Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

"Buradan hükümete, Adalet Bakanı’na ve tüm yetkililere soruyoruz; İmralı’da ne oluyor?" diyen Günay, "Yasal bir hak olmasına rağmen neden İmralı’da aile görüşünü engelliyorsunuz? Savunma hakkının en temel unsuru olan avukat-müvekkil görüşmesidir. İmralı adasında vekil-müvekkil görüşmelerini neden engelliyorsunuz? Siz değil miydiniz avukat görüşmesi için engel yok diyenler? Yapılan telefon görüşmesi kaygıları gidermemiş, aksine arttırmıştır." ifadelerini kullandı.

Günay, çözülmesi gereken en acil sorunun barış ve diyalog zeminin oluşturulması olduğunu belirterek, iktidarın tam tersi politikalar yürüttüğüne dikkat çekti. Günay, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ülkeye yapılan en büyük kötülük olduğunu vurguladı. Günay, milyonlarca insanın tecridin kaldırılması için eylemde olduğunu ifade ederek, “120 gündür ülkedeki siyasi tutsaklar açlık grevinde ve bu ülkenin demokratik geleceği için tecridin bitmesini istiyorlar. Newroz meydanları 120 gündür cezaevlerinde tecride karşı sürdürülen direnişi büyük bir coşku ile sahiplendi. Tutsakların sesine ses oldu, taleplerini sahiplendi” dedi.

‘TECRİDE ÖFKE BİRİKTİ’

Günay, 2021 Newroz’unun aynı zamanda tecride büyük bir öfkenin biriktiğini ve toplumun hukuk ve insanlık dışı uygulamaları kabul etmediğinin göstergesi olduğunu belirterek, “Kürt halkı tecridi kimliğine yönelik bir saldırı olarak tanımlıyor, bunu dün de kabul etmedi bugün de kabul etmiyor ve yarın da kabul etmeyecektir. Milyonlar tecridin kendi geleceğini kararttığını, barışı engellediğini haykırdı Newroz alanlarında. Peki, bu talepleri tüm çıplaklığıyla gören iktidar ne yapıyor?” diye belirtti.

HÜKÜMETİ CİDDİYETE DAVET EDİYORUZ

Günay, "Sayın Öcalan’ın sağlığı ve güvenliği ile ilgili kaygıları giderecek tek şey avukatları ve ailesi ile yüz yüze görüşmenin gerçekleştirilmesidir. Ayrıca yarıda kesilen telefon görüşmesi de esasen hukuka aykırı bir yöntem ve usul ile savcılıkta gerçekleşmiştir. Oysa Türkiye’de cezaevinde bulunan her mahpusun yasalarla belirlenmiş, avukat, aile ve haftalık telefon görüşmesi hakları vardır. Hükümet yetkililerine tekrardan sesleniyoruz ve hükümeti ciddiyete davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.