Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan, gece yaşamını yitiren önceki dönem milletvekili İbrahim Ayhan için HDP Genel Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.

 HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, yaptıkları ortak açıklamada yaşamını yitiren eski milletvekili İbrahim Ayhan’ın yaşamının kendileri için örnek olduğunu ifade ederek, mücadelesini sürdüreceklerini söyledi.

İlk olarak konuşan Buldan, büyük bir üzüntü yaşadıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“İbrahim yoldaşımız yıllardan beri mücadele alanındadır. Eğitim alanında demokratik siyaset alanında büyük çabalar sarf etmişti. Arkadaşımızın Federe Kürdistan’ın Hewler kentinde aramızdan aniden ayrılışını büyük üzüntüyle karşıladık. İbrahim arkadaşımız uzun yıllar cezaevinde kalmıştır. Milletvekilliği yaptığı dönemde de aldığı cezalardan dolayı milletvekilliği düşürülen bir arkadaşımızdı. Ağır sağlık sorunları yaşayan, tedavisini Türkiye’de gerçekleştiremediği için Hewler’e sürgüne giden ve orada yaşamını yitiren bir arkadaşımızdı. Kürtlere reva görülen ya sürgün ya ölüm ya cezaevidir. İbrahim arkadaşımız da sürgünde yaşamını yitirmekle karşı karşıya kalmıştır. Kürtlere reva görülen budur. Hiçbir Kürt bunu isteyerek yapmaz. Ne ölümü ne cezaevini ne sürgünü seçer. Ailesini çocuklarını, yuvasını, topraklarını, yoldaşlarını bırakarak sürgüne mahkum olan arkadaşımız ne yazık ki Hewler’de yaşamını yitirdi. Ben başta ailesi olmak üzere mücadele arkadaşlarına, Türkiye halklarına Kürt halkına başsağlığı diliyorum. Sevgili İbrahim Ayhan’ın mirasını devralacağız, mücadelesini biz yürüteceğiz. Sistemin dayattığı bu koşullarda sürgünde ölmek elbette kolay değil. Ayhan ailesine bir kez daha sabır diliyorum”

‘HEPİMİZE ÖRNEK OLAN MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’

Temelli ise emek ve demokrasi mücadelesine ömrünü adamış onurlu bir mücadele arkadaşlarını yitirdiklerini ifade etti:

 “Üzüntümüz acımız çok büyük, emek demokrasi barış mücadelesine ömrünü vermiş asla baş eğmemiş bir yoldaşımızı arkadaşımızı yitirdik. Gerçekten sözcüklere sığmayacak bir acı yaşıyoruz. Normal bir ölüm olarak görmüyoruz. Hakka hukuka sığmayan bir yargı şiddetinin iktidar anlayışının yol açtığı bir ölümdür. İbrahim arkadaşımız büyük bedeller ödemiş bir arkadaşımız yine büyük bir bedel ödedi. Yoldaşımızın yaşamı hepimize örnek olacak yol gösterecek bir yaşamdı. Hepimize örnek olan bu mücadelenin aynen sürdürüleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Tüm yoldaşlarının başı sağolsun. Işıklar içinde uyusun”

Temelli ve Buldan’ın bu açıklamalarının ardından sözü HDP Sözcüsü Saruhan Oluç aldı. Oluç, devam eden Merkez Yürütme Kurulu toplantısının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Oluç, bugün aynı zamanda Musa Anter ve Ruhi Su’nun aramızdan ayrılışının yıldönümü olduğuna işaret ederek, iki ismi de andı.

‘KRİZ YOK DİYENLER YANILIYOR’

Daha sonra MYK gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oluç, ilk olarak Türkiye’deki siyasi ve ekonomik krize değindi. Oluç, “Konuştuklarımız aynı zamanda tesadüfen Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın açıklama yaptığı saatlere denk geldi. Bizim bugün konuştuğumuz konunun başlığı: ‘Kriz miriz var.’ Kriz miriz yok diyenlere cevap olsun. Türkiye’de en önemli şirketler artarda konkordato ilan ediyorlar, kriz miriz var. Türkiye’de tüketici güven endeksi yüzde 13 düşmüş durumda. Yani güven kırılmış, kriz psikolojisi yaygınlaşmış. Dolayısıyla ‘kriz miriz yok’ diyenler yanılıyor. Halk onları yalanlıyor ve ‘kriz miriz var! diyor. Kriz miriz yok da mı 1 milyon dolarlık vatandaşlığın ücretini 250 bin dolara indirdiniz. Dolara ihtiyacınız var. Çünkü Türkiye’nin önümüzdeki 12 ay içinde çevirmesi gereken borç miktarı cari açıkla birlikte 220 milyon dolardır. Bu borcu çevirmek için nereden ve yüzde kaç faizle borç bulacaksınız. Bu borç ekonomisi elbette doların yükselmesine sebep olur. Önümüzdeki aylarda krizin daha da yükseldiğini göreceğiz, bu çok açık” şeklinde konuştu.

