Mardin’in Nusaybin ilçesindeki TOKİ konutlarının bahçesinde oyun oynayan çocukların polisler tarafından havaya ateş açılarak kovalanması ve 8 yaşındaki B.E.’nin bir polis tarafından yakasından tutularak, zırhlı araç kadar götürüldükten sonra tartaklanmasına ilişkin tepkiler sürüyor. Ahmet Kanbal'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre İlçe Kaymakamlığı'nın polis memurunun görevden alındığına dair yaptığı açıklama da tepkileri dindirmezken, sivil toplum örgütleri ve toplumun birçok kesimi olaya karışan polisin tutuklanmasını istedi. 
 
Polis tarafından tartaklanan B.E. ve ailesiyle görüşen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay, yaşananlara ilişkin konuştu. 
 
ŞİDDET VE AKP’NİN POLİTİKALARI 
 
Koronavirüs (Kovid-19) salgınının olduğu bir dönemde birçok kentte yaşanan polis şiddetinin AKP'nin karakteriyle ilgili olduğunu söyleyen Günay, AKP'nin "fırsatçılık" yaparak, kendi otoritesini, baskısını ve zulmünü daha da artıran bir noktadan siyaset yürüttüğünü belirtti. Polis şiddetinin artmasının AKP’nin politikalarıyla doğrudan ilişkili olduğuna dikkati çeken Günay, yaşanan baskı ve şiddetin tedirgin edici bir noktaya ulaştığını söyledi. Günay, Nusaybin’deki olayda sadece çocukların değil, silah sesini duyan herkesin aynı travmayı yaşadığını dile getirdi.
 
KÜRT DÜŞMANLIĞI 
 
Kaymakamlığın yaptığı açıklamada “taş atan bir grup” ifadesine yer vermesine tepki gösteren Günay, “Küçük bir çocuğun attığı o taş hiçbir yeri kanatamayacak. Çocuk o taşı atmayı bir oyun olarak görüyordur. Burada asıl problem kontrolsüz gücü kullanmada. Bugüne kadar işkence ve kötü muameleden ceza alan polis sayısı çok az. Hepsi ya 'açığa alma' hikayesiyle başka yerlere tayinleri çıkarıldı ya da başka şekillerde ödüllendirildi” dedi. 
 
Kayyım tarafından Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş.'nin başına getirilen polis Ercan Uysaler’in, bir çalışanı taciz etmesi sonrası yapılan yargılamada herhangi bir cezaya çarptırılmamasını anımsatan Günay, “Kaçması için bir fırsat sağlandı. Bunlar birbirini besleyen olaylar. Adana’da bir genci gözünü kırpmadan vuran bir polis gerçekliği var. Bu hesap vermeme ile ilgili. Özelikle çatışmalı bölgelerde iktidarın Kürt düşmanlığının pratikteki karşılığı sokakta oynayan çocuğa silah sıkmak oluyor. Sonuçta ‘çocuk da olsa kadın da olsa gereği yapılacak’ diyen bir Cumhurbaşkanı gerçekliği var. Polisler bu kadar rahat hareket edecek gücü buradan buluyorlar” şeklinde konuştu.
 
KOL KIRAN POLİS HATIRLATMASI
 
Hükümete yakınlığıyla bilinen medya organları üzerinden polisi “sevecen gösteren” haberlerle algı operasyonları yürütüldüğüne dikkati çeken Günay, “23 Nisan’da çocuklara, yaşlılara hediyeler dağıtan bir gerçeklik var; öbür tarafta sokakta silah sıkan, silah kullanan bir polis var. Asıl gerçeklik bu. Öbürü aslında bunu kamufle etmeye çalışıyor” dedi. 
 
Günay, şöyle devam etti: “Sokağa indiğimizde, Kürdistan’ın her yerinde bir polis şiddeti var. Halen Hakkari’de özel harekat polisleri tarafından kameralar önünde kolu kırılan çocuğun görüntüsünü unutmadık. O gün o polis cezalandırılsaydı, Adana’daki olayda polis cezalandırılsaydı, Büşra Kuyun'u kaçıranlar ve Uğur Kaymaz’ı öldürenler ceza alsaydı Nusaybin’de polis buna cesaret edemeyecekti. İktidar bir cezasızlık zırhı veriyor ve bu zırh üzerinde polisler ellerindeki silahlarla istediklerini yapıyorlar. Orantılı güce uygun davranan bir polis gerçekliği yok ortada. Tamamen güce, zora ve işkenceye dayanarak, kendisini bu topraklarda var etmeye çalışan bir polis gerçekliği var.