. Ama sömürü düzenin halkla, halkların birbirine karşı kışkırtmayla ilişkisi vardır. Açıkçası savaştan beslenmek istiyorlar. Antidemokratik despotik iktidarlarını Saray’daki zevk-ü sefa içindeki iktidarlarını sürdürmek için savaşa ihtiyaç duyuyorlar. Biz HDP olarak bugüne kadar Türkiye’nin Suriye’deki yayılmacı politikalarını yanlış bulduk. Suriye’de de Türkiye’de de barışı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Demokrasi nöbetimiz halkın iradesi Türkiye’de egemen oluncaya kadar başka formlarla kendini sürdürecek”

‘HDP KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENİYOR’

Son sözü alan HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun ise Türkiye’nin 3. büyük partisi olan ve 6 milyon insanın oyunu alan HDP’nin son 4 yılda iktidar tarafından sürekli kriminalize edilmek istendiğini söyleyerek iradesi gasp edilen Van, Amed ve Mardin halkının 43 gündür direndiğini söyledi.

Kayyımlar son bulana kadar direnişin devam edeceğini söyleyen Coşkun, “Her gün yer altı ve yerüstü kaynakları yandaşlara peşkeş çekiliyor. Kazdağları’ndaki ormanlar katlediliyor, 12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf sular altında bırakılmak isteniyor. Bu AKP’nin savaş politikasının devamıdır. Hep birlikte eşit, özgür ve demokrasi içinde yaşaması için HDP olarak Türkiye’nin her yerinde her zaman mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” dedi.