‘İŞÇİLER KÖLELİK ŞARTLARINDA ÇALIŞTIKLARINI AÇIKLADIKLARI İÇİN TUTUKLANDI’

Bakan Albayrak’ın bugünkü açıklamalarıyla sosyal güvenlik alanında kemer sıkma politikaları uygulanacağına işaret eden Oluç, “Kemer sıkmak yerine uçak almaktan vazgeçin. Sadece o hibe edildiği söylenen uçaktan bahsetmiyoruz, F35’leri almayın, S400’leri almayın, savaş harcamalarını azaltın. Bakan bey dedi ki kayıt dışılığı azaltacağız. Nereden başlayacaksınız merak ediyoruz. Biz bir tanesini hemen söyleyelim. 3’üncü Havalimanı inşaatı. Bu firmaların kayıt dışı konusunda yaptıkları çok açık ortada. Bunu işçiler söylediler. İşçiler 13-14 taleplik bir listeyle protestolarını gerçekleştirdiler. Bu listedeki bir maddeydi bu. Diğer maddeleri hatırlıyorsunuz, tahta kuruları, pireli yataklar, insanca olmayan koşullar. Bu işçilerden 24’ü tutuklandı. Neden tutuklandılar? Kayıt dışılığı açıkladıkları için tutuklandılar. Kölelik koşullarında, adeta 19’uncu yüzyıl İngiltere’sinde çalıştıklarını açıkladıkları için tutuklandılar. Bakan beye sesleniyoruz, kayıt dışılıkla mücadele etmek istiyorsanız 3’üncü Havalimanında aleni bir şekilde kayıt dışılığı sürdüren bu firmaların üzerine gidin, hukuki adımları atın” diye kaydetti.

Kulp Davası’nın beraatla sonuçlandırılmasına da tepki gösteren Oluç, yargının taraflı bir kararı olduğunu ifade ederek, buna karşı hukuk mücadelesini yükseltmeye devam edeceklerini söyledi.

Oluç, yerel seçim hazırlıklarının da devam ettiğini aktararak, “Yerel yönetim modellerimizi belediyecilik anlayışımızı geçmişin eksiklerini hatalarını da değerlendirerek yeni dönem açısından belirlemeye başladık. Bir süre sonra da adaylıklar mevzusunu konuşacağız. İki temel hedefimiz var; yerel seçimlerde halkın iradesinin gasp edilerek kayyum atanan bütün belediyeleri geri almak. Bununla yetinmeyerek 10-15 yerde daha belediyeleri almak. Batıdaki büyük belediyeler ve ilçeler de dahil olmak üzere AKP-MHP koalisyonunun nerede geriletilmesi gerekiyorsa orada bu meşru muhalefete destek olmak olarak belirledik” dedi.

‘ERDOĞAN YSK’NİN VETO VERMESİNİ İSTİYOR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’yi hedef alan açıklamalarına da yanıt veren Oluç, “Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sıfatla konuşurken HDP adaylarına ve aday belirleme usulüne ilişkin tamamen mesnetsiz iddialarda bulundu. Aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Erdoğan’a bir kez daha sesleniyoruz: Cumhurbaşkanı olarak yaptığınız konuşmalarda HDP’yi suçlayarak, doğruluğu karşılığı olmayan bu cümleleri sarf ederek YSK’yi etkilemek istiyorsunuz, YSK’nin HDP adaylarını veto etmesini istiyorsunuz. Sandıkta kazanamayacağınızı gördüğünüz için ihbarda bulunarak YSK’yi harekete geçiriyorsunuz. HDP daha önceki seçimlerde yaptığı gibi adaylarını şeffaf bir şekilde, halkın gözü önünde, toplantılarla, mülakatlarla belirleyecektir. Bu adaylar kendi yerellerinde tanınan bilinen yerel yönetim anlayışımızı en iyi şekilde yerine getirecek adaylar olacaktır. Ama siz bu yaptığınızla sanmayın ki HDP’nin yerel seçimlere katılmasına engel olabilirsiniz. Sanmayın ki HDP’nin kayyum atanan belediyeleri geri almasına engel olabilirsiniz. Eğer adil bir seçim yapacağınızı iddia ediyorsanız HDP hakkındaki bu mesnetsiz iddiaları ileri sürmekten vazgeçin. Eğer fikirlerinize ve adaylarınıza güvenmiyorsanız buyurun yarışın ve boyunuzun ölçüsünü alın. İddiaları kendisine iade ediyor ve asla kabul etmiyoruz” dedi.

Kaynak: Mezzopotamya Ajansı